İnsanlarla vücutları hakkında konuşmayı bırakmalısın, ve nereden, bilirsin, bebeklerin nereden geldiğinden. | Open Subtitles | لا يجب أن تتكلم مع الناس عن أجسامهم ومن أين يأتي الأطفال |
Uyudukları zaman vücutları fazla mesai yapıyor, vücudun enerji veren glükoz deposunu yakıyor. | TED | عندما ينام المصابون بالأرق، فإن أجسامهم تظل تعمل ساعات إضافية. مستهلكة الطاقة التي يستمدها الدماغ من الجلوكوز. |
Bu tedaviler bir gün tıpta devrim yaratabilir ve sonsuza kadar içinde yaşadığımız vücutları dönüştürebilir. | TED | يومًا ما قد تُحدث هذه العلاجات ثورةً في الطبّ وتغيّر، للأبد، الأجسام التي نحيا بها. |
Kardeşlerim, bu sahte vücutları aşağılamaya hazır olun. | Open Subtitles | أيتُها الأخواتْ, كونوا على إستعداد لتدنيس هذه الأجساد من الخطايا. |
Ölü vücutları incelemek bir şey yaşayan kurbanları incelemek bambaşka bir şey. | Open Subtitles | فحص جثث الموتي شئ، وفحص أجساد الـأحياء، شئ آخر. |
Sporcuların vücutları birbirinden çok daha farklı duruma gelmiş. | TED | أصبحت أجسام الرياضيين أكثر اختلافًا بكثير عن بعضها. |
vücutları hiperaktif bir beze gibi bu bileşiği aşırı üretiyor. | Open Subtitles | في الاشياء المختبرة اجسامهم تعاني من افراط في انتاج المركب |
Fakat işin aslı şu ki herkes bir doktorla rahatça vücutları hakkında konuşabilmelidir. | TED | ولكن حقيقة المسألة هي أن كل شخص يجب أن يشعر بالراحة في التحدث إلى طبيب عن ما يحدث في أجسامهم. |
Ve vücutları her gece, her gece sıkıdır ve pürüzsüz, tenin olması gerektiği gibi. | Open Subtitles | و كل ليلة هي ليلتهم0 كما أن أجسامهم قوية و مشدودة0 و ناعمة0 |
Eğer zehir yüklü bir ağa düşerlerse vücutları felç olacak ve kıpırdayamaz hale gelecekler. | Open Subtitles | اذا مسكناهم في شبكة محمله بالسم أجسامهم ستصبح مشلوله وهم لَن يتزحزحوا |
Eğer zehir yüklü bir ağa düşerlerse vücutları felç olacak ve kıpırdayamaz hale gelecekler. | Open Subtitles | اذا مسكناهم في الشبكة محموله بالسم أجسامهم ستصبح المشلوله وهم لَن يتزحزحوا |
Onların vücutları seninki gibi düzgün olsaydı, ekip değiştirirdim. | Open Subtitles | لو كانت أجسامهم جميلة مثلك كنت لأغير موقفي. |
Bir gün bu vücutları kaybedecek olduğumuz gerçeği daha fazlasını istememe neden oluyor. | Open Subtitles | حقيقة ان يوماً ما سنفقد هذه الأجسام تزيدني برغبة |
Yumurtalar anne-babalarının çürüyen vücutları ile zenginleşen soğuk suyun altında gelişirler. | Open Subtitles | بيضهم سينمو تحت ثلج الشتاء في الماء الغنى من قبل أبائهم ' الأجسام الزائلة |
Anında ayrıt edebilir ve önünden geçen vücutları sınıflandırabilirdi. | Open Subtitles | بإمكان أن يُميز و يُصنف الأجساد التي كانت تمر |
Acil durum önlemimiz bütün sıcak vücutları tek bir yerde topladı. | Open Subtitles | فبسبب إجراءات الطوارئ فقد تم وضع جميع الأجساد الدافئة في مكان واحد |
Öbür kadınların vücutları bizim oyuncağımız olur. | Open Subtitles | أجساد النساء الأخريات ستكون لعبتنا |
Düz erkekler gerçekten diğer erkeklerin vücutları hakkında yorum yapmazlar. | Open Subtitles | الرجال المستقيمون لا يعلقون على أجسام الرجال الآخرين |
Çarmıha gerilme bittiğinde, vücutları kaslarının kontrolünü kaybeder... bağırsakları ve mesaneleri boşalır, bunun sonucu yürüyen bir bok yığını olur. | Open Subtitles | حينما انتهى الصلب فقدت اجسامهم عضلاتهم سكب الامعاء والمثانة فى العملية النتيجة التى منها تلك الكومة المتنفلة من الفضلات |
Çünkü ilacı işleme biçimleri, tıpkı vücutları gibi, hızla değişir. | TED | هذا بسبب تغير طريقتهم في التعامل مع الدواء، كما أجسادهم. |
vücutları kibirle dolu ve her kim onların irfanına ulaşırsa seçimini yapmış demektir. | Open Subtitles | انهم يتشدقون لحمهم... ... وكان أي رجل ربما تكون المعرفة منها كلما كان ذلك chooseth. |
vücutları batı yakasında bir odaya yığdıktan sonra tüfeğini ağzına dayayıp intihar etti. | Open Subtitles | كدس جثثهم بنظام فى حجره فى الجناح الغربى.. و بعد ذلك وضع ماسورتى بندقيته فى فمه |
Tanınamaz haldeki vücutları gördükçe bu korkunç ölüm yüzünün, en acı felaket olabileceğinin farkına vardım. | Open Subtitles | مشاهدة الهيئات مشوهة بشكل يصعب التعرف عليها , كان ل تحقيق هذه الكارثة المؤلمة يمكن أن يكون وجه أبشع من الموت. |
vücutları hakkında hiçbir şey bilmiyorlar ve sonuçlarını da görüyorsunuz. | Open Subtitles | إنّهن جاهلات حول أجسادهن وما رأيتِه اليوم، هو نتيجة ذلك |
Zihinleri , vücutları kırılgan her türlü olumsuz etkiye duyarlılar. | Open Subtitles | عقولهم وأجسادهم هشّة مُعرضين لجميع أنواع التأثيرات السلبية |
Little Big Horn savaşında... derileri yüzüldü... vücutları parçalandı... ve güneşte çürümeye bırakıldılar. | Open Subtitles | يشقون الاجساد طوليا بكل بساطة بعد ان تتعفن في الشمس |
Kendi vücutları üstünde hiç bir tasarrufları yok. | TED | ولا يملكون حق التصرف بأجسادهم ولا حتـي حياتهم |