"tek sebebinin" - Traduction Turc en Arabe

    • السبب الوحيد
        
    Wilson ve Penzias bunun tek sebebinin gökyüzünün başka bir yerinden gelen kozmik bir olayın yankısı olabileceği olduğunu fark ettiler. Open Subtitles أدرك بنزياس و ويلسن أن السبب الوحيد لمجيء شيء من كافة أنحاء السماء كونه في الواقع صدى خافت لحدث كونيّ ضخم
    Bugün ortaya çıkmamın tek sebebinin babanı korumaya çalışmak olduğunu bilmen gerek. Open Subtitles أريدكِ أن تعلمي أنّ السبب الوحيد لظهوري اليوم هو محاولة حماية والدكِ.
    Bu bölgeyi istemendeki tek sebebinin zengin maden yataklarımız olduğunu da biliyorum. Open Subtitles أعرف السبب الوحيد الذي تريدين به هذا الأقليم لأنه غني بالمواد الخام
    Bu partiyi vermemizin tek sebebinin fotoğraf çekmek olduğunu hepimiz biliyoruz. Open Subtitles نحن جميعاً نعلم ان الصور هي السبب الوحيد لإقامتنا لهذه الحفلة
    Bayan Hallet'in bizi bu kasabaya kabul etmesinin tek sebebinin babamın şiirleri olduğundan şüpheleniyorum. Open Subtitles انا أتوقع ان السبب الوحيد ان السيده هيلت جعلتنا فى قريتها انه بسبب ان أبى شاعر
    Bize yardım etmenin tek sebebinin oğlun olduğunun farkındayız. Open Subtitles نحن مدركون تماماً أن السبب الوحيد الذي يدفعكِ لمساعدتنا هو ابنكِ
    Her neyse, kulübün batıyor olmasının tek sebebinin korkutucu bir muhitte yer alması olduğuna inanabiliyor musunuz? Open Subtitles بأيه حال, هل تصدقون السبب الوحيد لبيعه الملهى لأنه في حي مرعب؟
    Cennette bir hafta sonundan vazgeçmek için tek sebebinin bu olduğuna emin misin? Open Subtitles هل أنت متأكدة من أن هذا هو السبب الوحيد لتخليك عن أسبوع في الجنة ؟
    Orda mahkum gibi olduğunu söyledi,ve yardım etmesinin tek sebebinin, onu adadan göndereceklerine inanmasıymış . Open Subtitles يقول أنه كان سجيناً و أن السبب الوحيد لتعاونه هو
    Bu görüşmeyi kabul etmemin tek sebebinin eşinizin haber departmanımızda spiker olması olduğunun farkındasınız değil mi? Open Subtitles أنت تدرك أن السبب الوحيد لـ هذا الإجتماع هو ان زوجتك تعمل لدينا في قسم الأخبار
    Seninle çıkmamın tek sebebinin bu olduğunu söylemiyorum. Open Subtitles لا أقول أن هذا هو السبب الوحيد لخروجى معك
    Kimseye söylememenin tek sebebinin bu olduğuna emin misin? Open Subtitles هل أنتِ متأكدة أن هذا هو السبب الوحيد لعدم إخباركِ لهم؟
    Kutup keşifçisi taklidi yapmasının tek sebebinin de çocuklar olduğunu söyledi. Open Subtitles أنّ السبب الوحيد الذي ما زال يجعله يتظاهر أنّه مُستكشف قطبي كان لأجل الأطفال.
    Gelmemek için tek sebebinin ölüm olduğunu söylemişti. Open Subtitles لقد قال أن السبب الوحيد الذي سيعيقه عن المجيء هو الموت
    İş yerinde... bir arkadaş var. Benimle olmanın tek sebebinin filmdeki rol olduğunu düşünüyor. Open Subtitles لديّ هذا الصديق بالعمل الذي يعتقد أنّ السبب الوحيد لكونكِ معي هُو لأجل الدور في الفيلم.
    Şu an böyle inliyor olmasının tek sebebinin bunu yapması için para alıyor oluşu olduğunu anlamışsındır umarım. Open Subtitles أنك تدرك أقصد , السبب الوحيد انها تتأوى الآن لأنه يُدفع لها
    Burada olmamın tek sebebinin elimde bulunan ayakları istemeniz olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعرف أن السبب الوحيد لمجيئي هنا لأنكِ أردتي تلكَ القدمين التي لدي
    Ona, hamile kalmanın tek sebebinin rujunu bulaştırmamak için olduğunu söylemiş miydin? Open Subtitles هل أخبرته بأنّ السبب الوحيد لحملكِ هُو أنك لم تريدي أن تلطّخي أحمر شفاهك؟
    İçinde bulunduğun o aptal şovda, o iki hatunun kalbini kırdıktan sonra Amerika halkı senin ne kadar aptal olduğunu öğrendi ve şimdide hepimiz bu gösteriyi yapıyor olmanın tek sebebinin o lanet kıçını kurtarmak olduğunu biliyoruz. Open Subtitles جميعنا نعرف السبب الوحيد لمشاركتك بالبرنامج وهو أن كل أمريكا تظنك أبله لتحطيمك قلب تلك الفتاتان المثيرتان
    Hâlâ burada dikiliyor olmamın tek sebebinin gidecek başka yerim olmaması, bunu sen de biliyorsun, değil mi? Open Subtitles أن تعلمين أن السبب الوحيد لوجودي واقفًا هنا أنه لايوجد لدي أي مكان آخر لأذهب اليه,اليس كذلك؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus