| Bu yüzden o geceyi atlatmaya ve babamın eski kilise tişörtüne kusmamaya çalıştım. | Open Subtitles | لذا سأحاول فقط النجاة من الليلة وعدم التقيؤ على قميص كنيسة أبي القديم. |
| Catherine geldiğinde, ona Kanıt Bölümü'ne kurbanın tişörtüne bakmaya gittiğimi söyler misin? | Open Subtitles | بدون شك عندما تأتي كاثرين هنا اخبرها اني ذهبت لغرفة الادلة لمعاينة قميص الضحية |
| Şu çocuğun etrafında uçuşan şeye takılıp sendeleyecek ve yemeği çocuğun tişörtüne dökülecek. | Open Subtitles | سيتعثر من ذلك الشئ الخاص للأطفال المتأرجح و سيسكب الصلصة الحارة على قميص ذلك الرجل |
| Eğer yaratık ben olsaydım, tişörtüne bakmam yeterli olurdu, sivri zeka. | Open Subtitles | إذا كنت المخلوق, يمكنني فقط النظر لقميصك أيها الأبله |
| Ray tişörtüne ne oldu? | Open Subtitles | راي ماذا حدث لقميصك ؟ |
| Bişeyler yazıp tişörtüne yapıştırsam olmaz mı? | Open Subtitles | ألا أستطع أن أكتب ورقة وأثبتها في قميصه ؟ |
| Sonra ne var... tişörtüne bir şey döker ve çıkarması mı gerekir? | Open Subtitles | ما التالي ... سكب شيئاً ما على قميصه وكان عليه خلعه ؟ |
| tişörtüne yaz ki unutmayasın. | Open Subtitles | ضعيها على قميصكِ حتّى .لا تنسيها |
| İstersen bi tişörtüne sil ve tekrar dene. | Open Subtitles | نظفيها بقميصك ثم حاولي مرة أخرى |
| Birinin İnsan Hakları tişörtüne bulaşan kanının bedelini ödemesi gerekiyordu. | Open Subtitles | على احدهم أن يدفع الثمن عن ذلك الدم في قميص حقوق الانسان |
| Sanırım orada çarşıda birini görüyorum. Jethro Tull tişörtüne 250 dolar istiyor. | Open Subtitles | أظنني شاهدت أحداً يبحث عن قميص "جيثرو تول" بـ 250 دولار |
| Öğrenci mağazasından aldığın Greendale tişörtüne nakışla işlenmiş. | Open Subtitles | إنه مطبوع على قميص "جريندييل" الخاص بك الذي إشتريته من متجر الطلاب |
| Kurbanın tişörtüne teşekkür et. | Open Subtitles | بل إشكر قميص الضحية |
| Bart'ın tişörtüne takılıp evinin yolunu tutarken, hak edilen ceza tohumları ağaçların arasından fırlayıverdi. | Open Subtitles | عبر قميص (بارت) ونحو مأواه، "بذور القصاص العادل حلّقت خارج الغابة" |
| - tişörtüne ne oldu, Joe? | Open Subtitles | ماذا حصل لقميصك يا (جو)؟ |
| tişörtüne birazcık tavuk suyu bulaştı. | Open Subtitles | تلطّخ بقليلٍ مِن الدجاج على قميصه. |
| tişörtüne bir göz atın. | TED | حسناً، انظروا إلى قميصه. |
| - tişörtüne de çok uydu. | Open Subtitles | ذلك يُطابق قميصكِ |
| Jean-Ralphio tişörtüne bayılmış. | Open Subtitles | جون رافيو معجب بقميصك |