Vaiz kızıyla evlendim ve hala iane topladığını sanıyor. | Open Subtitles | تزوجت من إبنة كاهن وتعتقد أنها تجمع تبرعات |
Onun hakkında FBI'a vermek için kanıt topladığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّ كنت تجمع معلومات ضدّه لتمنحها للمكتب الفدرالي |
Kahve dükkanındaki kadının itfaiyecilerin aileleri için bağış topladığını söylemiştin, değil mi? | Open Subtitles | بالمقهي , قلت بأن تلك المرأة , كانت تجمع التبرعات . لعوائل رجال الإطفاء , اليس كذالك ؟ |
dedi. Yüzlerce küçük çocuğun beşer parça çöp topladığını düşünsenize, kampınız hemen tertemiz bir yer haline gelir. | TED | لديك مائتي فتى وكلُُ منهم يجمع خمس قطع، وبعد وقت قليل جدا يصبح المخيم أكثر نظافة. |
Kurbanlarını takip edip bilgi topladığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نظن انه كان يلاحقهن و يجمع بعض المعلومات |
Layoch İblisinin, avcıyı öldürmek için arkadaşlarını topladığını söyledi. | Open Subtitles | وقالت لشيطان "اليياتش "بأن يجند أخوته لقتل المبيدة |
Dumbledore onun koltuğunu almak için ordu topladığını düşünüyor. | Open Subtitles | ان يكون دمبلدور يحرض جيوشه الخاصة للاستيلاء على الوزارة |
Müttefiklerin ordunun Almanya'nın önde gelen nükleer fizikçilerini topladığını bildiklerini neden düşünmüyor musunuz? | Open Subtitles | الحلفاء يعلمون أن الجيشَ قام بجمع أفضل الفيزيائيين النوويين في ألمانيا |
Geri topladığını da biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنهم أعادوا تقويمها |
NSA senelerdir telefon konuşmalarından yalnızca metaveri topladığını söylüyor ya? | Open Subtitles | تعلمون ان وكالة الأمن القومي ظلت تُردد لأعوام انها تجمع معلومات داخليه فقط عن الهواتف |
Şaibeli Belgeler uzmanı, Amy'nin yeni bir haber için bilgi topladığını söyledi. | Open Subtitles | حسناً كاشف مواد المفكرات يقول بأن " إيمي " كانت تجمع معلومات عن قصة جديدة , ولكن |
Aslında oyuncak bebek topladığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | في الواقع، نظن أنها تجمع الدمى |
Hep devlerin...hazine topladığını duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت دائما... أن الغيلان... تجمع ما لا يحصى من الكنوز. |
Bunu ispatlamak için kanıt topladığını sanıyordum. | Open Subtitles | ظننتك تجمع الأدلـه لإثاب ذلك |
Piyanist Brad'e soracaktık ama kadınların ayak fotoğraflarını topladığını bir albüm buldum. | Open Subtitles | نعم أتعلم كنا سنوقم بطلب ذلك من براد لكن عندها وجدت دفتر القصاصات التي يجمع بها صور أقدام النساء |
Danilo Lukic'in yay burcundan olduğunu mısıra karşı alerjisi olduğunu, penguen temalı biblolar topladığını öğrendim. | Open Subtitles | لقد تعلمت أن دانيلو لوكيتش من برج القوس، ولديه حساسية من الذرة، وانه يجمع البطاريق ويسميهم بريك و براك |
Gözleri topladığını söyledik. | Open Subtitles | لقد قلنا أنه ربما يجمع هذه العيون |
Askerleri nerede topladığını duyunca pek hoşlanmayacaksın. | Open Subtitles | لن يعجبك أين يجمع قواته |
ATF, Hobart'ın yerel bir terör örgütü için, patlayıcı uzmanları topladığını öğrenince, onu yakalamakla görevlendirildim. | Open Subtitles | عندما نشرت الـ(أي تي اف) أن "هوبارت" كان . يجند خبراء متفجرات . لمجموعات إرهابيه محلية |
Dumbledore'un bakanlığı ele geçirmek için kendi kuvvetlerini topladığını. | Open Subtitles | يظن أن دمبلدور يحرض قواته الخاصة على مواجهة الوزارة |
Başkan, Parlak Göz'ün yanı sıra, savcının aynı zamanda avda yakalanıp yaşayan bütün insanları kampta topladığını sanıyorum. | Open Subtitles | ... بالإضافة إلى صاحب العينين البراقتين ، أعتقد أن المدعي العام قام بجمع جميع البشريين الأحياء الذين ألقي القبض عليهم أثناء الصيد ... |
Geri topladığını da biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنهم أعادوا تقويمها |