Peki bizim tasarımlarımızda beş duyuyu birden kullanma teorisini uygulamaya başlarsak? | TED | والآن ماذا لو بدأنا بتطبيق نظرية الحواس الخمسة في جميع تصميماتنا؟ |
Geçtiğimiz yüzyılda, Naziler, üstün ırk teorisini öne sürdüler, fakirlerin üremelerini engellemek için. | Open Subtitles | في القرن الماضي , استخدم النازيون نظرية تحسين النسل لوقف الفقراء من التكاثر. |
Genç Isaac Newton'un ilk kez kapsamlı yerçekimi teorisini çözdüğü o dahiyane an. | Open Subtitles | تلك اللحظة العبقرية التي نجح خلالها الشاب اسحق نيوتن في اكتشاف نظرية الجاذبية |
Ve Paris' deki akademisyenlere teorisini açıklamaya çalışan bir yazı yolladı. | TED | لقد وجه عمله إلى الأكاديميين في باريس، في محاولة لتفسير نظريته. |
Ve Einstein'ın yakınlarda yayınlanmış genel izafiyet teorisini okuyordu, ve bu teoriden etkilenmişti. | TED | و لقد كان يقرأ آخر منشورات أينشتاين النظرية العامة للنسبية، و قد كان جد مثار بهذه النظرية. |
Yani, adeta orada öyle durup derin düşüncelere dalmışken, daldan bir elma düşüyor ve birden yerçekimi teorisini akıl ediyorsunuz. | TED | تعلمون ، بينما أنت جالس هناك تفكّر تفكيرا عميقا، تسقط التفاحة من الشجرة، وتكتشف نظريّة الجاذبيّة. |
Sicim teorisini bırakma konusunda fakülte senatosuna itiraz mektubu yazıyorum. | Open Subtitles | أكتب طلباً ,لمجلس الجامعة حتى أستطيع الأنتقال من نظرية الأوتار |
Olabilirdi. Çıkmaza girdiğini düşündüğüm için sicim teorisini bırakmasaydım ama. | Open Subtitles | حسناً، كان يمكن أن يكون كذلك، لكني تركت نظرية الأوتار |
Ya da dalga fonksiyonlarının nasıl oluşturulduğunun kökünü açıklamak için izafiyet teorisini kullanabiliriz. | Open Subtitles | أو بإمكاننا استخدام نظرية النسبية القياسية لتفسير أصل أو كيف تتولد الدالات الموجيّة |
Ben "Tanrım, keşke John Locke'nin mülkiyet teorisini ondan sonra gelen felsefecilerle daha iyi bağdaştırabilseydim." | TED | وأقول انا : رباه لكم اتنمى لوأنني قمت بربط نظرية جون لوك التبعية بالفلاسفة التابعين له. |
Hastalıkların mikroplarla bağlantılı olma teorisini mikroskop icat edilip de onları görmeden bilemezdik. | TED | لا نستطيع أن نكون نظرية لجراثيم الأمراض قبل أن نخترع مكروسكوبا لرؤيتها. |
Son olarak, üçüncü kısımda şişme kuramı denen kozmoloji teorisini açıklayacağım ve bu hikayenin parçalarını bir araya getirecek. | TED | وأخيراً ، في الجزء الثالث سوف اصف نظرية الكوزمولوجي تدعى التضخم والتي ستقوم بسحب كل قطع القصة معاً |
İnsanlar aklın teorisini kullanarak stratejik düşünme miktarında sınırlı gözüküyor. | TED | يبدو أن البشر يقومون بكمية محدودة من التفكير الاستراتيجي بإستخدام نظرية العقل. |
Kuad-çubuk sisteminin ortak modelini elde ettiğimizde bunu kontrol edecek algoritmaları oluşturmak için kontrol teorisini kullanabiliyoruz. | TED | وما إن نتوفر على نموذج للنظام من الرباعية والعمود، يمكننا استخدام نظرية التحكم لإنشاء خوارزميات للتحكم فيه. |
