"teslimatçı" - Traduction Turc en Arabe

    • التوصيل
        
    • توصيل
        
    • التسليم
        
    Öldürdüğün teslimatçı ve banka soygunları için geldik. Open Subtitles انت هنا لسرقات البنوك و عامل التوصيل الذى قتلته
    teslimatçı arkadaşın en son görüldüğü adresi yolluyorum. Open Subtitles أرسل لك بعنوان حيث آخر ما شوهد عامل التوصيل
    Siz yokken Meksika yemeği sipariş etmiştik ve teslimatçı çocuk tökezledi ve sonra Bay Griswald dedi ki; Open Subtitles حسناً, عندما كنت غائباً, طلبنا أكل مكسيكي. ووقع رجل التوصيل,
    Yine o teslimatçı üniforması giyen eleman. Open Subtitles انة نفس الشخص ذو ملابس عمال توصيل الطلبات مرة أخرى
    Bu milenyumda bir teslimatçısın ve sonraki milenyumda da teslimatçı olacaksın. Open Subtitles أنت فتى توصيل في هذه الألفية و ستكون فتى توصيل في الألفية القادمة
    Bu sefer teslimatçı kız gibi birini bulmalısın. Ve onu mısır tarlası gibi sürmelisin. Open Subtitles شخص كفتاة التسليم تلك كبيرة الصدر وأحرثها كحقل للذرة
    Sen sadece eski savaş hikâyeleri anlatan bir teslimatçı çocuksun. Open Subtitles أنت فقط صبي التسليم تبيع قصص الحرب القديمة.
    Aptal teslimatçı çocuk veya doktor odasındaki dolabından yemeğini çaldığın aptal adam, değil mi? Open Subtitles الغبي رجل التوصيل أم الرجل الغبي الذي سرقت طعامه من براد الإستراحة؟
    teslimatçı bir kız nasıl bu kadar cürretkar olabiliyor? Open Subtitles فتاة التوصيل,كيف تجرؤين على التحدث الى هكذا؟
    teslimatçı çocuk bizi gördü. Ev arkadaşın da oradaydı. - Evet, anlattım onlara. Open Subtitles رجل التوصيل رآنا و رفيقتك في الشقة كانت هناك
    Böyle güzel bir teslimatçı görmek Carmela'nın hoşuna gitti. Open Subtitles كارميلا" مسرورة" لمثل هذا التوصيل الجميلِ
    Benim elimde değildi. teslimatçı adam sıçtı. Open Subtitles الأمر ليس بيدي خطأ رجل التوصيل
    Bir bakireden özür dilemek için fırladım, kırmızı ışıkta karşıya geçtim ve bir teslimatçı çocuğa çarptım. Open Subtitles ذهبت للإعتذار إلى عذراء، وعبرت الشارع بعكس الإشارة... وإصطدمت بعامل التوصيل...
    Bir bakireden özür dilemek için fırladım, kırmızı ışıkta karşıya geçtim ve bir teslimatçı çocuğa çarptım. Open Subtitles ذهبت للإعتذار إلى عذراء، وعبرت الشارع بعكس الإشارة... وإصطدمت بعامل التوصيل...
    Evet, teslimatçı yemek kutusunu şurada düşürmüştü. Open Subtitles أجل، و رجل التوصيل ألقى بالكيس هنا
    İster Lisa gibi idealist bir yıldız gözlemcisi ister saf ve genç teslimatçı çocukları sağduyu yerine daha fazla pizzayla baştan çıkarmaya çalışan ve gecenin affedici paravanına ihtiyaç duyan yaşı geçkin Güneyli bir kadın olun Springfield Amerika'nın en loş kendi olacak, söz. Open Subtitles سواء كنت محب للنظر إلى النجوم مثل ليزا أو كنت جنوبي يحب العتمة من أجل إغراء فتيان توصيل البيتزا
    Ama teslimatçı, bunu kazara kapıma bıraktı. Open Subtitles ولكن رجل توصيل الطلبات ترك هذه أمام غرفتي عن طريق الخطأ
    teslimatçı gibi giyineceksin ve fotoğrafını çekeceğim. Open Subtitles أحتاج أنّ ألتقط صورة لك ، فحسب مرتدي كـ فتي توصيل طعام
    teslimatçı gibi görüneceğim. Open Subtitles لماذا عليّ أنّ أرتدي قبعة؟ سأكون مثل رجل توصيل الطعام
    Sayın teslimatçı. Teşekkür ederim. Mesajlarınızı okumaktan zevk alıyorum. Open Subtitles عزيزي رجل التسليم انا استمتع بقراءة رسائلك
    - teslimatçı çocuğu mu becerdin yoksa! Open Subtitles - أنت ألم وأبوس]؛ ر يمارس الجنس مع الرجل التسليم!
    Aslında ben teslimatçı değilim. Open Subtitles في الواقع، أنا لست سيدة التسليم.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus