"tv'ye" - Traduction Turc en Arabe

    • في التلفاز
        
    • على التلفاز
        
    • على التلفزيون
        
    • إلى التلفاز
        
    • على التليفزيون
        
    • على التِلفاز
        
    • في تلفزيون
        
    • لما قاله تلفزيون
        
    Aramızda güven var sandım ama TV'ye göre yolcuları çıkarmak istiyorsun gibi. Open Subtitles اعتقد اننا بيننا ثقة ولكنه يبدو في التلفاز كأنهم يريدون اخراج الركاب من الحافله اسمع لابد لي من اخراج احدهم
    Hadi oradan. Yok canım, Ben TV'ye çıkmadım hiç. Open Subtitles لا تمزح معي، بربك لا أحسن الظهور في التلفاز
    Ben de dedim ki, TV'ye çık, bir süper star ol. Open Subtitles فقلتُ لنفسي اظهَر على التلفاز و كُن نَجماً رُبما سيأتونَ ثانيةً
    Bir gün, TV'ye çıkarsam, Belediye Başkanlığına aday olabilirim. Open Subtitles انا مالك المدينة كلها وفى يوم ما عندما يظهر وجهى على التلفاز عدة مرات
    Saat 11'e kadar TV'ye çıkabilirsem belki kız bizi arar. Open Subtitles إذا تمكنت من الظهور على التلفزيون قبل الساعة 11 ربما تتصل بنا
    Her şeye bahse girerim, bu gece sen ve ben TV'ye çıkarız. Düşünsene. Open Subtitles الليلة اراهنك بأي شيئ اننا سوف نكون على التلفزيون انت وانا ، هل يمكنك ان تتخيلي ذلك ؟
    Program başladı, kendinizi TV'ye geri getirmelisiniz. Open Subtitles لقد بدأ البرنامج بالفعل، وعليكم العودة إلى التلفاز
    Ben birşey satmıyorum Ben sadece TV'ye çıkma şansınız olduğunu bildirmek için aramıştım Open Subtitles انا اعرض عليكى عرض لتظهرى على التليفزيون
    Yani bunu ileriye taşıyacaksam suratımın TV'ye ve manşetlere çıkmasına... Open Subtitles ما يَعني، أَني لو مَضيتُ في هذا الأَمر عليَّ أن أُحَضرَ نفسي للظهور على التِلفاز
    Yakalanıyorlar, TV'ye çıkıyorlar, herkes görüyor ve ünlü oluyorlar. Open Subtitles يتم القبض عليهم .. ويظهرون في التلفاز ويراهم الجميع .. فيصبحون مشاهير
    Bir Mavi Duke Şeytanı olacaksın, TV'ye çıkacaksın. Open Subtitles ستصبح ضمن فريق جامعة دوك وتلعب في التلفاز
    Sanırım. Pek TV'ye çıkmadım. Hiç. Open Subtitles أعتقد ذلك أنا لا أعمل كثيرا في التلفاز
    Havalı bir şey giymemiz lazım çünkü TV'ye çıkabiliriz. Open Subtitles و ألبس شيئاً رائعاً لأنه يمكن أن نظهر على التلفاز.
    Kaçtıktan sonra TV'ye çıktığımda, bu kadar kötü göründüğüme inanamadım. Open Subtitles عِندما ظَهَرتُ على التلفاز بعدَ أن هَرَبت لَم أُصَدِّق كَم بَدَوتُ سيئاً، لقد كانَ جِلدي رمادياً
    Dünya liderleri aralarında konuşup gerçek L'in TV'ye çıkması kararını almışlar. Open Subtitles بما يتفق مع رغباتهم، تناقش قادة العالم وهم يريدون من إل الحقيقي الظهور على التلفاز
    Destekleyemeyeceğimiz uçuk iddialarla bunu öylece TV'ye götüremeyiz. Open Subtitles لايمكننا فقط مسايرة هذا بالخارج على التلفزيون مع مطالبنا الجامحه ولايمكنا الإحتياط
    Yani, sen bir büroya gidersin, ...sonra TV'ye çıkar ve sigaralar hakkında konuşursun. Open Subtitles لذا، تذهب إلى المكتب، ثم تطلع على التلفزيون ويتحدث عن السجائر.
    - Onu TV'ye geri götürmeliyim. Open Subtitles ــ يجب أن نذهب إلى التلفاز قبل أن ينتهي البرنامج
    Tek yapman gereken, TV'ye geri girmek... Open Subtitles كل ما عليك فعله هو أن تعود إلى التلفاز
    Bu ilaçlar seni TV'ye çıkamadan öldürecekler! Niye mi önemli? Open Subtitles هذه الاقراص سوف تقتلك قبل ان تظهرى على التليفزيون
    - Seninle beraber TV'ye çıkacağız. Open Subtitles سنَظهَرُ أنا و أنت على التِلفاز
    Sakura TV'ye geldiğinde gördüm ve aşık oldum. Open Subtitles وقعت في حبه من النظرة الأولى في تلفزيون ساكورا
    Taiyo TV'ye göre Bay Hibima, Sakura TV'nin yayını yüzünden öldü. Open Subtitles ووفقاً لما قاله تلفزيون تايو السيد هيبيما مات بسبب تلفزيون ساكورا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus