Tamam, tersane civarındaki 74 ayrı kameranın görüntülerini aldık. | Open Subtitles | حصلنا على فيلم المراقبة من 74 كاميرا في محور حوض السفن |
tersane kapanışından da bahsetmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | سيتعين علينا أن لمعالجة مسألة اغلاق حوض السفن أيضاً. |
Yine de 22 yaşındaki bayan bir tersane işçisini öldürerek ne tür bir mesaj göndermiş olabilir ki? | Open Subtitles | لكن، ما نوع الرسالة التي يودّ إرسالها بقتل عاملة ميناء أنثى ذات 22 عاماً؟ |
Bir tersane çalışanı, köprü ayağına bağlanmış ve göğsünde bir buz kıracağı bulunuyor. | Open Subtitles | عاملة ميناء مقيّدة إلى عامود أساس ومعول ثلجي مغروز في صدرها |
Söylemem gerekir ki, tersane ne yakınında yaşamak ne de içinde çalışmak için hoş bir yer değildi. | TED | لا بد من القول، أن حوض بناء السفن لم يكن المكان الأكثر بهجة للعيش بقربه، أو حتى العمل فيه. |
Kralın şehri'ndeki en iyi tersane işçileri aylardır bunun üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | أفضل نجاري الخشب في (كينغ لاندينج) يعملون عليها منذ شهور |
Orada sadece tersane ve rıhtım var. | Open Subtitles | هناك فقط أحواض بناء سفن و أرصفة |
Belki tersane müdürü bir şey biliyordur. Rüşvet kabul eder mi bakalım. | Open Subtitles | لعلّ رئيس حوض السفن يعلم شيئًا، سأرى إن كان يقبل الرُّشى |
Ben de seni aramak üzereydim. tersane müdürü boşboğaz ibnenin teki çıktı. | Open Subtitles | "مرحبًا، كنتُ أهمّ بالاتصال بكِ، تبيّن أنّ رئيس حوض السفن ثرثار لعين" |
tersane işi bitti diyorlar. | Open Subtitles | إنهم يقولون أن حوض السفن قد انتهى أمره |
tersane Emirliği'ne buyruğunuzu hemen haber vereceğim Hünkâr'ım. | Open Subtitles | سأبلغ قائد حوض السفن بأوامرك |
Seni tersane konusunda hayal kırıklığına uğrattığımı biliyorum. | Open Subtitles | الآن، أعرفُ أني خذلتكم بشأن حوض السفن |
Bay Fleming tersane işçileri sendikası ve ıvır zıvırlar konusunda yaptığın şeylerden dolayı ne kadar minnettar olduğunu söylemek için gelmek istiyordu. | Open Subtitles | لقد أراد السيد (فليمينغ) أن يتواجد هنا ليخبرك كم يقدر كل ما تفعله هنا.. -مع اتحاد عمال حوض السفن وخلافه |
Demek bir tersane işçisi olacaktın. | Open Subtitles | إذن، فقد كان من الممكن أن تكون عامل ميناء |
Bir tersane işçisi maaşıyla böyle bir arabayı almasına imkan yok. | Open Subtitles | من المحال أنه يستطيع شراءها براتب عامل ميناء |
6 ay önce yaralandı. Kendisi tersane işçisidir. | Open Subtitles | لقد أصيب قبل ستة أشهر إنه عامل ميناء |
Los Angeles Limanı'nda bulunan sivil bir tersane. | Open Subtitles | (إنها منطقة ميناء غير عسكرية في ميناء (لوس أنجلوس |
tersane gürültülü, tehlikeli, son derece zehirli ve ürkütücü sağlık ve güvenlik kayıtları olan bir yerdi. | TED | كان حوض بناء السفن مزعجا وخطيرا وشديد السمية، مع سجل صحة وسلامة مروع. |
Sonumun o tersane olmasını istemiyordum. | TED | لا أريد أن ينتهي بي المطاف في حوض بناء السفن. |
Kralin Sehri'ndeki en iyi tersane isçileri aylardir bunun üzerinde çalisiyorum. | Open Subtitles | أفضل نجاري الخشب في (كينغ لاندينج) يعملون عليها منذ شهور |
- Terk edilmiş tersane buna uyuyor. | Open Subtitles | حوض بناء سفن مهجور يبدو مكانًا مناسبًا |