vakti geldiğinde şalteri çevireceğiz. | Open Subtitles | و عندما يحين الوقت المناسب نغلق المفتاح الكهربائي. |
..ve vakti geldiğinde annesinin onun yanında olacağını. | Open Subtitles | وأنه يتطّلع أن يكون مع أمه عندما يحين الوقت |
Büyükbabam bana bir gün vakti geldiğinde kullanmayı öğreneceğimi söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني، يومًا ما عندما يحين الوقت المناسب سأتعلم كيف أستخدمه |
Yemek vakti geldiğinde beni uyandır. | Open Subtitles | و عندما يأتي وقت الطعام أيقظني، هل تفعل؟ |
Ölme vakti geldiğinde Anka kuşları yanmaya başlar ve sonra küllerden yeniden doğarlar. | Open Subtitles | يشتعل عندما يحين وقت موته ثم يولدون من جديد من الرماد |
Önüne geçmek istiyorsanız bu ilişkiye devam etmek için bir karar verme vakti geldiğinde onun fikri çok önemli olacak. | Open Subtitles | وإذا أردت الوقوف بطريقه.. لنقل إنه حين يحين الوقت لاتخاذ قرار.. حول رغبتنا بإقامة علاقات بيننا.. |
Her gece yatma vakti geldiğinde... ..hep aynı hikaye olurdu, bir uyku tulumu eksik. | Open Subtitles | وكل ليلة حينما يحين وقت النوم كان دائمًا يحدث الشئ ذاته نجد أن هناك حقيبة نوم مفقودة |
Tanrı'nın ihtiyacı olan şey vakti geldiğinde harekete geçebilecek biri. | Open Subtitles | ما يريده الرب عندما يحين الوقت هو رجل عمل |
vakti geldiğinde, onun markası etrafında bir imparatorluk kuracağım. Antrenör Bella Karolyi gibi. Onun menajeri, yayıncısı ve antrenörü olacağım. | Open Subtitles | حسناً ، عندما يحين الوقت المناسب سأبني امبراطورية حول علامتها التجارية أنا ممثلها و وكيلها الإعلامي و مدربها. |
O zaman vakti geldiğinde seni çağırırım. | Open Subtitles | ثم سأدعو عليكم عندما يحين الوقت المناسب. |
Annem ve sen öyle düşünmeyebilirsiniz ama vakti geldiğinde ikinize de hatalı olduğunu kanıtlayacağım. | Open Subtitles | أنت وامي تستهينون بي ولكني سأثبت خطأكم عندما يحين الوقت |
vakti geldiğinde gereken tüm Inhuman'ları alalım diye bu hafta birkaç hamle yaptım. | Open Subtitles | لقد رتبت لبعض الأمور هذا الأسبوع لضمان حصولنا على اللا بشر الذي نريدهم عندما يحين الوقت |
İnancım o ki, hiç şüphesiz vakti geldiğinde olması gerektiği gibi, Kuşak'ı savunmak için silahı kullanma zamanına senin ama yalnızca senin karar vereceğin sugötürmez. | Open Subtitles | واحتفظت بتلك الأسرار لنفسك لا شك في الاعتقاد أنه عندما يحين الوقت كما يجب بالتأكيد، أنت وحدك |
Ve vakti geldiğinde, ben kuzeye gidiyorum. | Open Subtitles | و عندما يحين الوقت ، سأتجه للشمال |
Söyleyeceğim, vakti geldiğinde, ama o zamana kadar... | Open Subtitles | سأفعل، عندما يحين الوقت المناسب، لكن حالياً... |
Ama lütfen eğer vakti geldiğinde onu seven herkes onun yanında olabilirse sana gerçekten borçlu kalacağım. | Open Subtitles | لكن رجاء... عندما يحين الوقت.. اااجعل كل من يحبون باى معه |
Yalnız vakti geldiğinde İslam Devrimi adına eylem yapmanız için size bir şans vereceğiz. | Open Subtitles | و لكن عندما يحين الوقت سنعطيك الفرصة للعمل بإسم "الثورة الإسلاميّة" |
Yalnız vakti geldiğinde İslam Devrimi adına eylem yapmanız için size bir şans vereceğiz. | Open Subtitles | و لكن عندما يحين الوقت سنعطيك الفرصة للعمل بإسم "الثورة الإسلاميّة" |
Ama zor kararı verme vakti geldiğinde daha kolay oluyor. | Open Subtitles | ولكن عندما يأتي وقت اتخاذ القرار الصعب، يكون الأمر أبسط من هذا |
Muz yemem vakti geldiğinde, maymun gardını düşürürmüş. | Open Subtitles | عندما يحين وقت أكل القرد للموز، يظهر حارسة. |
Eğer senin için mahsuru yoksa, gitmek yerine burada kalıp vakti geldiğinde babanla ilgili tüm hazırlıkları ben halledebilirim. | Open Subtitles | إن .. إن لم تمانعي فبدلاً من العودة , سأبقى هنا و أحضّر جميع الترتيبات بشأن نقل والدكِ حين يحين الوقت |
Öğle yemeği vakti geldiğinde yiyeceğiz. | Open Subtitles | سنتناول حينما يحين وقت الغداء |