"uzaklaştırmak" - Traduction Turc en Arabe

    • إبعاد
        
    • لإبعاد
        
    • لابعادنا عن
        
    • أبعدك
        
    • إبعادك
        
    • ابعاد
        
    • لتبعدي
        
    • بعيدًا
        
    Kendimi bu durumdan uzaklaştırmak yerine ne yaptım? TED عوضاً عن إبعاد نفسي عن هذا الموقع ماذا فعلت؟
    Herkes beni dinlesin. Yapmamız gereken tek şey geçidi dünyadan mümkün olduğunca uzaklaştırmak. Open Subtitles أسمعوني كل ما نحتاجه إبعاد البوابة بما يكفي عن الأرض
    Artık insanları kendimden uzaklaştırmak engellemek ya da her şeyi mahvetmek istemiyorum. Open Subtitles لا أريد إبعاد عني ثانية لا أريد تخريب وإفساد هذا كله
    Muhafızlar erkekleri uzaklaştırmak için cesaretli olmalı... ... çünkü kamyon kolayca devrilebilir. Open Subtitles يجب أن يكون الحراس جريئين لإبعاد الذكور لأن بإمكانها تحطيم الشاحنة بسهولة
    Bizi gerçek bombadan uzaklaştırmak için ama bu onu uzaktan etkisiz hale getirmek için bir anahtar. Open Subtitles انها كانت فخ لابعادنا عن القنبلة الحقيقية ولكن زر الايقاف هذا يستخدم لتعطيلها عن بعد
    Yanılmışım. Seni Polis Birliği'nden uzaklaştırmak bir hataymış. Open Subtitles لقد كان خطأ أن أبعدك عن الشرطة
    Yüzbaşı Brown, zaten burda çok az kalıyorsunuz, sizi uzaklaştırmak... istemem ama, bu Cuma Manchester'a gidebilir misiniz? Open Subtitles كابتن براون ,لا أود إبعادك من كرانفورد و أنت لا تتواجد هنا سوى قليلاً لكن هل ستكون في مانشستر هذه الجمعة؟
    Ama şu an yapmaya çalıştığın kendini kayıplardan uzaklaştırmak ve bunu anlıyorum. Open Subtitles هو ابعاد نفسك عن اى خسارة اخرى و انا افهم الامر انا اقوم بنفس الشىء انا لست بعض الجناة الذين تحاول ان تتعلق بهم
    Anne ve babası, onları arama tehlikesini göze alamıyorlar çünkü kurtulan iki yavruyu, yırtıcılar gelmeden hızlıca uzaklaştırmak zorundalar. Open Subtitles لا يستطيع الأبوان المخاطرة بالبحث لأنهما يحتاجان إبعاد صغيريهما الناجيين سريعًا قبل أن يصل المفترسون
    Sadece yapmayı plânladığın o büyük düğünden aklını uzaklaştırmak istiyorum. Open Subtitles أوه أنا فقط أحاول إبعاد تفكيرك عن حفل الزواج الكبير الذي تخططين له
    Chuck'ı doğduğumdan beri tanıyorum ve insanları kendinden uzaklaştırmak konusunda ondan iyisini görmedim. Open Subtitles أتدري، أعرف (تشاك) حياتي بأسرها وهو أفضل من أي شخص في إبعاد النّاس
    Başardığım tek şey insanları kendimden uzaklaştırmak. Open Subtitles كل ما أفعله هو إبعاد الناس عني
    Başardığım tek şey... insanları kendimden uzaklaştırmak. Open Subtitles كل ما أفعله هو إبعاد الناس عني
    Tek bildiğin insanları uzaklaştırmak. Open Subtitles كل ما تعرفين فعله هو إبعاد الناس عنك
    Bilgisayarları çalmak sadece şüpeyi kendisinden uzaklaştırmak için yapılmış olabilir. Open Subtitles سرقة الأجهزة ربما كان طريقةً لإبعاد الناس عن مصدر الشبهة
    Bizi gerçek bombadan uzaklaştırmak için ama bu onu uzaktan etkisiz hale getirmek için bir anahtar. Open Subtitles انها كانت فخ لابعادنا عن القنبلة الحقيقية ولكن زر الايقاف هذا يستخدم لتعطيلها عن بعد
    Seni uzaklaştırmak için ne kadar uzaklaştırsam da sen hep oradaydın. Open Subtitles لا يهم، كم حاولت أن أبعدك ولكنّك... كنت دائماً متواجد
    İsteyeceğim son şey seni çocuklarından uzaklaştırmak. Open Subtitles آخر ما كنت أريد القيام به هو إبعادك عن أولادك
    Şunu vurgularım ki müvekkilimi uzaklaştırmak.. Open Subtitles وأود أن أؤكد فقط ان ابعاد موكلي
    Kız arkadaşımı benden uzaklaştırmak için hamileymişsin gibi rol yaptın. Open Subtitles تظاهرتِ بالحمل لتبعدي عنّي صديقتي.
    İlk adım, tartışmanın şartlarını genişletmek ya bu ya şu ikilem çerçevesinden uzaklaştırmak. TED الخطوة الأولى هي توسيع شروط النقاش بعيدًا عن إطار إما هذا أو ذاك.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus