Çok hızlı gidiyor, 10 dakika sonra üst geçide ulaşacak. | Open Subtitles | إنه يسير بسرعة عالية سيصل للطريق السريع خلال 10 دقائق |
Amritsar Katliamı'nın yıldönümüne rastlayan günde denize ulaşacak. | Open Subtitles | سيصل الى البحر في الذكرى السنوية لمذبحة أرميستار |
Ve dedim ki içinizden hiçbiri parmak uçlarıyla bir yıldıza ulaşacak kadar yükseğe uzanamaz. | Open Subtitles | وقلت انه من المحتمل ان أيا من كنت ستصل من أي وقت مضى عالية جدا للحصول على نجوم في متناول يدك. |
Birkaç saat içinde tam kuvvetine ulaşacak. | Open Subtitles | التي ستصل إلى كامل قوتها في الساعات القليلة القادمة |
Bir şey yapmazsak, bir hafta içinde Atlantik'e ulaşacak. | Open Subtitles | إذا لم نفعل شيئاً خلال اسبوع سوف يصل إلى المحيط الأطلسي |
Beni durdursan bile, durdurabilseydin bile o füzeler hedeflerine ulaşacak. | Open Subtitles | حتّى إن ردعتني وأمكنك ذلك، فإن تلك القذائف ستبلغ أهدافها. |
Dediğin gibi, bana ulaşacak olsaydı şimdiye kadar yapardı. | Open Subtitles | كما قلتَ، لو كان سيتّصل بي، فعلى الأرجح لكان فعل بحلول الآن. |
Kyle'ın pozisyonuna ulaşmadan önce o tanka ulaşacak kadar hızlı. | Open Subtitles | بسرعة ليصل إلى الشاحنة "قبل أن تصل إلى موقع "كيلى |
Çarpışmaya 39 dakika kala, göktaşı güvenlik sınırı konumuna ulaşacak. | Open Subtitles | 39 دقيقة قبل التصادم الكويكب سيصل لنقطة اللاعودة |
Makine Şehri'ne ulaşacak mı bilmiyorum ve ulaşırsa bizi kurtarmak için ne yapabileceğini bilmiyorum. | Open Subtitles | ولا أعلم إن كان سيصل إلى مدينة الآلات وحتى إن وصل، لا أعلم ما يمكن أن يفعله لكى ينقذنا |
- Fitch ona ulaşacak. | Open Subtitles | سيصل فيتش إليه نحن لم نتصل به.. هو جاء إلينا |
Sonra karına ulaşacak sana karşı onu kullanacak. | Open Subtitles | الخطوة الثانية ، سيصل المأمور إلى زوجتك و يستخدمها ضدك |
Biraz uzun sürebilir, fakat oraya ulaşacak. | Open Subtitles | قد يطول الأمر و يحتاج لهندسة أكثر لكنه سيصل إلى هنالك |
Değişik yollardan sana ulaşacak mektuplar. Belli bir süre evden çıkmayacağını bildiğimden doğum gününe kadar beklemek istedim. | Open Subtitles | فقد كتبت لك خطابات، خطابات ستصل إليك بشتى الطرق. |
Kızılderili kadın evine iki dakikada ulaşacak. | Open Subtitles | ستصل الرئيسة للقاعدة الرئيسية خلال دقيقة أو اثنين |
Eğer güç böyle artmaya devam ederse Geçit kritik fazla yükleme durumuna ulaşacak ve patlayacak. | Open Subtitles | إذا إستمرت الطاقة بالتراكم على هذا المنوال البوابة ستصل للنقطة حرجة و بكل تأكيد ستنفجر |
- Eğer güç bu şekilde artmaya devam ederse Geçit kritik yüklenme seviyesine ulaşacak ve büyük ihtimalle patlayacak. | Open Subtitles | فالبوابة ستصل للمستوى الحرج و بكل تأكيد ستنفجر |
Yarın sabah 10:00'da Vegas'a ulaşacak, tamam mı? | Open Subtitles | سوف يصل الى فيجاس فى تمام العاشرة غدا صباحا , حسنا |
Tam olarak 8.02'de kritik noktaya ulaşacak. | Open Subtitles | ستبلغ المرحلة الحرجة في الساعة 8: 02 بالضبط |
Dediğin gibi, bana ulaşacak olsaydı şimdiye kadar yapardı. | Open Subtitles | كما قلتَ، لو كان سيتّصل بي، فعلى الأرجح لكان فعل بحلول الآن. |
Ekskavatörün* pedallarına ulaşacak kadar uzun. | Open Subtitles | حسناً,هو طويل بما فيه الكفايه ليصل الى دواسات اللودر |
Sevkiyat ayın 21'inde Joburg'a ulaşacak. | Open Subtitles | وصلت الشحنة "جوبورغ" في الـ21 ووضعت في حاوية غير معلَّمة |
Bu mektup sana ulaşacak mı bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعلم فيما اذا كانت هذه الرسالة ستصلك |
Görevleri Amerika'ya ulaşacak roketleri geliştirmekken Korolev'in gözü, gezegenlere dikilmişti. | Open Subtitles | بينما كان ملخصهم أن يطوّروا الصاروخ الذي يمكنه أن يصل أمريكا كانت عيون كوريالوف تركز على الكواكب |
Bir gün içinde karbondioksit miktarı ölümcül seviyelere ulaşacak. | Open Subtitles | منتهي الصلاحية وستصل مستويات ثاني اكسيد الكربون لمستويات قاتلة خلال يوم |
Kan yoluyla beynine kadar ulaşacak ve MR için renklendirici görevi görecek. | Open Subtitles | و ينتشر هو فيصل إلى المخ و يعمل كمضاد للرنين المغناطيسي |