Muhtemelen öyle ama bu hayvan dişi vajinanın sıcaklığını tercih eder. | Open Subtitles | ربما، لكنّ هذا الحيوان يفضل الدفئ والحميمية المحصورة في مهبل الأنثى |
Hayır aslında ona eposta göndermenizi tercih eder. Çok pardon. | Open Subtitles | لا, فى الحقيقة إنه يفضل أن ترسل له بريدا إلكترونياً |
Bu yüzden bir kaç yıl önce, biraz zaman ayırıp bu devasa veritabanıyla konuşmam gerektiğini düşündüm, ve ona şunu sordum, insanlar bir ülkeyi neye göre tercih eder. | TED | إذا، منذ بضع سنين، فكرت أخذ إجازة والتوجه لقاعدة البيانات تلك وسؤالها، لماذا يفضل الناس بعض الدول أكثر من الأخرى؟ |
Ayrıca hiçbirimizin dışarıda bir hayatımız olmamasını da tercih eder. Onu affetmiyorum. | Open Subtitles | إنّه يفضّل ألا يكون لأحدنا حياة في الخارج. |
Sadece bisikletin gerçek sahibi bisikletin zarar görmesindense, başka birisine verilmesini tercih eder. | Open Subtitles | فقط صاحب الدراجه الحقيقي سيفضل ان يعطيها لشخص اخر من ان يراها تدمر |
Sean'e bakalım, o mavi tadındaki yiyecekleri tercih eder, süt, portakal ve ıspanak gibi. | TED | لنتعرف على شون، الذي يفضل الأكل ذا الطعم الأزرق، مثل الحليب، البرتقال والسبانخ. |
Cesetlerimizin bu çölde çürüyüşünü görmeyi tercih eder. | Open Subtitles | ربما يفضل أن يرى أجسادنا تتعفن فى البراري |
Cesetlerimizin bu çölde çürüyüşünü görmeyi tercih eder. | Open Subtitles | ربما يفضل أن يرى أجسادنا تتعفن فى البراري |
Belki. Ama bir profesyonel daha güvenli bir yolu tercih eder. | Open Subtitles | ربما اكون ولكن المحترف يفضل الطريقة الآمن |
Doğasına karşı bir hareket yerine, Bir savaşçı yenilmeyi ya da ölmeyi tercih eder... | Open Subtitles | فالمحارب يفضل الهزيمة والموت على أن يتصرف على غير طبيعته |
Frank dövmez. Silah olarak bıçak kullanmayı tercih eder. | Open Subtitles | فرانك لايضرب الناس بل هو يفضل استعمال السكين مثل سلاحة |
Ölümü şeref ve sadakat olmadayan bir yaşam için tercih eder. | Open Subtitles | حتى إنه يفضل الموت على الحياه بدون شرف و إخلاص |
Ama artık bu noktada argumanın öbür tarafında olduğunu görürse hatalı olmayı tercih eder. | Open Subtitles | في هذه اللحظة ، وجودك في الجانب الآخر من الجدال ، يجعله يفضّل أن يكون مخطئا |
Sizinle dans etmek yerine telefonla konuşmayı mı tercih eder? | Open Subtitles | هو يفضّل أن يتكلّم على الهاتف من الرقص معك؟ |
Ve yeni ve işlek bir mahalleyi tercih eder. | Open Subtitles | و سيفضل الجار صغير السن, الجار المُنشغِل. |
Kiminle olmayı tercih eder sanıyorsun? | Open Subtitles | لاتقاوم ذلك ماذا تعتقد بأنها تفضل أن تكون معه؟ |
Binbaşı limanda kalmayı ve buz odasına göz kulak olmayı tercih eder. | Open Subtitles | الرئيس يُفضل أن تبقى عند المرفأ ويَحْرسُ غرفةَ الثلجَ. |
Bence tuvalet suyunu tercih eder. | Open Subtitles | حَسناً، في الحقيقة، أعتقد هو يُفضّلُ عطرَ. |
Senin lanet SHU'ya gitmeni bile benimle çalışmana tercih eder. | Open Subtitles | ستفضل بأن تجعلكِ محبوسة في السجن الإنفرادي على أن تراكي تعملين معي |
Güneşli havalarda, akrep kayalıkları veya tuğladan örülmüş duvarlardaki çatlakları tercih eder. | Open Subtitles | في الطقس المشمس يُفضّل العقرب المنحدرات الصخرية أو تصدّعات في جدران من الطوب |
Çoğu insan onu tercih eder. | Open Subtitles | كما، كما تعلم، الكثير من الناس يفضلونه |
Hem Jamie de Fraser klanı üyeleriyle birlikte olmayı tercih eder sanırım. | Open Subtitles | أضن بأن جايمي ليفضل أن يكون مع أفراد عشيرة فرايزر |
- Benim salonumu tercih eder eminim ama uzun bir gün oldu. | Open Subtitles | حسناً، أنا متأكد أنها تُفضل بهو منزلي، ولكن، كان ذلك يوماً شاقاً. |
Kadınlar beni sevmiyor değil ama belki bir kadınla konuşmayı tercih eder. | Open Subtitles | ليس ان السيدات لا يحبوني , لكن ربما تفضل ان تتحدث لأمرأة |
Sen de söyledin, kendi yönetimindeyken departmanı küçük düşürmektense bu dosyayı saklamayı tercih eder. | Open Subtitles | قلتها بنفسك بأنه سيفضّل دفن ذلك الملف على أن يفضح دائرة الشرطة أثناء عهدته |
Doğaları gereği kadınlar daha temiz yöntemler tercih eder. | Open Subtitles | بطبيعتهن النسوة يفضلن طرقا أنظف للتخلص من الجثث |
Herkes kana susamış intikam isteyen birinin şovunu izlemeyi tercih eder. | Open Subtitles | هم يفضلون أن يشاهدوا برنامج عن شخص متعطش للدماء يسعى للإنتقام |