Küçük parmağımda, senin bütün vücudundaki beyinlerden fazla beyin var. | Open Subtitles | إصبعى الصغير لديه من الذكاء أكثر مِمّا فى جسدك كله. |
Bir ders almasını ve vücudundaki bütün kemiklerin kırılmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تلقنه درساً وتكسر كل عظمة سليمة في جسده |
18 tekerlekli bir çimento kamyonunun vücudundaki bütün kemikleri parçalaması gibi. | Open Subtitles | إنها كشاحنة الأسمنت ذات 18 إطارا والتى سوف تهشم كل عظمة فى جسمك |
İnsan vücudundaki herhangi bir uç kısmı boğabileceğini biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلم انه يمكنك خنق أي طرف على جسم الإنسان |
vücudundaki pigmentleri neyin aldığını tespit etmemi istediler. | Open Subtitles | لقد طُلِبَ مني معرفة ما الذي امتص الصبغة من جسمه. |
vücudundaki her bir organı çıkarıp, tartıp tekrar yerine koymuşlar. | Open Subtitles | لقد أزالوا الوزن وإستبدلوا كل عضوٍ في جسدها أينَ هوَ؟ |
Neden kadın vücudundaki belirsiz, küçük ve kıvrımlı bir deri parçası önemli olsun ki? | TED | لماذا يجب عليك أن تكترث لطيَّة جلدية غير مرئية في جسد الأنثى؟ |
Ben çok güçsüzüm... ..ve vücudundaki hasar belki çok büyüktür. | Open Subtitles | فأنا ضعيفة للغاية و الضرر فى جسدك قد يكون هائلا |
Beni herhangi bir şekilde becermeye kalkarsan,... aletinden başlayarak vücudundaki tüm uzantıları sökerim anladın mı? | Open Subtitles | إذا قمت بالتلاعب معي على أية حال سأقوم بتقطيع جسدك كله بدءا من رأسك، هل تفهم? |
vücudundaki bütün deliklerde, olmayan vericiler arıyorsun. | Open Subtitles | البحث في كل حفرة في جسدك الصغير الحزين عن أجهزة إرسال |
O anda besinleri sindirir ve hareket etmek için vücudundaki bu enerjiyi kullanır. | TED | كما يفعل ذلك فإنه يهضم الطعام، فيستخدم هذه الطاقة فى جسده للحفاظ على حركته. |
Olly, lanet olası vücudundaki her delikten kan kaybetmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد كلّ فوهة في جسده الداعر تَمتلىء باللون الأحمر |
Bana saldırmamasının nedeni onun vücudundaki demir kumdan kurtulmaktı. | Open Subtitles | السبب انه لم يهاجمني في وقت سابق كان ليخلص الرمل الحديدي الموجود داخل جسده. |
vücudundaki bütün kasları tepeden... tırnağa gevşetmelisin. | Open Subtitles | اريدك أن ترخي كل عضله في جسمك إبتداء من اصابع قدميك حتى انامل يدك |
ardından çok ufak mikroplar sen onları göremezsin, onlar şuan bile üzerindedirler bedenini yemeğe başlarlar ve vücudundaki bütün elementler toprağa geri döner. | Open Subtitles | ثم تقوم بكتيريا صغيرة لا يمكنك رؤيتها، لكنها بداخل جسمك الآن تبدأ بإلتهام لحمك |
Don'un vücudundaki tüm yara izlerini sana da yapmalıyız. Tabii. Bana mı? | Open Subtitles | أولاً جميع العلامات التي في جسم " دوون " ستكون على جسمك |
Ama elbette, bu veri yığını insan vücudundaki her nokta tarafından soğrulan X-ışını miktarı kadar veri içeriyor. | TED | ولكن طبعاً كتلة المعلومات تلك تحوي كماً من اشعة اكس .. متناسبة مع الكم الذي تم امتصاصه من جسم الانسان |
Ama elbette, insan vücudundaki durum bundan çok daha karmaşıktır. | TED | لكن الوضع بطبيعة الحال في جسم الانسان هو اشد تعقيدا من ذلك. |
vücudundaki bakteriler bu kokuya sebep oluyor. | Open Subtitles | البكتيريا مَمْلُوء جسمه بالغازِ الفاسدِ. |
vücudundaki yağ eksikliği onu insanlıktan çıkardı. | Open Subtitles | انعدام الدهون في جسدها جعلها شيئا أقل من البشر |
Vitaly'nin vücudundaki kurşunları çıkarması ve sahte bir ölüm belgesi hazırlaması için yirmi dolar ödedim. | Open Subtitles | ليزيل الرصاص من جسد فيتالى ويكتب شهادة وفاة مزيفة |
Kötü habere gelecek olursak, içtiğin alkolün içeriğinde çok fazla etil alkol var, bu vücudundaki kötü formik asidin etrafını saracak ve geriye yapman gereken tek şey kalıyor, gidip işemek. | Open Subtitles | الأخبار السيئة هي أن الكحول الذي شربت للتو يحتوي الكثير من الإيثانول الذي سيرتبط مع هذا ذلك الحمض القذر المتخلل بجسدك |
Demek istediğim vücudundaki yaralar, detaylı bir incelemeden sonra katilin kim olduğunu gösterecek. | Open Subtitles | الذي اريد ان اقوله ان جسمها سوف يخبرني ان من قتلها بعد فحصل اكثر شمولا |
Jim'in vücudundaki süper hücrelerin yapısı tamamen değişikliğe uğramış. | Open Subtitles | بناية الخلايا الخارقة بجسد (جيم) قد تم تعديلها جزريًا |
Kanımdaki antikorlar, vücudundaki tüm virüs kırıntılarını yok edecek. | Open Subtitles | الأجسام المضادة في دمي سوف تقضي على أيّ أثار للفيروس في جسدكِ |
Peki doktor, Bay Tilman'ın vücudundaki ilaç miktarını tespit etmek için toksikoloji emri verdiniz mi? | Open Subtitles | الآن ، طَلبتِ عِلْم السموم لتَقْرير كمية هذا المخدّرِ في جسمِ السّيدِ تيلمن؟ |
vücudundaki bakır yoğunluğu karaciğer hasarına neden olabilir. | Open Subtitles | لذا فتراكم النحاس بجسمك, قد يسبب ضرراً بكبدك, |
En azından vücudundaki herhangi bir şey, öldüğünde geriye bir iz bırakmalıydı. | Open Subtitles | أي شيء في نظامه من شأنه أن يترك أثر مكان ما توفى |