"umuyordu" - Traduction Turc en Arabe

    • يأمل
        
    • تأمل
        
    • أملت
        
    • يتمنى
        
    • تمنى
        
    • على أمل
        
    • آملةً
        
    • أمله
        
    • يرجوا
        
    • كانت تتمنى
        
    Görünüşe göre genç bir adam, burada bir hayat kurmayı umuyordu. Open Subtitles وترجل منها رجل شاب يأمل أن يعمل اسلوب حياة خاصة بهِ.
    Aralarında bulunan üzüm bağcıları ve tohum yetiştiricileri, kendi asmaları ve incir ağaçları altında oturmayı umuyordu. Open Subtitles كانت تسرى فيهم جرعه من النشاط مزارعى الكروم و زارعى البذور كلُُُ كان يأمل أن يجلس تحت كرمة العنب أو شجرة تين الخاصه به
    Lisa bu mektubun ailesinin söylediği kişi olmadığını kanıtlayacağını umuyordu Open Subtitles هذا من أجلي ليزا كانت تأمل ان هذه الرساله ستثبت
    Birini bulmanın onu diğerine götüreceğini umuyordu. Open Subtitles كانت تأمل أن العثور على أحدهما سيقود للآخر
    Eminim kız yaşamasına izin vermelerini umuyordu. Open Subtitles و أنا واثقة أنها أملت أن يبقوا على حياتها.
    Dr. Sayer boş vaktiniz olmasını umuyordu. Benimle gelin lütfen. Open Subtitles دكتور ساير يتمنى أن يكون لديكى وقت تعالى هنا من فضلك
    O son nefesinde... umuyordu ki... bu kılıcı tutmuş olan atalarını anımsayın. Open Subtitles تمنى ذلك فى نفسه الاخير بان تتذكر اسلافه الذين حملوا هذا السيف
    Aralarında bulunan üzüm bağcıları ve tohum yetiştiricileri kendi asmaları ve incir ağaçları altında oturmayı umuyordu. Open Subtitles كانت تسرى فيهم جرعه من النشاط مزارعى الكروم و زارعى البذور كلُُُ كان يأمل أن يجلس تحت كرمة العنب أو شجرة تين الخاصه به
    Maybourne Teal'c'in değişmesini umuyordu, ve sen de buna izin verecektin. Open Subtitles ميابورن كان يأمل أن يتحولك تيلك , وكنت ستتركه
    Babam lâlelerin beni neşelendireceğini umuyordu. Open Subtitles لان والدى كان يأمل بأن القياده فى هذا الطريق ستفرحنى.
    Bıçak kalbine saplanana kadar hakkında yanılmış olmayı umuyordu. Open Subtitles إلى لحظةِ دخول السكّين إلى قلبه كان يأمل لو كان مخطئاً بشأنك
    Ama bir kaç albüm ödünç alabiliriz diye umuyordu. Yani hepsi bu mu? Open Subtitles لكنه كان يأمل أن نتمكن من استعارت ألبوما أو اثنين
    Herhâlde yanlış duymuş olmayı falan umuyordu. Open Subtitles لستُ واثقاً إن كان يأمل لو أنّه سمعها خطأً
    "Günün birinde bilge ve akıllı olmayı umuyordu, ama Open Subtitles كانت تأمل أن تصبح أكثر حكمة مع مرور الزمن لكن للأسف
    Bilim adamları yeni lenslerin teleskobun buğulu görüşünü keskinleştirmesini umuyordu. Open Subtitles تأمل العلماء أن توضح العدسات الجديدة صور التيليسكوب المشوهة
    Aslında öğle yemeği için ona katılmanı umuyordu. Open Subtitles في الحقيقة، كانت تأمل أن تنضم إليها على الغداء
    Carlos'un eşi sizin bize bir şeyler anlatabileceğinizi umuyordu. Open Subtitles زوجة كارولس كانت تأمل انك من الممكن ان تخبرنا شيء ما
    Tedaviyi içip ölmesini umuyordu zira ruhunun hapis olması amacıyla doğaüstü canlıların yaşadığı arafı yarattı. Open Subtitles أملت أن يتناوله ويموت، لأنّها صنعت برزخًا للخوارق ليأسر روحه.
    Eğer kazansaydı bunun isim ortaklığına gidebileceğini umuyordu. Open Subtitles .كان يتمنى بأن ذلك يعني بأن سيكون اسمه كشريك
    Doktorun onun değişkenliğini kontrol altına almasını umuyordu. Open Subtitles و تمنى على جرينسون أن يسيطر على تصرفاتها الطائشة
    Sonra Barack Obama, o da bir fark yaratmayı umuyordu. TED وثم عهد باراك أوباما، على أمل أنه سيجلبُ التغيير معه أيضًا.
    Böylece Sue panayırda ebedi olanı arayıp kaybolmaya çalışıp sonrasında bulunmayı umuyordu. Open Subtitles لذا مشت (سو) بِطريق بدا وكأنه بلانهاية مُحاولةً أن تتوه آملةً بأن نجدها
    Minarenin şehir için bir abide hâline gelmesini ve Tunus'un bu unutulmuş yerine insanları çekmeyi umuyordu. TED وأعرب عن أمله أن هذه المئذنة ستصبح نصبا تذكاريا للمدينة، وجذب الناس إلى هذا المكان المنسي من تونس.
    Galiba erken dönüp diğer çocuklarla şehre inmeni umuyordu. Open Subtitles أظن انه كان يرجوا ان تعودي في وقت مناسب ليسمح بذهابك مع الصبية إلى البلدة
    Annem, yeni çevrenin bize daha iyi şeyler getirmesini umuyordu. Open Subtitles كانت تتمنى أمي في كل مكان جديد أن تأتي أشياء أفضل لنا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus