"ve çok" - Traduction Turc en Arabe

• جداً
• جدا
• جدًا
• للغاية
• ولقد كان
• وهي
• بجد
• وأكثر
• والكثير
• وكان ذلك
• وكثير
• و الكثير
• غاية
• وكانت
• وشديد

Plastiklerin ise birbiriyle örtüşen ve çok dar bir aralıkta değişen yoğunlukları vardır.
ولكن أنواع البلاستيك لديها كثافة تتداخل مع بعضها البعض على نطاق ضيق جداً

Kısmen hayli ilerlemiş olduğu zaman, geç evrede fark edildiğinden ve çok genetik değişimi olduğu için çok saldırgan bir kanserdir.
إنه سرطان شديد العدوانية، في جزء لأنه أكتشف في مراحل متأخرة جداً، عندما يكون متقدم جداً وهناك عدد من الطفرات الجينية.

Bu bizi biraz saf ve çok, çok tahmin edilebilir yapıyor.
ما يجعلنا سذجا شيئا ما، ويمكن التنبؤ بما نريد بسهولة جدا.

Yıldızların aksine, yörüngedeki gezegenler küçük ve çok az ışık yayarlar.
خلافًا للنجوم ، فإن الكواكب صغيرة وينبعث منها ضوء قليل جدًا

Şimdi, bu hayvanların çok küçük ve çok basit olduklarını düşünüyoruz.
هذه الحيوانات صغيرة للغاية و لازلنا ننظر إليهم على أنهم كذلك.

Arrowhead gölündeydik. Bundan altı yıl önceydi. Bir kulübemiz vardı.Kıştı ve çok soğuktu.
منذ ست سنوات,كان لدينا كوخ هناك لقد كان الجو شتاءاً و بارداً جداً

Evlat edinildim. Yeni bir anne ve babam olacak, ve çok hoşlar.
لقد تبُنيت ، أصبح لدي أب وأم جديدين ، ذلك لطيف جداً

Bu adamlar seni Noel arifesinde dinledi ve çok yakında buna pişman olacaklar.
هؤلاء من استمعوا لك فى عشية عيد الميلاد سيأسفون على ذلك قريباً جداً

Beş. Beş, çıplak gözle 100 milyar galasiden beş tanesi. ve çok keskin bir görüşünüz yoksa bunlardan bir tanesini görmeniz oldukça zor.
خمسة من أصل 100 مليار مجرة ، بالعين المجردة. واحدة منهم من الصعب جدا أن تراها ما لم يكن لديك بصر جيد جدا.

ve çok yakın zamanda, hayat kodunda kültürlü olup olmadığınız fark edecek.
وقريبا جدا فان الامر سيهم إذا كنت تعرف قراءة وكتابة رموز الحياة.

ve çok uzun bir sürede değil. elimden geldiği sürece.
و ليس لفتره طويله جدا و إذا كان يمكننى مساعدتك

...ve çok ciddi bir şey konuşurken şişme havuza düştü.
بينما نحن في نقاش جاد جدًا سقط في المسبح الصغير

Beni gördü ve çok mahçup oldu dışarı kaçtı, onu görmedim.
رأتني وكانت محرجة جدًا لأجلي، وخرجت خِـفية معتقدة أنني لم أرها

Bunun üzerinde çalışmaya 1985 yılında başladım, ve çok yavaş ilerliyordu.
لقد بدأت العمل فيها عام 1985، ولقد كانت تتطور ببطء للغاية.

Araçlar da bu şeritlere giremiyor, çünkü EDS kameralar onlara ceza yazar, eğer o şeridi kullanırlarsa. ve çok büyük bir başarı olmuş
لدينا ممرات صممت خصيصا لابقاء السيارات خارجا لانها ستحصل على المخالفات عبر الكاميرا اذا ما استخدمت هذه الممرات ولقد كان هذا نجاحا عظيما

Yasal kumar yok ve çok fazla huysuz Yahudi var.
فلا يوجد بها قوانين تدعم القمار، وهي ملئية باليهودِ البخلاء.

Amerika'ya geliyorsun, akıllıca ve çok çalışıyorsun zamanla bu çabalarının ödülünü alıyorsun.
أتيت إلى أمريكا تعمل بجد وبذكاء وخلال الوقت تنجح وتكافئ على مساعيك

Ama görüyorum ki insanlar bana katılıyor, izleyiciler, çelişkili bir biçimde, tasarımın genişlemesine yönelik olarak, bazı meslektaşlarımın aksine, daha duyarlı ve çok daha anlayışlı davranıyor.
ولكن أرى أن الناس يأتون على طول، أن الجماهير، ومن المفارقات، هي أكثر استجابة وأكثر بكثير من التفاهم لهذا التوسع في التصميم من بعض زملائي هي.

Birçok tarım ilacı, suni gübre ve çok fazla su kullanılır.
إنه يستخدم الكثير من المبيدات، والكثير من الآسمدة والكثير من الماء.

Kendini bıraktı ve çok tatlıydı.
أطلقت العنان لنفسها، وكان ذلك في غاية الظُّرف.

Kalabalık var ve çok üzücü bir olayla karşı karşıyayız.
شركة الهاتف الصوتى. هناك حشد كبير وكثير من الحزن هنا

Yüzsüz tepeye yollar açıldı ve çok daha fazla inşaat malzemesi getirildi.
و الطرق تم بنائها على التلال و الكثير من مواد البناء تم جلبها

Pekâlâ, çünkü bir an için atıldığımı sandım ve çok mutlu hissettim.
حسناً لإنه لبرهة ظننتُ انه قد تم فصلي كنت في غاية السعادة

ve çok karmaşıktı. Birazdan size o teorinin ne olduğunu anlatacağım.
وكانت نظرية معقدة وسوف اخبركم عن ماذا كانت تدور النظرية لاحقاً

Ve Merkür çok küçük, soğuk ve çok sıcak. Devasa bir çarpışmanın sonucu.
وعطارد صغير وقارس وشديد الحرارة