Ben ve John Jr. toplantıya gireceğiz. Çocuklar seni lobide bekliyorlar. | Open Subtitles | الأن جون انا فى اجتماع لذلك سأراك بهم فى قاعة الاجتماعات. |
Bence Bonnie'ye destek olmak için toplantıya gelmen harika birşey. | Open Subtitles | أعتقد أنه لشيء رائع فقط جئت إلى اجتماع لدعم بوني. |
Şimdi toplantıya gidiyorum ama geri dönüp sana her şeyi anlatacağım. | Open Subtitles | سأذهب إلى هذا الإجتماع حالياً, لكنني سأعود و سأخبرك كل شيء. |
Hey, eğer isimleri sen seçmek istiyorsan, toplantıya sen git,... | Open Subtitles | إذا كنت تريد إختيار الإسم لابد أن تذهب إلى الإجتماع |
Ama bu malzemeyi almak için kabineyi toplantıya çağırmam lazım. | Open Subtitles | لكنى مضطر لعقد إجتماع بالخيمة . للحصول على تلك الإمدادات |
Gözlemlerime göre bu adam hiçbir toplantıya zamanında gitmiyordu. | TED | هذا أيضًا كان رجلًا، كما لاحظت، لم يحضر أبدًا أي اجتماع في الوقت المناسب. |
Erkekler hep kadınları korumaktan bahsedip dururlar ama başıma gelenlerden sonra Frank, siyasi bir toplantıya gider. | Open Subtitles | يظل الرجال يتشدقون عن حماية نسائنا والآن بعد ما حدث لي هذا المساء يذهب فرانك لحضور اجتماع سياسي |
Geçen ay babasını bir toplantıya götürüyordu, büyük bir Mercedes'i var. | Open Subtitles | لقد أوصل أباه الى اجتماع خلال الشهر الماضي لديه سيارة مرسيدس كبيرة |
Bu toplantıya gelen bütün okul otobüsleri Jackson County'den geliyor, | Open Subtitles | كل هذه واردة اجتماع الحافلات المدرسية من مقاطعة جاكسون، |
O toplantıya telefon dinlemelerinin kaçakçıların çalınan silahlar hakkında bir bok bilmediğini.. | Open Subtitles | إنضممت لهذا الإجتماع لأقول أن الحنفيات أثبتت أن التجار لا يعرفون شيئاً |
Andy, bizi bu toplantıya çağırmanın sebebi sadece ailelerimiz hakkında konuşmak mıydı? | Open Subtitles | توقّفْه، أنت تُخوّفُني. أندي، دَعوتَ لهذا الإجتماع فقط لمُنَاقَشَة الزبالةِ حول عوائلِنا؟ |
Bu toplantıya olan bağlılığından ne kadar etkilendiğimden bahsedebilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني أن أعرب عن مدى إعجابي بإلتزامك بهذا الإجتماع |
Bu toplantıya olan bağlılığından ne kadar etkilendiğimden bahsedebilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني أن أعرب عن مدى إعجابي بإلتزامك بهذا الإجتماع |
10 Nisan'daki aşırı dozdan üç gün sonra senaryoyla ilgili bir toplantıya katıldı. | Open Subtitles | ثلاثة أيام بعد حادثة الجرعات العالية مارلين حضرت إجتماع خاص بنص قصة الفيلم |
Yok bir şey, toplantıya gidiyorum, o kadar. Bak, daha sonra konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | لاشئ, أنا فقط في طريقي إلى إجتماع إسمع, هلا تحدثنا في وقت لاحق؟ |
Özgürlüğüne yeni kavuşmuş doğu bloku ülkelerinden ve Rusya'dan gelen eğitimcilerin katıldığı bir toplantıya davet edilmiştim. | TED | وقد دعيت للإجتماع مع كبار رجال التعليم من أوروبا الشرقية وروسيا الحرة حديثا. |
G amcanın yarın öğleden sonra Carlton Otel'de büyük bir toplantıya gideceğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أن عمى ذاهب لإجتماع كبير غداً بعد الظهيرة فى فندق كارلتون |
12 adımlık bir program var. Seni bir toplantıya götürebilirim. | Open Subtitles | برنامج علاجي من اثنتي عشرة خطوة يمكنني اصطحابك لاجتماع للمدمنين |
toplantıya katıldım çünkü meraklıydım. Konuşmacı iyiydi. | Open Subtitles | لقد ذهبت الى هذا الأجتماع من باب الفضول المتحدث كان جيدا |
toplantıya gelip size pazarlıkta yardımcı olabilir miyim diye düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت اتسأل اذا كان يمكننى المجئ للاجتماع واساعد فى التفاوض |
Her toplantının sonunda kararlara ve anlaşmalara varırdık, bunlar da en azından bir sonraki toplantıya kadar devam ederdi. | TED | في نهاية كل لقاء كنا نأخذ بعض القرارات ستظل حتى اللقاء القادم على الأقل. |
Düşünün. Diyelim ki, toplantıya gitmek üzere bir taksiye bindiniz. | Open Subtitles | تخيل الأمر , تصور أنك في سيارة أجرة ذاهب للقاء |
Daha önce de kullanılıyordu, ama anlamı sadece bir toplantıya başkanlık eden kişiydi. | TED | أعني أنه وجِدَ من قبل، ولكنّه عنى الشخص الذي يترأس اجتماعاً فقط. |
Bir toplantıya gittiğimde, toplantı günü bitip de meslektaşlarımla birkaç bira içmek için bir barda toplandığımızda, hiçbir zaman bildiklerimizi konuşmayız. | TED | عندما أذهب الى مؤتمر وبعد نهاية فعالياته وخلال اجتماعي بزملائي في المقهى حول الطاولة، لا نتحدث أبدا عما نعرفه. |
Mesela önemli bir toplantıya geç kaldın. | Open Subtitles | الأن، دعني أقول أنك تأخرت على أجتماع كبير |
Bu tarz birçok toplantıya katıldım. Ve oraya gelinceye kadar, bilgiyi kullanmak için çok geç oluyor. | TED | لقد حضرت الكثير من هذه الإجتماعات. وفي تلك المرحلة، يكون قد فات الآوان لإستخدام البيانات. |