"tohumlarını" - Traduction Turc en Arabe

    • بذرة
        
    • البذور
        
    • بذورها
        
    • بذور
        
    • بذوره
        
    • بذورك
        
    • بذورِكَ
        
    • أزرع
        
    • البذار
        
    Ve Mısır'a Amram ile Yokebed'in mütevazı kulübesine, aklı ile kalbine Tanrı'nın yasaları ve emirlerinin yazılacağı bir insanın tohumlarını yolladı. Open Subtitles و تصاعد بكاءهم إلى السماء و كان الرب يسمعهم و حيث ألقى فى مصر داخل كوخ متواضع لعمرام و يوشابيل بذرة الرجل
    İlk çocuğumuzun tohumlarını orada attığım da söylenebilir. Open Subtitles فى الحقيقة أنه المكان الذى غرست فيه بذرة طفلنا الأول.
    Bu koruma iç güdüsü, insanlara zarar verme alışkanlığımın tohumlarını ekti. İster fiziksel, ister zihinsel, ister duygusal zarar. TED كان ذلك في تلك اللحظة حين زُرِعَت البذور لتُنبت مشوارًا طويلًا من إيذاء الآخرين، جسمانيًا أو فكريًا أو عاطفيًا.
    Bitkileri korumanın yolu tohumlarını depolamaktan geçiyor. TED والطريقة التي تحمي بها النباتات هو عبر تخزين البذور.
    Kamyonun üstündeki adamın tohumlarını topladığı ağaçtan, geriye yaklaşık 30 tane kaldı. TED تلك التي يجمع ذلك الشخص بذورها على الشاحنة، أنقرضت لحوالي فقط 30 شجرة متبقية فقط.
    Yani tamamen açık kaynaklı, vatandaş güdümünde potansiyel bir kentsel gelişim modelinin tohumlarını görmeye başlayabiliriz. TED لذا يمكننا أن نبدأ في رؤية بذور المصدر المفتوح تماماً، نموذج تنمية حضرية بقيادة المواطن، من المحتمل.
    10.000 yıl önce biz insanlar, besin değeri yüksek tohumlarını toplamak için pirinç yetiştirmeye başladık. Open Subtitles قبل 10 آلاف عام ، بدأنا نحن البشر بزراعة الأرز وذلك حتى نحصد بذوره ذات الغذاء الغنيّ
    ! Etrafa tohumlarını saçıyorsun... ve ben ileri gidiyorum? and I'm ahead of myself? Open Subtitles أنت تزرع بذورك في كل الناس وتقول لي بأني أضخم الأمور
    Boşa savurmayan tohumlarını, yaşayacaktır fazlasıyla. Open Subtitles بعدمِ إخراجِ بذورِكَ إلى التُربة، ستعيشُ طويلاً
    Eğer nedimeni kurtarabilirsem, kalbinin ruhu yumuşayıp aşkımızın tohumlarını tekrar ekmeme izin verebilir. Open Subtitles لربما إذا أمكنني إنقاذ عذرائك.. ستلين روح قلبك.. حتى يمكنني أن أزرع..
    Çocuklarımıza farklılıkları bu kadar gösteriyor olmamız da ayrımcılık tohumlarını ekmekle aynı olmuyor mu? Open Subtitles ألا يُؤدي جعلَ أطفالنا مُدركينَ جداً للاختلافات إلى زرع نفسِ بذرة التفرُّق؟
    Allah'tan şeytan tohumlarını taşımaya ihtiyacım yok. Open Subtitles ولكن شكرا لله فلست بحاجة لحمل بذرة الشيطان لأن لدي طريقة أخرى للحصول على المال
    Ölümü bozguna uğratarak yükselen evrensel bir Tarikat'ın tohumlarını ekmiştir. Open Subtitles إنها زرعت بذرة إلى نظام ديني شامل والذي يدور حول التغلب عن الموت
    Çiftçi için, bu tohumlarını yemek demek. TED لو كنا كلنا مزارعين، لكنا الآن نأكل البذور التي نزرعها.
    Onların patentli tohumlarını aldık. Open Subtitles بدلاً من ذلك صرفنا المــال لشــراء البذور المخترعــة
    Yaban hayattaki normal koşullar altında bu bitkileri kaçınılmaz sonu olabilirdi, çünkü tohumlarını saçmazdı. Open Subtitles في ظل الظروف العادية في البرية التي قد تهلك النبات، لأنها لا تستطيع أن تبعثر البذور.
    Bu çiçeklerin adını öğrenip tohumlarını ısmarlamalıyız. Open Subtitles أتعرفين ؟ ، علينا أن نكتشف اسم هذه الزهور و نجلب بعض بذورها أو شئ من هذا القبيل
    Bitkiler tohumlarını olabildiğince uzağa yaymalıdır yoksa yetişkinler yavruları ile rekabet halinde olacaktır. Open Subtitles تحتاج النباتات لتنشر بذورها لأبعد ما يمكن وإلا سيكون هنالك منافسة مباشرة من البالغين مع ذرياتهم
    Eğer hiçbir şey bulamazsak uzun zaman önce orada bulunan ağaçların odunlarını ya da tohumlarını görmek için müzelere gidiyoruz. TED وإذا لم نجد شيئاً على الإطلاق، نذهب إلى المتاحف لنرى بذور أو خشب الأشجار الموجودة هناك منذ زمن طويل.
    Baba ayı tohumlarını anne ayıya verir, böylece bir yumurta oluşur. Open Subtitles الدب الاب زرع بذوره في الدبة الام ونمت الى بيضة
    tohumlarını başka araziye ekmelisin. Open Subtitles يجب أن تزرع بذورك في حقل آخر
    Kendi tarafından başlayarak tohumlarını ekmeye başlıyorsun. Open Subtitles تَبْدأُ على جانبِكَ وأنت تَبْدأُ ببَذْر بذورِكَ.
    Bütün hepsine kendi ismini mi yazdın? Anlaşmazlığın tohumlarını atabileceğimi ve aynı zamanda birkaç kravat ve kazak alabileceğimi çözdüm. Open Subtitles أعطيتَهم جميعاً اسمك؟ هكذا أزرع الخلاف فيما بينهم
    Sen yine Liberty tohumlarını kullanıyorsun, değil mi? Open Subtitles لقد قمت بإعادة استخدام البذار أليس كذلك؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus