Ama aslında, bir erkek ve bir kadın esas itibarıyla aynı yerde olduğunda o anda sahip oldukları duygusal ve işlevsel ihtiyaçlar çok benzerdir. | TED | لكن حين يجتمع رجل وامرأة غالباً، تكون حاجاتهما العاطفية والوظيفية حينها، متشابهة للغاية. |
Ve Madam Curie, yeteneklerine rağmen oldukçe genç, tecrübesiz ve bir kadın olduğunu söylememe izin verin. | Open Subtitles | وسيدتي كوري، على الرغم من قدراتها المعترف بها هي إذا سمحتم لي أن أقول حتى الشباب عديمي الخبرة، وامرأة. |
Bir kararı niye aldığımın detaylarını söylemeyeceğim ama siz onun alkol, sigara, diğer maddeler ve bir kadın içerdiğini bilin. | TED | لن أخوض فى تفاصيل ماقادنى إلى قرار إتخذته، ولكن دعنا نقول فقط أنه ينطوي على الكحول والسجائر ، وأشياء أخرى و إمرأة |
Gözlerimi tekrar açtığımda... bir adam ve bir kadın bahçede birlikteydiler. | Open Subtitles | و لكن حين رأيت مرة اخرى .كان هناك رجل و امرأة فى الحديقة ثم بدت المرأة وحدها |
Ağaçlar sanki bir erkek ve bir kadın gibi. Erkek, kadını dansa davet ediyor. | Open Subtitles | والشجرتين تبدوان كرجل وإمرأة الرجل يطلب المراة للرقص |
Kupalarınızın ağız salgılarını yıldırım hızıyla gerekli yerlere gönderdim ve sonuçlar bir erkek ve bir kadın olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | قمت بتسريع الكؤوس المليئة بالمخاط التي أرسلتها عبر القنوات الاعتيادية بسرعة البرق والفحص بين ان هناك رجلا وإمرآة كانا يشربان |
Tanrı'nın gözünde birleşmiş bir erkek ve bir kadın. | Open Subtitles | رجل و أمرأة يتحدان أمام الله |
# Bir erkek ve bir kadın cumartesi gecesi # | Open Subtitles | * رجل وامرأه أحبوا أن يتمايلوا ويهزوا * |
Bir İrlandalı ve bir kadın,... ..bir Alman, eski KGB. Profesyoneller. | Open Subtitles | رجل أيرلندى و سيدة المانية و عميل سابق كى جي بى |
Kaide üzerinde duran taş heykelin yanındaydık... klasik tarzda, bir adam ve bir kadın... yarım kalan hareketleri özel bir mânâ taşıyormuş gibi duran. | Open Subtitles | كنا قرب بعض الاشكال الحجرية على قاعدة صخرية رجل وامرأة في مشهد كلاسيكي من جمود تلك الايماءات , بدت تحمل بعض الاهمية |
Uzun yıllar önce... bir adam ve bir kadın varmış. İkisi de casusmuş. | Open Subtitles | في مرة من المرات كان هناك رجل وامرأة كان كلاهما جاسوس |
O zaman bir doktor olarak görevin ve bir kadın olarak ayrıcalığın ona gidip bir kez daha bakmayı istemek. | Open Subtitles | بما أنّك طبيب وامرأة فمن واجبك أن تعود وتطلب منه إلقاء نظرة أخرى إليه |
Evet ne yazık ki onu izleyenler varmış. Bir erkek ve bir kadın ikisi de ölmüş. | Open Subtitles | أجل، وظهر أمام جمهور للأسف، مات رجل وامرأة. |
ve bir kadın, taptığı adamla yanyana yürüyüp, ilk kez, onu sevdiğini söylemenin peşindeydi. | Open Subtitles | .. وامرأة كانت تسير مع الرجُل الذي تعشقه مصمّمة أن تصرّح بحبّها له لأول مرة |
ve bir kadın bunu getirdi, şu an aşağıda bekliyor. | Open Subtitles | و إمرأة أحضرت ذلك إنها منتظرة أسفل |
Imkansız bir aşkın vahşeti bir erkeğin paylaştığı ve bir kadın... | Open Subtitles | وحشية الحب المستحيل بين رجل و إمرأة |
Bir adam ve bir kadın batı Virginia'da bir eve girmişler. | Open Subtitles | رجلٌ و إمرأة دخلا بيتاً في (فيرجينيا) الغربية |
Hepsi de yolun ortasında duran bir adam ve bir kadın. | Open Subtitles | دائما رجل و امرأة متوقفان في منتصف الطريق |
Sokağın karşısında iki adam ve bir kadın dükkandan çıkıp minibüse atladı diyor. | Open Subtitles | لقد كان هُناك رجلان و امرأة ركضا عبر المتجر |
Yatacak yatak ve bir kadın! Ama ne kadın! Hem de benim! | Open Subtitles | فراش و امرأة يالها من امرأة ، إنها لى |
- Öyle olsaydı, burası tam yeri olurdu. - Belki bir margarita ve bir kadın isterim. | Open Subtitles | لو أنكِ فعلتِ، هذا سيكون المكان لربما عصير وإمرأة. |
Hayır, hayır. Annen bir ajan ve bir kadın. Güven bana, biliyordur. | Open Subtitles | لا، لا، لا والدتك جسوسة وإمرأة سوف تعرف هذا، ثِق بي. |
Çocuklar sokakta oynuyordu ve bir kadın. | Open Subtitles | رأيت اولادا يلعبون وإمرآة |
Bir çift, bir erkek ve bir kadın. | Open Subtitles | زوجان رجل و أمرأة |
# Bir erkek ve bir kadın cumartesi gecesi ## | Open Subtitles | * رجل وامرأه أحبوا أن يتمايلوا ويهزوا * |
Ölüm ve bir kadın arasındaki diyalogmuş. | Open Subtitles | حوار بين الموتِ و سيدة. أغنية القرن السابع عشرِ الشعبية؟ |