Birincisi, Batıda biz bu hikayeyi söylemekten vazgeçtik yani kim ve neden burda olduğumuz, Amerika'da bile. | TED | الأمر الأول أننا في الغرب توقفنا عن رواية هذه القصة عن من نكون، ولماذا، حتى في أمريكا. |
Sonra, bundan sıkıldık ve onu çağırmaktan vazgeçtik. | Open Subtitles | عندما مللنا من ضحكاته توقفنا عن الأتصال به |
Evet, sanırım sonra beklemekten vazgeçtik. | Open Subtitles | أجل فإذا بعد ذلك أظن أنّنا توقفنا عن الإنتظار |
- vazgeçtik demektir! | Open Subtitles | - هذا يعني أننا إستسلمنا |
- vazgeçtik demektir! | Open Subtitles | - هذا يعني أننا إستسلمنا |
Kendi gücümüzden vazgeçtik, belirsizlikten duyduğumuz rahatsızlığı onların sağladığı kesinlik illüzyonu için elden çıkardık. | TED | لقد تخلينا عن قوتنا، مقايضين عدم ارتياحنا بعدم اليقين بوهم اليقين الذي يقدمونه. |
Yıllar önce aramaktan vazgeçtik. Bir aldatmacaydı. | Open Subtitles | لكننا تخلّينا عن البحث عنها منذ سنوات لقد كانت خدعة |
Bir şey onları düşürmeye başlayınca asmaktan vazgeçtik. | Open Subtitles | لكن شيئاً ما قام بإسقاطهم و توقفنا عن تعلقيهم مُجدداً. |
Seninle çalışmak için kendi uygulamalarımızdan vazgeçtik, farkındasındır. | Open Subtitles | انت تعلم أننا توقفنا عن العمل على تطبيقاننا لكي نعمل لديك ؟ |
Ve böylelikle serbest çalışanları kullanmaktan vazgeçtik. | Open Subtitles | وهذا ما حدث لذلك توقفنا عن الاستعانة بالعملاء الخارجيين |
Sırf bu yüzden Şükran Günü yemeğinden vazgeçtik. | Open Subtitles | لهذا توقفنا عن اجتماعات عيد الشكر |
Takılmaktan vazgeçtik. | Open Subtitles | توقفنا عن التسكع |
Hayır, seni şaşırtmaya çalışmaktan vazgeçtik artık, Prue. | Open Subtitles | لا, لقد تخلينا عن محاولة مفاجأتكِ, برو |
Tek kaçış şansımızdan vazgeçtik. | Open Subtitles | لقد تخلينا عن فرصتنا الوحيدة في الهرب |
Asıl planımız olan surların ardında bir karakol oluşturmaktan vazgeçtik. | Open Subtitles | لقد تخلّينا عن المُهمّة الأصلية لنُخبِّئ الإمدادات |