Nasıl ve nerede yaşadığınız önemli değil, İstanbul'da arkamızdan kim temizliyor? | TED | مهما يكن مكانك أو من تكون أنت، من الذي ينظف مخلفاتنا في اسطنبول؟ |
Rio'da, Paris'te ya da Londra'da arkamızdan kim temizliyor? | TED | من الذي ينظف مخلفاننا في ريو أو باريس أو لندن؟ |
Ailesi geri döneceğini düşünmüyor ama karısı her gün kliniğini temizliyor. | Open Subtitles | عائلته لا تعتقد أنه سيعود ولكن زوجته تنظف عيادته كل يوم |
Adidas gibi: Adidas, okyanusları temizliyor ve bu süreçte para kazanıyor. | TED | مثل أديداس: أديداس تنظف المحيط وتجني المال من هذا الأمر. |
Sen duvarları temizliyor olmalıydın, ve bir ayının alışverişe gittiği hikayeleri anlatmalıydın. | Open Subtitles | كان يجب أن تقومي أنتي بتنظيف الطلاء وقراءة القصص عن الدب الذي ذهب ليتسوق |
Sen buralardan değilsin. Tuvaletleri temizliyor ve çöpü topluyor. | Open Subtitles | لست من هذه المنطقة أنه ينظف المراحيض ويجمع القمامة |
Benim bir buluşum.Halıları emerek temizliyor. | Open Subtitles | انه احد اختراعاتى الصغيره ينظف السجادعن طريق الشفط |
- Evet. Yemeğimi yapıyor, evimi temizliyor, alışverişimi yapıyor, al sana dizi. | Open Subtitles | يطبخ طعامي، ينظف منزلي، يقوم بالتسوق عني، وما شابه |
O da bana dedi ki: "Yalnızca havuzu temizliyor." | Open Subtitles | ثم قالت لى , انة ينظف الحوض ايها المتشكك |
İkarus mayın tarlasını temizliyor, ordularımıza geçecekleri yolu açıyor. | Open Subtitles | ايكاروس ينظف حقل الالغام فاتحا طريقا امام قواتنا |
İkarus mayın tarlasını temizliyor, ordularımıza geçecekleri yolu açıyor. | Open Subtitles | ايكاروس ينظف حقل الالغام فاتحا طريقا امام قواتنا |
Altı aydır depoda çizmeleri parlatıp, silahları temizliyor ikinci bir fırsat bekliyorsun. | Open Subtitles | كنت فى مخزن السلاح لستة شهور تلمع الأحذية و تنظف الأسلحة فى انتظار فرصة ثانية |
Her çarşamba tüm evi temizliyor, hem de pratik bir şekilde, çünkü Louise çarşamba günleri dikişe gidiyor | Open Subtitles | كل يوم أربعاء، انها كانت تنظف المنزل، الامر كان مريحا، لان لويز كانت تعمل بالخياطة يوم الأربعاء. |
Şu an evimizi milyon dolarlık bir elektrik süpürgesi temizliyor. | Open Subtitles | هناك مكنسة سعرها مليون دولار تنظف شقتنا الأن |
Zack şu anda kemikleri temizliyor. | Open Subtitles | حتى جعل من شخص ما غاضباً منه لهذه الدرجة؟ زاك يقوم بتنظيف العظام في هذه الأثناء |
O kör ve sağır, o silah namlularını temizliyor. | Open Subtitles | هو اعمى و الصم , يقوم بتنظيف ماسوره المسدس |
Dolu bir silahı temizliyor olmanıza. | Open Subtitles | . أنّك كنت تنظّف سلاحا محشوًّا |
Alt katında iriyarı bir adam plaj havlusu ile büyük bir kan gölünü temizliyor. | Open Subtitles | بينما الشقة التي تحتها فيها رجل ضخم يمسح بقعة دم كبيرة |
Bir enerji alanında gizleniyor. Kocaman. Kanıtları temizliyor. | Open Subtitles | غطّى في حقل طاقة بينما ينظّف الدليل. |
Burada iyi bir hayatım var. Deniz havası ciğerlerimi temizliyor, güneş beyaz cildimi koyulaştırıyor ve en önemlisi, mutlu olmak için paranın önemli olmadığını öğrendim. | Open Subtitles | لديّ حياة رائعة هنا ، هواء البحر نظف رئاتي والشمس أعطت لجلدي لون صحيّ |
Bizim ekipmanımızla yaptıkları devamlı bir sistem den geçiyor, temizliyor, pişiriyor, soğutuyor ve bu maddeleri pastörize ediyor, bir yandan durmadan miselimiz ile aşılarken gerçekleşiyor bu sistem. | TED | وما يفعلونه باستعمال معداتنا يمر بنظام مستمر، يقوم بالتنظيف والطبخ والتبريد وتعقيم هذه المواد، ويقوم في نفس الوقت أيضا بتلقيح الأفطورة باستمرار. |
- Biri gelip üstünü temizliyor. - Sanki sen yerimde olsan... | Open Subtitles | فإنّ شخصاً آخر يقوم بتنظيفها وأنت لا تَعمَلُ نفس الشيءِ |
Surat asıp geziyor, kendisini temizliyor, kafesini düzende tutuyor. | Open Subtitles | هو فقط إكتئاب حول، يُنظّفُ نفسه، تَعديل فوق قفصِه. |
Uh, David onu temizliyor. | Open Subtitles | ديفد " ينظفه " |
-Çocuklar odalarını temizliyor. Anne ve baba böyle yaşıyor. | Open Subtitles | أطفال ينظفون غرفهم , آباء وأمهات يعيشون هكذا |
...kurbanları temizliyor ve bulmamız için bırakıyor. | Open Subtitles | لذا ينظفهم و يتركهم لنا لنجدهم |
- Kafamı temizliyor. | Open Subtitles | - انه يصفي ذهني |