Hiçbir şey. Sadece merhaba demek için uğramıştım. - Uğrayıp merhaba diyemez miyim? | Open Subtitles | لا شي , لا شي , فقط مررت لألقي التحية , فقط , ألا يمكنني أن امر |
Sana anahtarlarını geri vermek için uğramıştım. | Open Subtitles | ,أنظري, لقد مررت فقط لأعطيكِ تأمين منزلي بسيط |
Bebeğimin buzdolabındaki plesantasını almak için öğretmenler odasına uğramıştım. | Open Subtitles | لقد مررت فقط على قاعة إستراحة الأساتذة لأستعيد مشيمة طفلتي من الثلاجة. |
Sadece merhaba demek için uğramıştım. | Open Subtitles | حسنا، لقد عرجت فقط لإلقاء التحية |
Bunu pencerene yapıştırabilir misin diye uğramıştım. | Open Subtitles | لقد جئتُ لأسألك إن كنتث أستطيع أن . أن أضع هذه علي نافذتك |
Gün içinde bir şeyler atıştırmak için senin mezeci dükkânına uğramıştım. | Open Subtitles | لقد مررتُ بمطعمك الذاخر بأشهى أنواع الأكل من أجل تناول وجبة خفيفة فى وقت سابق |
Ben sadece üst katı tuttuğumu söylemek için uğramıştım. | Open Subtitles | لقد مررت بكم لأخبركم فحسب بأنني حصلت على الشقة بالأعلى. |
Geçen gün aramızda çıkan bir tartışmadan dolayı özür dilemek için oraya uğramıştım. | Open Subtitles | مررت بالفندق لأعتذر له عن جدال نشب بيننا |
Her şey yolunda mı diye uğramıştım, iyi ki de uğramışım. | Open Subtitles | مررت لأرى إن كانت الأمور تسير كما يرام، وسررت لأنني فعلت ذلك. |
Arabadaki şeyleri bırakmak için eve uğramıştım ve birkaç dakikalığına içeri girdim. | Open Subtitles | مررت على المنزل كي أسلّم السيارة... ودخلت لبضعة دقائق... |
Bir şeye ihtiyacınız var mı diye uğramıştım. | Open Subtitles | لقد مررت لأرى أن كنت تحتاج شيئاً ما |
Sadece yerleştiniz mi diye bakmak için uğramıştım. | Open Subtitles | حسناً لقد مررت بك لأرى كيف هي الأوضاع |
Imogene, sana ödünç verdiğim o Cartier küpeleri almak için uğramıştım. | Open Subtitles | إيموجين), أنا مررت فقط لأخذ) أقراط (كارتير) تلك التي أعرتها لكِ |
İşyerine uğramıştım dün olanlar için özür dilemek adına. | Open Subtitles | مررت على مكان عملك... لأعتذر عما حدث يوم الأمس |
İşten sonra ona uğramıştım. Bana söylemişti. | Open Subtitles | مررت بمنزلها بعد الدوام فأخبرتني |
İhtiyar Welshy'me saygılarımı sunmak için uğramıştım yalnızca. | Open Subtitles | أنا مررت فحسب لأعبر (عن إحترامي لصديقي (ويلش |
Bir "merhaba" demek için uğramıştım. | Open Subtitles | لقد مررت فقط لألقي التحية. |
Eve giderken uğramıştım. | Open Subtitles | لقد مررت في طريق منزلي |
uğramıştım fakat hasta olduğunu söylediler. | Open Subtitles | عرجت عليك لكنهم أخبروني بأنك كنت مريضة |
Yarınki aile röportajından önce merhaba demek için uğramıştım. | Open Subtitles | ... لقد جئتُ لكي ألقي التّحيّة . قبل مقابلة الأسرة غداً |
Daha erken uğramıştım ama burada değildin. | Open Subtitles | لقد مررتُ سابقاً لكنكَ لَم تكُن موجوداً |
- Aslında, bir şeyler yiyelim ya da takılalım diye uğramıştım. | Open Subtitles | - في الحقيقة أنا فقط أتيت ... لمعرفة إذا كان بالإمكان أن نأكل شيئاً ما أو نخرج سوياً |
Yok canım, öylesine senin tatsız tuzsuz peynirli tostun için uğramıştım. | Open Subtitles | لا، أتيت فقط لأجل شطائر الجبن الخالية من الدهون الكريهة الطعم |