Çok zor bir dünya. İnsanlar eskiden olduğu gibi umursamıyorlar. | Open Subtitles | الوضع صعب هناك, اعني, الأشخاص لا يهتمون كما كانوا يفعلون |
Yani devlet kurumları ile ilgili bir problemle karşılaştıklarında, seslerini çıkarmayı çok da umursamıyorlar. | TED | وبالتالي حين يواجهون مشاكل الحكومة لا يهتمون كثيرا حول استخدام أصواتهم. |
- Belki onu sürgün edemediler. - Belki de umursamıyorlar. | Open Subtitles | لا أدرى , ربما لم يستطيعوا نفيه بالكامل ربما لا يهتمون |
Basını hiç umursamıyorlar. Bunu zaten gösterdiler. | Open Subtitles | إنهم لا يكترثون بالصحافة، لقد أظهروا ذلك |
Onlarla konuşmayı denedik, ama onlar bizi umursamıyorlar seni de. | Open Subtitles | نحن حاولنا التكلم معهم ، لكنهم لم يهتموا لأمرنا أو أمركِ |
Şu genç doktorlar da kimseyi umursamıyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الأطباء الشبان كما لو أنهم لا يهتمون بالناس |
Bütün galaksideki yaşamı, kendi yarattıkları yaşamı yok etmesini umursamıyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يهتمون إذا حطم كل الحياه على المجره الحياه التى صنعوها بأنفسهم |
Ne yaptıklarımızı umursamıyorlar, sadece çekilen fotoğraflarımızı umursuyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يهتمون بما نفعله, إنهم يهتمون بما يتم تصويرنا نفعله. |
Herifler kimin çöplüğünde olduklarını umursamıyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يهتمون أرض من يقفون فيها هؤلاء الأشخاص |
Bizi umursamıyorlar, kurtarma falan olmayacak, hepimiz öleceğiz burada. | Open Subtitles | إنهم لا يهتمون لأمرنا سوف يتركونا نموت، إنهم لا يهتمون لنا |
Benim uğraştığım insanlar, kuralları umursamıyorlar. Tek umursadıkları, sonuç almak. | Open Subtitles | الأشخاص الذين أعمل معهم لا يهتمون بقواعدك، كل ما يهتمون به هو النتائج |
Başkalarının acıları üzerine yaşam kuran insanlar. Hareketlerinin neye yol açacağının farkındalar ama umursamıyorlar. | Open Subtitles | يعيشون فقط من أجل إيذاء الاخرين يعون تماماّ العواقب ولكنهم لا يهتمون |
Kim olduğunu... ne yaptığını umursamıyorlar. | Open Subtitles | انهم لا يهتمون من أنت لا يهتمون ماذا تفعل |
Söylesene, adamların bir katili barındırdıklarının farkındalar mı yoksa umursamıyorlar mı? | Open Subtitles | إذن أخبرني، هل موظفوك على علم بأنهم يأوون قاتلا أو أنهم لا يهتمون فقط |
İnanması ne kadar zor olsa da, bazı insanlar beni de umursamıyorlar. | Open Subtitles | وبقدر صعوبة تصديق ذلك فهناك أناس لا يكترثون لأمري أيضاً. |
Gözünü kapatmamışlar. Bu iyi değil. Bir şey görmesini umursamıyorlar. | Open Subtitles | لم يعصبوا عينيها، هذا لا يبشّر بخير فهم لا يكترثون إن رأت شيئاً |
Kimi incittiklerini umursamıyorlar değil mi? | Open Subtitles | يبدو أنهم لا يهتموا بمن آذوهم أليس كذلك ؟ |
Kendileri para kazandıkları müddetçe senin para kazanıp kazanmamanı umursamıyorlar. | Open Subtitles | كما لو أنّهم لا يأبهون إذا كنت تكسب نقودًا طالما هم يكسبون نقود |
Dışardaki kimse sana bunu sormayacak çünkü umursamıyorlar. | Open Subtitles | لا أحد هناك بالخارج يسألكِ هذا السؤال لأنهم لا يبالون. |
Çöplerini nasıl attıklarını umursamıyorlar... | Open Subtitles | إنّهم لا يهتمّون كيف تجاهلوا الكلام عن النّاس |
İnsanları umursamıyorlar. Onlar için tek önemli olan şey kar. | Open Subtitles | هم لا يَهتمّونَ بهؤلاء الناسِ لا يهمهم إلا الأرباح |
Onlar sizi umursamıyorlar. | Open Subtitles | لا يحفلون بأمركم يا قوم |
Önlerine eskimiş tekrarın tekrarını sunmanızı umursamıyorlar. | Open Subtitles | لا يمانعون بأنّ يصبحوا عبيدًا، مجددًا ومجددًا ومجددًا إلى النهاية. |