Tüm arkadaşları, hizmetçiler ve diğer herkes masanın etrafında toplanmak zorunda. | Open Subtitles | وكل رفاقها، خادماتها، الجميع، كان عليهم التجمع حول الطاولة. |
toplanmak için çağırılıyorlar. | Open Subtitles | انهم يستعدون الى نوع من التجمع |
- "toplanmak" anlamına da gelen 4 harfli bir kelime. - "Balo" | Open Subtitles | أجل - إنها كلمة مكونة من 6 أحرف - *وتعنى *التجمع |
Aslında, kendi türleriyle toplanmak için çıkardıkları frekansları tespit etmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | تلك أسطورة لكنني كنت أحاول التعرّف على... الترددات التي تجذب الخفافيش لأن تحتشد مع المثيلات من فصيلتها |
Aslında, kendi türleriyle... toplanmak için çıkardıkları frekansları tespit etmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | ...لكنني كنت أحاول التعرّف على الترددات التي تجذب الخفافيش لأن تحتشد مع المثيلات من فصيلتها |
Dünyanın derinlerinde mikroplar -- yada okyanusun derinliklerinde, günümüzde olduğu gibi volkanik deliklerin etrafında toplanmak -- bu yıkıcı darbelerden kurtulabilmek için en iyi şans olmalıydı. | Open Subtitles | الأحياء الدقيقة داخل الأرض أو داخل المحيط كتلك التي تجتمع اليوم بالقرب من الشقوق البركانية |
Başka kadınlarla toplanmak kadının doğasında vardır. | Open Subtitles | كما ترى... إنها دائماً طبيعة الأنثى... أن تجتمع مع الأنثيات الأخرى... |
Kim toplanmak için gidiyor. Kalmasını sağlamak için hâlâ bir planım yok. | Open Subtitles | غادرت (كي) لتوضب حقيبتها ولم أجد خطة بعد لأبقيها |
Küba'da toplanmak zorunda kaldık, rütbelerimiz düştü. | Open Subtitles | أُجبرنا على التجمع في كوبا" وهلك معظمنا" |
Kendi eğlencemizi yapacağımız yerel bir yer bulalım Crawley ailesinin nezaketiyle bir yerde toplanmak yerine. | Open Subtitles | نجد مكاناً حولنا حيث نقيم حفلنا بدلاً من التجمع برعاية عائلة (كرولي) |
Büyük jüri toplanmak üzere. | Open Subtitles | هيئة المحلفين الكبرى أوشكت أن تجتمع. |
Mrs. Cross, darlık içinde kibar bir kadın , toplanmak ve yerleşmek için , bana eşlik edecek. | Open Subtitles | السيدة (كروس) سيدة فاضلة، ستأتي معي كرفيقتي لتوضب أغراضي وتخرجها وما شابه |