Birileri bununla uğraşırsa, Amerika Birleşik Devletleri ile uğraşıyor demektir. | Open Subtitles | إنّ عبث أحدهم بهذا، فقد عبث مع الولايات المتحدة الأمريكية |
Oğlun canına susamış... ve benimle bir daha uğraşırsa... onu memnuniyetle öldürürüm. | Open Subtitles | ابنك لديه أمنية للموت، ما يعني أنّه إذا عبث معي مرّة أخرى فيسرّني تحقيقها له |
eğer P.M Şef Wiggum ile tekrar uğraşırsa o kadar büyük hissedemeyecek. | Open Subtitles | لن يشعر أنه كبير، إذا عبث مجدداً مع التحري الخاص، الرئيس (ويغوم). |
Bir daha seninle uğraşırsa ağabeyimi öldüreceğim. | Open Subtitles | سأقتل أخي إذا عبث معكَ مجدداً وما همكِ؟ |
O benim sevdiğim bir şeyle uğraşırsa, ben de onun sevdiği bir şeyle uğraşırım. | Open Subtitles | هو عبث بشيئ احبه انا عبثت بشيئ هو يحبه |
Birisi seninle uğraşırsa haberimiz olsun, tamam mı? | Open Subtitles | لذا إن عبث معك أحدهم فقط أعلمنا، حسنًا؟ |
Ama birisi evimle uğraşırsa... | Open Subtitles | لكن إن عبث أحدهم بمنزلي... |