"uzun süreli bir" - Traduction Turc en Arabe

    • طويلة الأمد
        
    • على المدى الطويل
        
    • وطويلة
        
    Adam 27 yaşında, bir cerrah, tek eşli, uzun süreli bir ilişkisi var. Open Subtitles اسمعي ، الرجل جراح في الـ 27 من العمر ويقيم حالياً علاقة أحادية طويلة الأمد
    Bir şeyi üst üste tekrarlarsanız, o sinir hücreleri uzun süreli bir bağ kuruyor. Open Subtitles إذا تدرّبنا على شيء مراراً و تكراراً فإن هذه الخلايا العصبية تربطها علاقات طويلة الأمد
    ve benim savunmama gelirsek, uzun süreli bir ilişki hakkında hiç bahsetmedik. Open Subtitles في دفاعي، فنحن لا نتحدث عن علاقة طويلة الأمد
    Uzun süre önce, çiftleşme ve üreme için üç farklı beyin sistemi geliştirdiğimizi belirtmiştim: Cinsel dürtü, yoğun romantik aşk hisleri ve uzun süreli bir partnere duyulan derin, sınırsız bağlılık hissi. TED ولقد حافظت بعد فترة طويلة بعد أن قمنا بتطوير ثلاث أنظمة دماغ مختلفة بشكل واضح للتزاوج والتكاثر: الدافع الجنسي، مشاعر الحب الرومانسي الشديد ومشاعر التعلق لأبعد الحدود مع شريك على المدى الطويل.
    Bence, senin için bu uzun süreli bir ilişki. Open Subtitles حسناً ، أنا فقط أقول لكِ قد تكون هذه علاقة على المدى الطويل
    Onun istikrarlı uzun süreli bir gay ilişkisi olduğu sanılıyor. Open Subtitles يفترض به أن يكون في علاقة منحرفة مستقرة وطويلة الأمد
    - Biraz güçlenir güçlenmez onu uzun süreli bir bakım tesisine nakil ettireceğim. Open Subtitles ما أن تستعد عافيتها قليلاً سأنقلها إلى مصحة للعناية طويلة الأمد
    uzun süreli bir ilişkiden çıkmış ya da sevdiği birini kaybetmiş olabilir. Open Subtitles ربما أنهى علاقة غرامية طويلة الأمد أو خسر شخصاً مقرباً منه
    Tek söylemek istediğim ikinizle de uzun süreli bir ilişki istemiyorum. Open Subtitles كل ما أريد قوله انني لا أريد علاقة طويلة الأمد مع أي منكما
    Senin canını yakamayacak uzun süreli bir ilişki. Open Subtitles انها علاقة طويلة الأمد لا يمكنها ان تؤذيك حقا
    Günlük haberler dışında, Kardinal Law'un bunu bilip bilmediği konusunda uzun süreli bir araştırma yapmadık. Open Subtitles بعيداً عن تغطيتنا اليومية، إننا لم نعمل موارد تحقيق طويلة الأمد
    Daha yeni uzun süreli bir ilişkiden çıktım. Open Subtitles أنا فقط حصلت على الخروج لعلاقة طويلة الأمد.
    Yüz üstü bırakılmadığın uzun süreli bir ilişkin oldu mu hiç? Open Subtitles هل لديك أي وقت مضى علاقة طويلة الأمد لم تصل الرياح السماح لك؟
    Şimdi de onunla bataklığa uzun süreli bir operasyona mı gideceksin? Open Subtitles والآن تريدين القيام بعملية مخدرات طويلة الأمد معها في المستنقعات؟
    Böylece uzun süreli bir iş ortaklığımız olur yıllar boyu cebimizi güzelce doldururuz. Open Subtitles لكنني بحاجة إليك لأن تصحح هذا الخطأ لكي ننعم بشراكة طويلة الأمد ونجني المال لسنوات قادمة
    uzun süreli bir gözetme için gerekli olan para ve olanakları edinmek acayip zordur. Open Subtitles في محاولة الحصول على تمويل وموارد، ومراقبة على المدى الطويل وهذامثلسحبأشنان..
    uzun süreli bir çocuk bakıcısı bulmanız gerekebilir. Open Subtitles 00. حسنا، قد ترغب في ترتيب جليسة الأطفال على المدى الطويل.
    Joe Amcayla konuşmanın uzun süreli bir barış için tehlikeli olacağını düşünmüyorum. Open Subtitles لا أعتقد أن المحادثة مع العم "جو" ستكون مفيدة لفكرة السلام على المدى الطويل
    Bilgisayar yüzünden uzun süreli bir etki olduğuna dair iz yok. Open Subtitles ليس هناك أدلة تشير لتأثر دماغه بالتداخل على المدى الطويل ما زلت لا أعرف -
    ABD, uluslararası partnerlerimiz ile beraber on yıllarca sürmüş bir kinin başaramadığını başardı detaylı, uzun süreli bir anlaşma Open Subtitles الولايات المتحدة" جنباً إلي جنب" مع شركائنا الدولين حققت شيئاً لم تحققه عقوداً من العداء صفقة شاملة وطويلة الأمد
    Hanımlar, bunun size şaşırtıcı geldiğini biliyorum ama sizin de bildiğiniz gibi anneniz ile uzun süreli bir arkadaşlığımız vardı. Open Subtitles يا سيدات, أعرف أن هذا قد يصدمكن، لكن كما تعلمن جميعًا, والدتكن وأنا... كانت بيننا صداقة متينة وطويلة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus