"ve bunun gibi şeyler" - Traduction Turc en Arabe

    • وأشياء من هذا القبيل
        
    • وما شابه
        
    ve bunun gibi şeyler... basit ama sonucunda büyük değişikler yapabileceğimiz şeyler. TED وأشياء من هذا القبيل. والأشياء البسيطة مثل هذه تستطيع إحداث فرق كبير.
    Ve tabi ki, metal projektörler ve floresan lambalarımız ve bunun gibi şeyler vardı. TED وبطبيعة الحال ، كان لدينا مصابيح اليد المعدنية ومصابيح الفلورسنت وأشياء من هذا القبيل.
    Kaymış kayalar, devrilmiş ağaçlar ve bunun gibi şeyler. Open Subtitles انهيارات صخريه, الاشجار المتساقطه وأشياء من هذا القبيل.
    Karmaşık elementler eşyalarımızı yaptığımız ağır metaller mesela demir veya yaşamın kaynağı karbon ve bunun gibi şeyler aslında yıldızlarda üretilmişlerdir. Open Subtitles العناصر المعقدة، الأشياء الأثقل التي نصنع الأدوات منها كالحديد مثلاً، أو أحياء من الكربون وما شابه إنها تُصنع بالفعل في النجوم.
    Evet, bilirsin. Kendini koruma, silahlar ve bunun gibi şeyler. Open Subtitles أجل، الدفاع عن النفس، الأسلحة، وما شابه
    Evet, sanat ve tarih ve bunun gibi şeyler... Open Subtitles أجل، أنا مُتخصّص في الفنّ والتاريخ وما شابه ...
    Köpekleri öldürenler... ve bunun gibi şeyler işte. Open Subtitles ورقصة القبقاب المميتة وأشياء من هذا القبيل.
    ...merkezî komuta, merkezî yapı ve bunun gibi şeyler. Open Subtitles بقيادة مركزية هيكل مركزي وأشياء من هذا القبيل
    Ve daha fazla paraları olduğunda, caddelerine beton döküyorlar, ve lağımlar veya iyi su boruları ve bunun gibi şeyler kuruyorlar. TED وعندما يكون لديهم المزيد من المال فانهم يرصفون الشوارع. ويحفرون مجاري الصرف الصحي وأنابيب مياه الشرب وأشياء من هذا القبيل.
    Askeri ilaçların güçlükleri 3. dünya ülkelerinkinden pek farklı değil, yetersiz kaynak, zorluklarla dolu bir çevre, bir dizi ufak çapta problem ve bunun gibi şeyler. TED صرامة الطب العسكري لا تختلف كثيرا عما هو الحال في دول العالم الثالث ، موارد ضئيلة ، وبيئة قاسية ، سلسلة من المشاكل من الوزن الخفيف ، وأشياء من هذا القبيل.
    Bir de, bebeklerin bakımı ve bunun gibi şeyler var tabii. Open Subtitles وأعتني بالأطفال وأشياء من هذا القبيل
    Onu çok sahiplenmekle suçladı birkaç kez, ondan biraz özgürlük ve bunun gibi şeyler istedi. Open Subtitles دعته بـ "الغيور" عدة مرات وطلبت منه أن يبتعد عنها وأشياء من هذا القبيل
    Sonuçta bebekler konuşamaz ve üç yaşında bir çocuğa ne düşündüğü soracak olursanız sihirli atlar ve doğum günleri ve bunun gibi şeyler hakkında güzel bir anlamsız monolog deryasıyla karşılaşırsınız. TED فالأطفال الرضع ، رغم كل شىء، لا يمكنهم الحديث، ولو أنك سألت طفلا ذا ثلاثة أعوام أن يخبرك عما يفكر فيه، فكل ما ستحصل عليه هو تدفق جميل من الحوار الدائر في وعيه عن المهور الصغيرة وأعياد الميلاد , وأشياء من هذا القبيل.
    Romantik olacak ve bunun gibi şeyler. Open Subtitles سيكون رومانسياً وما شابه.
    Romantik olacak ve bunun gibi şeyler. Open Subtitles سيكون رومانسياً وما شابه.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus