"tehlikeye atacak" - Traduction Turc en Arabe

    • للخطر
        
    • يهدد
        
    • بخطر
        
    Son 6 ay içinde, Başkanın hayatını tehlikeye atacak herhangi birşey yaptın mı? Open Subtitles هل قمت بعمل أى شىء لتعريض حياة الرئيس للخطر فى الستة شهور الاخيرة؟
    Sonra da açgözlülük edip her şeyi tehlikeye atacak şeyler yaparlar. Open Subtitles ثم يصبح وغد طماع ويقوم بأفعال غبيه تعرض كل شئ للخطر
    -Ama gezegeni tehlikeye atacak bir şey yapmayacaktır. -Emin değilim, efendim. Open Subtitles لكنه لن يعرض الكوكب للخطر لست واثقة من هذا يا سيدى
    Duygularım ne olursa olsun dostluğumuzu tehlikeye atacak hiçbir şey yapmam. Open Subtitles مهما كانت مشاعري ما كنت لأفعل شيئاً يهدد صداقتنا
    Seni ve Kyle'ı tehlikeye atacak kadar. Open Subtitles غاضب بما فيه الكفاية لجعلكِ و(كايل) بخطر
    Son altı ay içinde başkanın hayatını tehlikeye atacak bir şey yaptın mı? Open Subtitles هل قمت بعمل أى شىء لتعريض حياة الرئيس للخطر فى الستة شهور الاخيرة؟
    Sizi soygun ve hayatını tehlikeye atacak şekilde, ...Bay Josiah Jonhson'a saldırmaktan tutukluyorum. Open Subtitles أقبض عليك بتهمة السرقة و الإعتداء و تعمد تعريض حياة جوسايا جونسون للخطر
    Biliyorum, biliyorum, bunu tehlikeye atacak hiç bir şey yapmam. Open Subtitles أعرف، أعرف، ولا أنوي عمل أيّ شيء يعرض ذلك للخطر
    Adını gizli tutmayı tehlikeye atacak bir şey yapmamak kliniğin görevi. Open Subtitles من واجب العيادة ان لا تفعل اي شيء يعرض هويتك للخطر
    Savaş planları, eyalet sırları ya da ulusal güvenliği tehlikeye atacak istihbaratlar olabilir. Open Subtitles قد تكون خُطط معارك، أسرار دولة، أو معلومات قد تُعرّض الأمن القومي للخطر.
    Yolcularımı tehlikeye atacak hiçbir şey yapamam. Open Subtitles لن أفعل أي شيء قد يعرض حياة المسافرين للخطر.
    Bu ifade, savunmanızı tehlikeye atacak bir durumda sizi sınırlandıracak şekilde yorumlanmamalıdır. Open Subtitles هذه السياسة لايجب أن تفسر على أنها مقيدة بالشكل الذى . يعرض قوات الدفاع للخطر
    Lee asla kızınızın hayatını tehlikeye atacak bir şey yapmazdı. Open Subtitles لي لَم يفعل أي شئ يعرض حياةَ ابنتك للخطر
    Aileni tehlikeye atacak hiç bir şey yapmayacaksın. Open Subtitles أنتِ لن تفعلي شيئاً سيعرّض عائلتكِ للخطر
    Eğer bu görevi tehlikeye atacak herhangi birşey yaparsanız, sizi ellerimle öldürürüm. Open Subtitles ان فعلت اي شيء يعرض هذه العملية للخطر سأقتلك بنفسي
    En azından bu şehri nasıl savunmayı düşündüğünüzü bilmeden o hayatları tehlikeye atacak değilim. Open Subtitles لن أعرضهم للخطر حتى أعرف كيف سيمكنك الدفاع عن المدينة
    Dinle, görevi tekrar tehlikeye atacak olursan, seni kendim vururum. Open Subtitles إسمع إن عرضت المهمة للخطر مجدداً , فأقتلك بنفسي
    Komşunun telefonundan arıyorum. Seni tehlikeye atacak bir şey yapmam. Yaptın bile. Open Subtitles أستخدم هاتف إحدى جاراتي، ما كنتُ لأفعل يوماً ما يعرّضكَ للخطر
    eğer biri bir ürünü satarak para kazanıyorsa , kendi düzenini tehlikeye atacak benzer bir ürünü satan diğerleriyle savaşacaktır. Open Subtitles فإذاربحشخصٌماالمالمنبيع منتجمعين, فإنه سيحارب وجود منتج أخر يمكن أن يهدد مؤسسته.
    Ama şimdi okuldaki pozisyonunu tehlikeye atacak rakipleri gördün. Open Subtitles ترى الان في خضم المسابقة انه يهدد موقفك جدا بهذه المدرسه
    Onun hayatını tehlikeye atacak hiçbir şey yapmazlar. Open Subtitles إنهما لن يفعلا أي شيء يمكنه أن يهدد حياتها.
    Bugün o oylamayı kazanman seni korkunç bir tehlikeye atacak. Open Subtitles لو فزت اليوم راح تكون بخطر

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus