Bu hareket, meclis üyelerinden ve... vatandaşlık hakları savunucularından eleştiriler alsa da... | Open Subtitles | بينما سبب هذا انتقاد الكثيرين من صناع القرار والمدافعين عن الحقوق المدنية |
Zenci erkeklere verilen çoğu çocuk kitabı kölelik, vatandaşlık hakları ve biyografiler gibi ciddi konuları içeriyor. | TED | العديد من كتب الأطفال الموجّهة للأطفال السّود تركز على مواضيع جادة، كالعبودية، والحقوق المدنية والسّير الذّاتية. |
Sadece bunlar değil, aynı zamanda demokrasi, parlamento, temsiliyet fikri, eşit vatandaşlık fikri. | TED | وحتى ايضاً ديموقراطيتها و انظمتها البرلمانية وفكرة التمثيل الشعبي وفكرة المواطنة المتساوية |
Ve vatandaşlık kavramını düzeltmeden, devlet kurumlarını düzeltemeyecegiz. | TED | ولن نصلح الحكومة إلا حين نصلح المواطنة. |
9 numaralı jüri üyesi, sizin için vatandaşlık görevinizin konseptini anlamak zor olmalı. | Open Subtitles | قد يكون صعباً عليك يا محلفة رقم تسعـة بأن تستوعبي واجبكِ المدني كاملاً |
Anlaşma şu: Orduya katıl, döneminde hizmet et, onurlu bir şekilde terhis ol, vatandaşlık al. | TED | هنا عقد: انضم إلى الجيش، انتهي من فترة خدمك، تسرح بشرف، احصل على الجنسية. |
Bunu küresel vatandaşlık olarak mı tanımlardınız? | TED | هل تصفها بأنها مواطنة عالمية؟ |
Bu, neslimin vatandaşlık hakları mücadelesine benim katkım. | TED | هذه هي مساهمتي لمعركة الحقوق المدنية بالنسبة لجيلي. |
Amerika'da vatandaşlık Bilgisi öğretmeni ve uygulayıcısıyım. | TED | أنا معلم وممارس للتربية المدنية في الولايات المتحدة. |
Bu yüzden vatandaşlık bilgisini gücün öğrenimi olarak yeni bir şekilde ele almamız hayati bir önem taşımaktadır. | TED | لذلك فإنه من المهم جدا في زمننا الآن أن نعيد تصور التربية المدنية على أساس أنها تعليم للقوة. |
vatandaşlık kavramı basitçe kararı kim veriyor sorusuna indirgenebilir. Siz de bu kararı bir yerde, bir arenada uygulamak zorundasınız. | TED | تتلخص التربية المدنية كلها في سؤال بسيط والذي هو: من يقرر وعليك أن تلعب بهذا السؤال في مكان ما، في مجال ما. |
vatandaşlık görevi olarak sadece oy verme düşüncesi pek bir anlam ifade etmiyor artık. | TED | فكرة أن التصويت هو النشاط الوحيد في المواطنة لا معنى لها بعد الآن. |
Bence, vatandaşlık eylem halinde olmak demektir, bizim de ihtiyacımız olan şey budur. | TED | بالنسبة لي المواطنة تعني إنه يجب عليك أن تتصرف وهذا ما نطلبه. |
Ve sosyal medyada siyasi capsler paylaşmak güzel ama bu daha sessiz bir vatandaşlık biçimidir. | TED | وبينما هو لأمر جيد مشاركة الميميات على وسائل التواصل الإجتماعية، فإن هذا نوع من المواطنة المنعزلة لحد ما. |
Onların insanlığına, onurlarına, vatandaşlık grurlarına ve aidiyetlerine bu çirkin suçlara karşı olumsuz tutumla tepki göstermemeleri için başvuracağım. | TED | أريد أن أناشد إنسانيتهم، كرامتهم، فخرهم المدني و لكي يكون من الممكن عدم الرد على هذه الجرائم الشنيعة بطريقة عكسية. |
Artık birinin vatandaşlık görevini yapması da suç olmuş anlaşılan. | Open Subtitles | أنا أري الأن فكرة الواجب المدني وفكرة أنك مواطن صالح ما هي إلا خرافة |
Bakın, mesele şu, vatandaşlık başvurunuzda bu bilgileri yazmamışsınız. | Open Subtitles | الامر انك لم تذكرى هذه المعلومات. فى طلب الحصول على الجنسية. |
Bu da vatandaşlık sınavına girebileceğin anlamına geliyor. | Open Subtitles | وهذا يعني يمكنك الخضوع لإختبار أخذ الجنسية |
İlk olarak ellerinden vatandaşlık hakları alınmıştı. | Open Subtitles | أولا هم قد حُرموا من مواطنة الرايخ |
Sadece vatandaşlık görevimi yapıyordum. | Open Subtitles | كنتُ أحاول الإيفاء بمسؤولياتي المدنيّة وحسب |
vatandaşlık görev azminiz ve yangın söndürücüyle gelen bu broşür ihtiyacınız olan eğitimi size sağlayacak. | Open Subtitles | حسكم للواجب الوطني وهذا الكتيب الذي أتى مع طفاية الحريق هو كل التدريب الذي تحتاجونه أو ستتلقونه |
- vatandaşlık görevimi yaparım. - Uyuşturucu satarak mı? | Open Subtitles | اقوم بواجباتي المدنيه من خلال بيع المخدرات ؟ |
İnsanlar eğlenmek istiyor. vatandaşlık bilgisi dersi istemiyor. | Open Subtitles | الناس يريدون الإستمتاع بوقتهم لا يريدون دروس في الوطنية |
1 sene Birleşik Devletler'de kalıp ardından vatandaşlık başvurusuna karar verebilir. | Open Subtitles | وبعدها تُقرّر ما إذا كانت تُريد التقدّم بطلب الحصول على الجنسيّة أمْ لا. |
Aradan çok zaman geçti, şimdi yetişkin biriyim ve Hong Kong Harbour Okulu'nda vatandaşlık Bilimi ve Yaratıcılık dersi veriyorum. | TED | ومع مرور الوقت، أنا بالغ الآن، وأُدرّس علوم المواطن والاختراع بمدرسة هونغ كونغ هاربر. |
Evet. vatandaşlık sanatları yaz programı olarak sunuyorum. | Open Subtitles | نعم, سأقدمه كفن مدني من البرامج الصيفية, لذا... |
Belki farkında değilsiniz ama bu adamı yakaladığımızda vatandaşlık görevinizi yapmış olacaksınız. | Open Subtitles | قد لاتدركوا الأمر, ولكن,عندما يتم القبض على هذا الرجل, تكونوا قد أديتم واجبكم كمواطنين تجاه مجتمعكم, |
Boş zamanlarında bir şeyler yapmaya hevesliydi ve aynı zamanda vatandaşlık görevini her zaman harekete dayandıran bir devlet adamıydı. | TED | لقد كان مصلحًا ورجل دولة والذي كان تصوره للمواطنة دائمًا مبنيًا على العمل. |
Tutuklanmak benim vatandaşlık hakkım! Bana adını ve adresini ver, ...ve herşeyi burada unutalım, tamam mı? | Open Subtitles | ـ من حقي كمواطن ان تعتقلني ـ سوف أكتفي بـ |