Bir arkadaşım vardı ve insanlar onu merak ettiklerinde arayıp alışverişe gitmek ya da garajlarını temizlemeye yardım etmek isteyip istemediğini sorardı. | TED | لدي صديق ممن إذا قلق الناس عليه، فإنّهم يتّصلون به ويسألونه إن كان يرغب بالذهاب للتسوّق أو أن يساعدهم في تنظيف مرأبهم. |
Bütün günüm Emmy ödüllerini temizlemeye ve... yemek yapmaya ayırdım. | Open Subtitles | لقد قضيت طوال اليوم في تنظيف جوائزك و اعداد الطعام |
Gördüğünüz bu üç şişe 1000'den fazla mezar taşını temizlemeye yetecek sadece $39.95 dolar. | Open Subtitles | أقدّم لكم ثلاث زجاجات، تكفي لتنظيف ألف شاهد قبر، مقابل 39 دولار و95 سنت فقط. |
Yaralarını temizlemeye başlayıp, el egzersizleri yapman gerekiyor böylelikle derin gerilmez. | Open Subtitles | يجب أن تبدأ بتنظيف جروحك والقيام بتمارين, كي لا ينكمش جلدك |
- Kanıt yok edildi. Her şeyi temizlemeye yolladım. | Open Subtitles | على كل حال ، لقد شوه الدليل لقد بعثت بكل شئ للتنظيف |
Onu öldürmemişse niye etrafı temizlemeye kalkmış? | Open Subtitles | أجل لكن لماذا يحاول التنظيف إذا لم يقتلها ؟ |
Ama böylesi daha iyi, komutanım. Böylece mayınları temizlemeye devam edebiliyoruz. | Open Subtitles | كان جيدا بتلك الطريقة ، لنتمكن من الإستمرار في تنظيف الألغام |
Eşim ve ben tüm günümüzü bu ülkede yaptığınız pislikleri temizlemeye harcıyoruz. | Open Subtitles | أنا وزوجي نقضي اليوم بأكمله في تنظيف الفوضى التي تُحدثونها بذلك البلد |
Sanki birisi bir pisliği temizlemeye çalışıyor ve daha da batırıyor. | Open Subtitles | يبدو أن شخصاً ما يحاول تنظيف الفوضى و خلق واحدة أكبر |
Yaralarını temizlemeye çalıştı ama en ufak baskıda yeniden kanamaya başlıyorlardı. | TED | حاولت تنظيف جروحها لكن مهما ضغطت على الجرح ، فهي تنزف مجدداً |
Ben buraya sizin pisliğinizi temizlemeye geldim. Ve sen bana yardım edeceksin. | Open Subtitles | أني هنا لتنظيف الفوضى التي احدثتموها وستساعدني بذلك |
Ben de temizlemeye gidiyordum. Hiç zahmet etme. | Open Subtitles | كنت بطريقي لتنظيف ذلك لا تنزعج , انت مطرود |
Ben ve diğer memurlar, senelerce burayı temizlemeye çalıştık. | Open Subtitles | أنا وشرطيون أخرون عملنا لسنوات لتنظيف هذه المنطقة |
Sinapsları temizlemeye başladıklarını da düşünebiliriz. | TED | نحن نظن أن تلك الخلايا ستبدأ بتنظيف التشابكات العصبية. |
Çünkü eğer bu sefer ortalığı karıştırırsanız aileleriniz dolaplarınızı temizlemeye gelir. | Open Subtitles | -جيد لأنكم إن أفسدتم هذا الأمر , أبويكم سيقومون بتنظيف خزانتكم |
temizlemeye göndermen, hâlâ bende şüphe uyandırıyor. | Open Subtitles | لا زلت أعتقد ان هناك بعض الشكوك بخصوص إرسالك لها للتنظيف |
Bu adamı kuru temizlemeye götürün. | Open Subtitles | التنظيف الجاف، ابقه جافاُ.. لقد ربح بهاي |
Burası insanların fotoğrafları teslim ettikleri yerdi ve o gün, fotoğrafları elle temizlemeye başlamak için onlara yardım etmem konusunda bana güvenmeleri, beni onurlandırdı. | TED | كان هذا المكان الذي يسلم فيه الناس الصور، وقد تم تكريمي ذلك اليوم بأن وثقوا بي للمساعدة في بدء تنظيفها يدويا. |
Bir teke kadar sağduyun olsa bizim etrafımızda amaçsızca dolaşacağına, evini temizlemeye başlardın. | Open Subtitles | رأيت, وان كان لديك شعور يجب عليك ان تنظف منزلك, بدلا من التسكع حولنا |
Kuzeybatının en kirli vicdanlarından birini temizlemeye yönelik ilk adım. | Open Subtitles | تطهير أولّي لواحد من أقذر الضمائر في الشمال الغربي بأكمله. |
Takım elbisemi temizlemeye vermeliyim. Cuma günü cenaze törenine gideceğim. | Open Subtitles | يجب أن أنظّف بذلة، عندي جنازة يوم الجمعة. |
Son birkaç saattir bu elbiseyi düzeltmeye ve temizlemeye çalışıyorum ve emin ol değişen birşey yok, | Open Subtitles | أنا لدي فقط عدة ساعات لإصلاح هذا الفستان و تنظيفه وأن أتأكد بأن لاشئ آخر سيحدث له |
Ashley, Frank ve diğerleri saldırıya uğradığın koruluğu temizlemeye gittiler. | Open Subtitles | رأينا من الأفضل ألا نخبرك يا سكارليت لقد ذهب آشلي وفرانك والآخرين لتطهير تلك الأحرش التي تعرضتِ للهجوم فيها اليوم |
Her kuruşunu, ama bu yaptığın şeyi temizlemeye yetmeyecektir. | Open Subtitles | كلّ بنس، وهو غير كاف لهذا العالم لينظف قذارة ما قمتِ به |
Ben havuzcuyum. Havuzunuzu temizlemeye geldim. | Open Subtitles | انا فتى التنظيف وقد جئت لأنظف حمام السباحة |
Bunun için küvetimi temizlemeye çalıştığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أني قسمت ظهري في غسل حوض الاستحمام |
Kuru temizlemeye yolla. Lana oturdu. Bu, babanın sana 16. yaşgünü hediyesi. | Open Subtitles | أرسليها إلى المغسلة لانا تلطخت بالآيس كريم |