İlginç bir şekilde, araştırmacılar 1970’lere kadar Kanner’ın otizmin nadir olduğu teorisini test etmeye başlamadılar. | TED | بشكل مدهش، ولحدود عام 1970، بدأ الباحثون بآختبار نظرية كانر بأن التوحد نادر الحدوث. |
Eleştirmenler bunun sicim teorisini bilime aykırı kıldığını | TED | الآن، يقول النقاد أن هذا يجعل من نظرية الأوتار نظرية غير علمية. |
Darwin, evrim teorisini tanıtan tarihi çalışmasını tamamlarken yüzlerce tavuk gözlemleyecekti. | TED | إذ راقب داروين مئات الدجاجات وهو ينجز بحثه التاريخي ومن ثم عرض نظريته في التطوّر. |
Yüz yıl önce, Albert Einstein kendi teorisi olan izafiyet teorisini ilk defa yayımladı. | TED | قبل 100 عام، نشر ألبرت آينشتاين نظريته عن النسبية العامة. |
Bu teorisini canlı bir ineğin kafatasını açarak doğruladı. | TED | وقد تمكن من إثبات صحة هذه النظرية من خلال فتح جمجمة بقرة حية. |
Bunlardan birinde, belirginleşen evrim teorisini göstermek için yeni bir tür aile ağacı çizmeye başlayacaktı. | Open Subtitles | بإحداها, كان بدأ بتخطيط نوع جديد من شجرة العائلة لإظهار نظريّة التطوّر الصاعدة. |
Bilgim arttıkça ikisi arasındaki bağlantıyı daha çok görür oldum, özellikle sicim teorisini. | TED | وكلما تعلمت أكثر، كلما رأيت الصلة بينهما أكثر، خصوصاً فيما يتعلق بنظرية الأوتار. |
Madem herkes kendi muhteşem teorisini takdim ediyor, ben de benimkini açıklayayım. | Open Subtitles | حيث إننا في مجال طرح النظريات العظيمة، دعني أتقدم بواحدة من عندي. |
Bilim insanları sonsuz sayıda boyut olduğunu ve her birinin farklı bir gerçeklik içerdiğini teorisini ileri sürüyor. | Open Subtitles | العلماء وضعوا نظريات عن وجود عدد لا نهائي من الابعاد وكلها تحتوي على امكانية إيجاد بدائل للواقع |
teorisini kanıtlamak için de her zamanki "araştırmasını" yapmaya başlıyor. | Open Subtitles | وقد بدأت أبحاثها المعتادة لإثبات نظريتها |
Tabiki, ben Kansas eyaleti tarafından kilisenin alternatif evrim teorisini sunmaya zorlanıyorum. | Open Subtitles | وبطبيعةالحال،وأناملزمأنا من ولاية كانساس إلى تقديم الكنيسة بديل لنظرية التطور |
Teorisinin kıçını öpmeden teorisini anlatmasını bekleyebilirsin. | Open Subtitles | قد تود الانتظار إلى أن يبدأ إخبارنا بنظريته حقاً قبل أن تبدأ مجاملتها |
teorisini destekleyecek kanıt olmadıkça sanmam. | Open Subtitles | من المحتمل لَيسَ، بدون أثبتْ لدَعْم نظريتِه. |
Sahte nöbet teorisini çürütmek için zamanımı ziyan ettiğimi bilmesini istemiyorum çünkü. | Open Subtitles | لأنّني لا أريدُهُ أن يعلم أنّني أضيعُ وقتي في نقض نظريّته عن النّوبةِ الزائفة |
Yani Dr. Freud'un son yazdıklarını ve bir olaya dayanan "yansıtma" dediği teorisini okudunuz. | Open Subtitles | إذاً أنتِ قرأتِ أبحاث الدكتور "فرويد" الأخيرة ونظريته على الظواهر والتي يسميها "الإسقاط" |