| Ve sonra onca tereyağını iki gün önceden taşımamız gerekecek. | Open Subtitles | هذا يعنى أنه يجب علينا نقل كل الزبدة خلال يومين |
| Patetes püresinde tereyağını seviyorum ve her şey bundan ibaret. | Open Subtitles | أحب الزبدة في البطاطا المهروسة هذا كل ما في الأمر |
| - Öyle. - tereyağını uzatır mısın lütfen? - Tabii ki. | Open Subtitles | هل يمكن أن تمرر لي الزبدة من فضلك نعم ، بالتأكيد |
| -Evet, içerde. Kaliforniyalı kızlar kendi tereyağını yapan erkeklere bayılır dedim. | Open Subtitles | لقد اخبرته ان فتيات كاليفورنيا يحبون من يطحن لهم الزبده |
| tereyağını sokaklardan çekerek çok iyi iş çıkardın. | Open Subtitles | العمل العظيم الذي يُصبحُ الزبد المُلَوَّث مِنْ الشوارعِ. |
| Hadi ama, 95 yaşındayım, eriyen tereyağını bıçakla kesmek bile daha zor. | Open Subtitles | هيا أنا بعمر 95 يمكنك إستعمال سكينة زبدة بالله عليك |
| Hiç buzdolabını açıp tereyağını aradığınız ve orada olmadığına yemin ettiğiniz, ve sonra da tereyağının gözünüzün önünde durduğunu fark ettiğiniz oldu mu? | TED | أو هل سبق وقد فتحتم الثلاجة، بحثتم عن الزبدة، أقسمتم أنه ليس هنالك زبدة، ومن ثم أدركتم أن الزبدة كانت أمامكم طوال الوقت؟ |
| Yukarıdayken tereyağını çantamda unuttuğumu fark ettim. | Open Subtitles | عندما صعدت للأعلى , وجدت أننى تركت قالب من الزبدة فى الحقيبة |
| Keskin dişli kötü bir köpek keskin bir bıçağın tereyağını kestiği gibi damarlarını kesecek,.... | Open Subtitles | ،كلب شرس ذو أسنان حادة والتي تدخل في أعناقهم مثل السكينة في الزبدة في يوم صيفي حار |
| Bu şeyler tereyağını bile kesemez. Şimdi kırmızı pastel kalemlerinizi çıkarın. | Open Subtitles | هذا الشيء لا يستطيع قطع الزبدة والآن أخرجوا الطباشير الأحمر |
| Kireç içinde kalmış köpüklü su, bir de şu tereyağını yumuşatır mısınız? | Open Subtitles | ماء فوّار مع ليمون، وهلّ يمكن أن تجعل الزبدة أنعم؟ |
| Neden özledim, biliyor musunuz? Fransızlar tereyağını sanki peynir yermiş gibi ısırarak bu şekilde yerlermiş. | Open Subtitles | سأضع الزبدة الأن أتعرفين الزبدة إنها مثل الجبنة |
| Bebe, Londra gibi yerde... buzdolabını açıyorsun, tereyağını çıkarıp ekmeğin arasına sürüyorsun sonrada yiyorsun. | Open Subtitles | ..لندن مثل إفتحي البراد وأحضري الزبدة إقطعيها ثم إدهنيها بقطعة خبز وأكليها |
| tereyağını kendim yapmaya başlayacağım, ve saçımı, upuzun atkuyrukları yapabileceğim kadar uzatacağım, ya da topuz yaparım. | Open Subtitles | سأبدأ قريبا بمخض الزبدة و سأجعل شعري كذيل حصان طويل و سأجعل شعري كذيل حصان طويل |
| Dünyayı ortadan ikiye bölerdi. Tıpkı bıçağın tereyağını böldüğü gibi. | Open Subtitles | فإنها ستشق طريقها مباشرة عبر الأرض مثل السكين من خلال الزبدة. |
| Güçlüyüm, sertim ve her gece tereyağını köpürtmeye yetecek kadar erkeğim. | Open Subtitles | أنا قوي وقاسي ورجل كافي لخض الزبدة يومياً |
| Yashoda anne, Jamuna da bir köprü... evet, küçük hırsız tereyağını çaldı.. | Open Subtitles | أيتها الأم ياشودا على الجسر عبر جامونا سرق اللص الصغير الزبده |
| Evet tereyağını çalan... ama onu da ögretti.. | Open Subtitles | نعم صحيح بإنني سرقت قليلاً من الزبده لكنني علمتها بإن تفعل ذلك أيضاً |
| İyi de, tavuğun içine tereyağını nasıl koyduğunu hâlâ anlamadım. | Open Subtitles | لا زلت لا أفهم كيف تضعي الزبد في الدجاج تطبخي الدجاج، كيف يعمل الزبد... |
| Belki de tereyağını atmanın zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | قد يكون الوقت قد حان للتخلص من الزبد. |
| # Bir parça tereyağını gördüm # | Open Subtitles | ♪ و لقد رأيت قطعة زبدة و تقريبا جعلتني أقشعر ♪ |
| Bedenini malzemenin üzerine koydular ve tutuşturmak için bu tereyağını kullandılar. | Open Subtitles | عندما أذاعوا الحرق. عَرفتَ بأنّهم يُغطّسونَ الجسم والمحرقة الجنائزية في الزبدِ المُوَضَّحِ فقط للحُصُول علاه يَحترقُ؟ |