Ama tuhaf olan da bu zaten, çünkü ben daha bu hisse kapılmadan o benden uzak durmaya başlamıştı. | Open Subtitles | نعم ولكن الغريب في الأمر أنه بدأ في تجنب ملامستي قبل أن أبدأ في الشعور بذلك |
Lütfen duygusal stresten uzak durmaya çalış. | Open Subtitles | لذا ، أرجوكِ ، حاولي تجنب الضغوط النفسية |
Proteinden uzak durmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لا, اعتقدت اني قد اخبرتك انا احاول الابتعاد عن البروتين |
Fıstık ürünlerinden uzak durmaya çok dikkat ettiğini biliyor muydun? | Open Subtitles | أعرفت بأنّه كان متعصب حول تفادي منتجات الفستقِ؟ |
- Hayır, beladan uzak durmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | وقام خلاله، والرجل، وأنا أحاول البقاء بعيدا عن المشاكل. |
- Sağol dedektif ama barlardan uzak durmaya çalışıyorum. Anlarsın ya. | Open Subtitles | شكراً لك و لكنني أحاول البقاء بعيداً عن الحانات إذا كنت تفهم قصدي |
Her zaman beladan uzak durmaya çalıştım. | Open Subtitles | لقد حاولت البقاء خارج المشاكل طوالة الوقت |
Kısacası buraya geldiğimden beri uzak durmaya çalıştığım her şey. | Open Subtitles | عن كل شئ كنت أحاول تجنبه منذ وصولي الي هنا |
Birbirlerinden uzak durmaya çalıştılar ama bu onların kaderi gibi bir şeydi. | Open Subtitles | أعني، لقد حاولوا تجنب ذلك، لكنه كان كالقدر أو شيئا ما. |
Aslında striptizcilikten uzak durmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أساسياً، فقط أحاول تجنب أن ينتهي بيّ الأمر على عمود الرقص. |
Sürekli zevk ve sefa içinde yaşayan insanlar kiliselerden uzak durmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | الناس يميلون إلى تجنب الكنائس عندما كانوا يعيشون حياتهم في حالة من الخيال دائم. |
Aradığınız için teşekkürler ve eziklerin sınıfından uzak durmaya çalışın tamam mı? | Open Subtitles | وحاولوا الابتعاد عن فصول النواطير تلك، هلاّ فعلتم؟ |
Ama tatlılardan uzak durmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول الابتعاد عن الحلوى إذاً تخلّص من السمنة |
Yargılamadan uzak durmaya çalışıyoruz. - Çok zaman alıyor ve ispatı zor. | Open Subtitles | نحن نحاول تفادي المتابعات القضائية، إنّها تستهلك وقتاً وصعبة الإثبات. |
Zengin yiyeceklerden uzak durmaya çalışırım. | Open Subtitles | سأحاول تفادي تناول الأطعمة الفاخرة. |
Çoğu hırsız gibi radardan uzak durmaya çalışıyor. | Open Subtitles | مثل معظم اللصوص انه يحاول البقاء بعيدا عن الرادار. |
Bugün sokaklardan uzak durmaya bak olur mu? | Open Subtitles | ، مهلاً ما رأيك في البقاء بعيداً عن الشوارع اليوم ؟ |
Müthiş, Harry. Bu arada hapisten uzak durmaya çalışacağım. | Open Subtitles | هذا جميل يا "هاري"، سأحاول البقاء خارج السجن. |
Eski sevgilini beceriyor diye ondan uzak durmaya mı çalışıyorsun? | Open Subtitles | رباه هل تحاول تجنبه لأنه يضاجع حبيبتك السابقة؟ |
Ayrıca gecenin geri kalanında pencereden uzak durmaya söz verirsen 40 papel de onun için. | Open Subtitles | 40دولار إذا وعدتني أن تبقى بعيداً عن النافذة لبقية الليل |
Eroinden uzak durmaya çalışmak eminim seni çok zorluyordur. | Open Subtitles | يمكنني تخيل كيف هو الأمر بالنسبة لكِ محاولة الإبتعاد عن الطعم |
Sizden insanların bahçelerinden uzak durmaya çalışmanızı isteyeceğim. | Open Subtitles | سأطلب منك أن تحاول .أن تبتعد من حدائق منازل الناس |
Canını yakmak isteyen iri kıyımlardan uzak dur. Otobüste canımı yakmak isteyen iri salaktan uzak durmaya çalışıyordum ama beni rahat bırakmadı. | Open Subtitles | لقد تجنبت ذلك الأبلة في أتوبيس المدرسة هذا الصباح |
Romantik şeylerden uzak durmaya çalışıyorum en azından bir süreliğine. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أبقى بعيدة عن الرومانسية فقط لبعض الوقت |
Arabalardan uzak durmaya çalışıyordum. Derken iki koca araba belirdi. | Open Subtitles | كنتُ أتفادى السيارات بحرص، لكن ظهرت سيارتان كبيرتان فجأة. |