Ülke 133.1 milyar varil işlenmemiş petrol üretiyor son günlerde bu 115 milyar varile çıktı. | Open Subtitles | ويوجد في البلد 133100000000 برميل من النفط القابلة للاستخراج ارتفاعا من 115 مليار برميل تقدر سابقا. |
Adamı öldür, bir varile koy, binlerce yıl gömülü kalsın. | Open Subtitles | اقتل شخص، وضعه في برميل سيدفن لآلاف السنين؟ |
Ancak birileri varile bir ceset sıkıştırdığında... | Open Subtitles | ومع ذلك عندما يقوم شخص ما بحشر جثة فى برميل |
Gres yağı toplanan varile bak. | Open Subtitles | انظر إلى البرميل الذى يستخدمونه لجمع الشحم |
Parçalar burada varile konacak. | Open Subtitles | جزء من الأدلة في البرميل هنا |
Belki kurbanımız öldürülüp varile konmadan önce buradaydı. | Open Subtitles | إذاً، ضحيتنا ربما كانت هنا قبل أن تُقتل وتوضع بالبرميل |
Ve bir yarısını alacağım, tamam mı, ve bir varile koyacağım ve dolabın diğer yarısını da tüm parçalarıyla alacağım ve başka bir varile koyacağım, tamam mı? | Open Subtitles | و سآخذ النصف الأول وأضعه في برميل وسآخذ النصف الثاني من الخزانة بكل قِطَعه,وأضعه في برميل آخر |
Geçen sefer benim taşaklar bir varile yapışmıştı. | Open Subtitles | في آخر مرةٍ خصيتاي علقتا في برميل جعة |
Kafasından vurulup 200 litrelik varile kaynakla kapatılmış. | Open Subtitles | - . لا - أصيب بعيار ناري في الرأس و ملحوم . في برميل نفط ذو الـ 55 قالون |
8 milyon ağır yük kamyonunu al-- 18 tekerlekli kamyonlar -- ve doğal gazla çalıştır, karbonu yüzde 30 oranında azalt, daha ucuz, ithalatımızı 3 milyon varile indirecektir. | TED | تأخذ ثمانية ملايين شاحنة -- هذه تتوفر على 18 عجلة -- ونشغلها بالغاز الطبيعي، نخفض الكربون ب30 في المئة، إنها أرخص وسوف تخفض من وارداتنا ثلاثة ملايين برميل. |
- Silahlar varile. | Open Subtitles | ضعوا أسلحتكم في البرميل |
Kıyafetlerinizi ve üzerlerinizdeki her şeyi soyun ve onları bir varile koyun. | Open Subtitles | جردوا أنفسكم من جميع ملابسكم ومتعلقاتكم وضعوها بالبرميل. |