"utanç içinde" - Traduction Turc en Arabe

    • في خزي
        
    • سنتركهم فى ذل
        
    • بخزي
        
    • وأشعر بالخجل
        
    • في ذل مرة
        
    • في عار
        
    Seni utanç içinde, evine gönderebilirim. Ya da taburuna geri gönderebilirim. Open Subtitles أنا يمكنني أرسالك إلى البيت , في خزي أو يمكنني أرسالك إلى كتيبتك
    Olmam gereken kişiye dönüşmemi engelledi ve utanç içinde bana sırtını döndü. Open Subtitles لقد منعتني من غدوّ ما قُدّر لي أن أغدوه ثم تخلَّت عنّي في خزي.
    Aksi halde, federal hapishaneye gidersiniz... ve kocanızla kızınız utanç içinde ve yapayalnız kalırlar. Open Subtitles اذا لم توافقى فستذهبين ...الى السجن الفيدرالى و زوجك و ابنتك سنتركهم فى ذل و وحده
    Aksi halde, federal hapishaneye gidersiniz... ve kocanızla kızınız utanç içinde ve yapayalnız kalırlar. Open Subtitles اذا لم توافقى فستذهبين ...الى السجن الفيدرالى و زوجك و ابنتك سنتركهم فى ذل و وحده
    Öylesine bir yıkıma sebep olduğum için babam beni utanç içinde Kuzey Su Kabilesi'nden sürgün etti. Open Subtitles و لكوني السبب في ذلك الضرر الجسيم قام أبي بنفيي من قبيلة الماء الجنوبية بخزي
    Haddinden fazla kullandığın güzellik ürünlerinin zehriyle kimsenin bakmadığını düşündüğün zamanlarda utanç içinde yediğini gördüğüm turtaların arasında Cheerios'un onurunu koruyup onlara yeni bir ulusal şampiyonluk getirecek ateş ve yaratıcılığa sahip olduğunu fark etmemiştim. Open Subtitles بين الأبخرة السامة من منتجات التجميل المفرطة وكل تلك الفطائر القمرية أراكِ تأكلين بخزي بدورة المياه
    * Buz kestim, utanç içinde çıplak yatıyorum yerde * Open Subtitles * أنا باردة وأشعر بالخجل مستلقية عارية على الأرض *
    Daha fazla utanç içinde yaşayamam, Scoresby. Open Subtitles لن أعيش في ذل مرة اخرى، يا "سكورزبي".
    Hayatlarımızı utanç içinde yaşamak yerine haydutlar tarafından tecavüze uğrayıp paramparça edileceğiz. Open Subtitles بدلاً من عيش حياتنا في عار سنُغتصب و نُضرب و نُقطع أشلاء بواسطة عصابة هائجة
    Kral ve ailesi utanç içinde Paris'e geri götürüldü. Open Subtitles تم ارجاع الملك وعائلته إلى باريس في خزي
    Lütfen utanç içinde aşamama izin vermeyin. Open Subtitles أرجوك لا تجعلني أعيش في خزي
    Jebediah utanç içinde arkasını dönmüş gibi davranacağım. Open Subtitles سوف أتظاهر أن (جيبدايا) يبعد نظره في خزي
    Hayır. Kovulup burayı utanç içinde terk ediyorsun. Open Subtitles لا انت ستفصلين و تعيشين بخزي
    Korkmus ve utanç dolu bir şekilde dinliyorum, günün olan biteni hakkında gevezelik etmemi Cumhurbaşkanı'na ilan-ı aşk etmemi ve tabii ki kalp kırıklığımı; bazen hain, bazen kaba, bazen aptal benliğimi gaddar, bağışlamaz, görgüsüz oluşumu; çok derin bir utanç içinde benim bile tanımadığım kendimin en kötü versiyonu oluşumu dinliyorum. TED كنت أستمع بخزي و أنا مرتعبة كنت أستمع لنفسي و أنا أثرثر حول أحداث اليوم كنت أستمع و أنا أصرح بحبي للرئيس و بالتأكيد حسرتي كنت أستمع أحيانا إلى نفسي الحقودة و الفظة أحيانا و السخيفة أحيانا أخرى كوني قاسية و لا أغفر و فظة. أستمع بعمق و أشعر بعميق الخزي إلى أسوأ نسخة من نفسي إلى نفس لم أستطع حتى التعرف إليها
    * Buz kestim, utanç içinde bitkince yatıyorum yerde * Open Subtitles * أنا باردة وأشعر بالخجل * * مقيّدة ومحطمة على الأرض *
    Artık utanç içinde yaşamayacağım, Scoresby. Open Subtitles لن أعيش في ذل مرة اخرى، يا "سكورزبي".
    Ne yaparsanız yapın ama ailenizin ve yurttaşlarınızın hakkını yerseniz çocuklarınız ebediyen utanç içinde yaşar. Open Subtitles لا آبه بما تفعل ولكن إن خدعت عائلتك وتبعت أولئك الرجال فسيعيش أولادك في عار طوال حياتهم

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus