"vücudumu" - Traduction Turc en Arabe

• جسدي
• جسمي
• جسدى
• بجسدي
• بجسمي
• جسمَي
• لجسدي

Yani ben öldüğümde sonsuzluk mantarları vücudumu tanıyacak ve onu yiyebilecek.
وعندما أموت، سيقوم الفطر اللامتناهي بالتعرف على جسدي ويتمكن من أكله.

Güneşin soğuk bir günde güvertenin üzerine vurmasını izleyerek, içeriye adım atıp, oraya uzandığımda, vücudumu saran sıcaklığı hissederek.
ألاحظ أن ظهر المركب تشع به شمس داخلية في يوم بارد، أخطو عليها، أمد جسدي هناك، الدفء يغمر جسدي.

vücudumu görmeyeli 6 haftadan fazla oldu ve artık onu geri istiyorum.
وقد مر تقريباً ست أسابيع لم أري فيهم جسدي وأنا أريد إستعادته

vücudumu oluşturan milyarlarca hücre var ama onların birbirleriyle kurdukları iletişim şekillerini şu anda henüz kavramaya bile başlamadık.
مليارات الخلايا التي تكون جسمي و التي تتعاون و تتصل معاً حتي هذا اللحظة لم نبدأ حتي في فهمه

Sanki yeni biri vücudumu açmış ve eski olana tekmeyi başmış gibiydi.
انه كانه شخص آخر تغير داخل جسمي و طرد الشخص القديم خارجا

Bu biraz garipti çünkü vücudumu görüyordum, fakat vücudumun içinde değildim.
لكنه شئ غريب لأننى لأننى كنت أرى جسدى لكننى ليس بداخله

Damarlarıma girdiği anda sanki Tanrı tüm vücudumu doldurmuş gibiydi.
لحظة دخولها لشراييني كانت بمثابة قوة إلهية استحوذت على جسدي

Evet, vücudumu hamilelik için sağlıklı ve daha az füme et yemeye hazırlıyorum.
نعم, سأجعل جسدي يستعد للحمل بتناول الطعام الصحي و التقليل من اللحم المدخن.

Bu yöne baktığımda ise bu şekilde... vücudumu her dönderdiğimde zaman yönünün beni takip etmesi oldukça ben merkezli.
أنا أتوجه بهذا الاتجاه، الوقت يمضي هكذا، تلك ستكون أنانية لو كان اتجاه الوقت يلاحقني في كل مرة أحرك جسدي.

vücudumu sahiplenmeyi öğrenmeliydim.
كان يتوجب علي أن أتعلم كيف أسترجع جسدي.

vücudumu sahiplenirken anladım ki bir kadın olarak daha büyük bir amacım vardı.
حيث باسترجاع جسدي ليكون ملكي، فهمت كأمرأة أنني أملك هدفا أعظم.

Böylece doktorlar ameliyatlara devam ederken ve vücudumu tekrar bir araya getirirken, teorik derslerime çalışmaya devam ettim ve sonra neticede
و بينما استمر الأطباء في اجراء العمليات و يعيدون ترميم جسدي ثانية، استمريت في دراساتي النظرية ، و أخيراً

Tutkumun, kalbimin ve ruhumun vücudumu terk ettiğini hissettim.
شعرت أن شغفي روحي و عاطفتي قد غادرت جسدي

Ben de vücudumu dik tuttum ve kendimi arkaya eğdim.
لهذا جعلت جسدي كخط مستوي وأملته إلى الخلف.

60, 70 metre aşağıda, basınç vücudumu gitgide daha çok ezdiğinden daha da hızlı düşmeye devam ederim,
60 متر، 70 متر، أواصل السقوط، بسرعة أكبر لأن الضغط يسحقُ جسدي أكثر وأكثر،

Tüm o kemoterapi vücudumu kalıcı olarak kötü etkilemişti.
كل هذا العلاج الكيماوي ترك آثارًا دائمة على جسدي.

Gerektiği taktirde, vücudumu Clouseau'ya teslim etmek için hazırlıklıydım.
لقد تهيأت لإستسلام جسدي إلى كلوزو إذا كان هذا ضرورياً.

Ve işte bu yüzden, stres yüzünden aşırı çalıştığı için vücudumu sağlıklı tutan süreçlere müdahil olabilir.
ولأنه بمرور الوقت النشاط المتزايد من الضغط يمكن أن يتداخل مع سيرعمل جسمي الشيء الذي يحافظ على صحتى.

vücudumu iyileştirebilirdi. O zaman gülmem ve şarkı söylemem doğal olurdu.
كان يمكن ان يشفي جسمي فيكون من الطبيعي لي ان اضحك واغني

Uzaylı zırh vücudumu ele geçirdiğinden beri tam bir yıl oldu.
مرت سنوات منذ ان غزت الدروع الفضائية جسمي

O kelimeleri yazan adama vücudumu karşılıksız veririm.
إننى على استعداد لإعطاء جسدى للرجل الذى كتب هذه الكلمات

Tek yaptığım şey dikilip vücudumu atışın geldiği noktaya doğru eğmekti.
ما كنت أفعله هو وقوفي هنالك ثمّ أنحني بجسدي نحو الرّمية

vücudumu kimle ve niçin paylaşacağım hakkında kendim karar vereceğimi mi?
قرّرْ حول مَنْ لتَشَارُك بجسمي مع والذي؟

Benimle birisinin ilgilenmesi gerekiyorsa vücudumu şu arkada saklanan Bay İwakura'ya teslim etmeyi yeğlerim.
إذا يَحتاجُ شخص ما للإعتِناء بي، أنا أُفضّلُ أَنْ أَعطي جسمَي إلى سيدِ ايواكورا، الذي يَخفي الظهرَ هناك.

Önümüzdeki hafta tüm vücudumu ücretsiz tarama yapmayı teklif etti.
وعد أن يقدم لي معالجة كاملة لجسدي الأسبوع القادم مجاناً