| İyi bir şey yapmak istiyorsan hiç tereddüt etme. | Open Subtitles | أتمنى أن لا تكون قد أخطأت في تقديري إذا أردت أن تقوم بشيء جيد, لا تتردد |
| Asla tereddüt etme. | Open Subtitles | لا تتردد ثانية لأنك شككت في نفسك مرة أخرى |
| Ben olmayan her şey Çoğalıcılardır, yani tereddüt etme. | Open Subtitles | أي شيء سواى هو من الريبليكيتورز لا تتردد في ذلك |
| Bizi, mutlaka öldürmeye çalışacaklardır. Ateş et, sakın tereddüt etme. | Open Subtitles | إنهم سيحاولون ويقتلونا، لذا قومي أأنتِ بإطلاق الطلقة، ولا تترددي |
| Sakın tereddüt etme, tatlım. Ya varsındır ya da yok. | Open Subtitles | لا تترددي يا حلوتي , تستطيع أن توافقين أو لا |
| Bir sorun yaşarsan beni aramakta tereddüt etme. | Open Subtitles | وإذا واجهت أيّ تخوّفات لا تتردّد مطلقاً بالإتصال بي في أي وقت |
| Ve mutluluğuna yarayacaksa, bu kadını unutmak için bir an bile tereddüt etme. | Open Subtitles | و اذا كانت تفى بسعادتك, لا تتردد للحظة أن تنسى هذة المرأة التى تقول الأن |
| Eğer bu adamı görüş alanın içinde görürsen, tereddüt etme beynini havaya uçur. | Open Subtitles | إذا شاهدت هذا الرجل, لا تتردد. فجّر دماغه. |
| Eğer bir şeye ihtiyacın olursa, ne olursa, sormaya tereddüt etme. | Open Subtitles | إن أردت أي شيء يوما ما أي شيء على الإطلاق لا تتردد بطلبه أبداً |
| Ve tetiği çekme zamanı geldiğinde tereddüt etme yoksa ölürsün. | Open Subtitles | وحينما يحين الوقت كي تسحب الزناد لا تتردد |
| Sakın tereddüt etme, bu adamlar profesyonel. | Open Subtitles | لا تتردد هؤلاء الرجال مُحترفون. |
| İşte. İşte kalbim. tereddüt etme. | Open Subtitles | حسناً، ها هو قلبي، لا تتردد |
| tereddüt etme. Merhamet gösterme. | Open Subtitles | لا تتردد ولا تظهر اي رحمة |
| Eğer onu görürsen hiç tereddüt etme. Direk boynunu kır tamam mı? | Open Subtitles | إن رأيتِها فلا تترددي اكسري رقبتها فحسب، مفهوم؟ |
| Bir daha asla tereddüt etme çünkü bu bizi öldürür. | Open Subtitles | لا تترددي مرةً أخرى, لأنَّ هذا سيعرضنا للقتل |
| Bir daha asla tereddüt etme çünkü bu bizi öldürür. | Open Subtitles | لا تترددي مرةً أخرى, لأنَّ هذا سيعرضنا للقتل |
| Açılması için onunla konuşmam gerekecek. Açıldığında, sakın tereddüt etme. | Open Subtitles | عليّ التحدّث معها لتفتح وعندما تفتح، لا تتردّد |
| Buraya gelince yap. tereddüt etme. | Open Subtitles | .عندما يأتي، قم بها، لا تتردّد |
| Saldırdıklarında, sakın tereddüt etme, çık ve döğüş. Söylediğim gibi. | Open Subtitles | عندما تهاجم، لا تتردّد في الخروج للقتال |
| Birisini öldürmek için eline fırsat geçtiğinde,... ..tereddüt etme. | Open Subtitles | في المرة القادمة لديك فرصة لقَتْل شخص ما لا تُتردّدْ |
| Dinle, eğer bir şeye ihtiyacın olursa beni aramaya tereddüt etme. | Open Subtitles | انصت، إذا أحتجت لشيء، فلا تتردّد بالاتصال بي. |