Bana kızma çünkü sen ve dostların her şeyi batırdınız. | Open Subtitles | لا تصب جنونك عليّ فقط لانك انت ورفاقك لم تكسبوا شيئاً |
Sen ve dostların, burayı boşaltmaya başlasanız iyi olur. Adam, gitmemekte ısrar ediyor." | Open Subtitles | أنت ورفاقك, عليكم أن تتحركوا |
Bu da demek oluyor ki... Sen ve dostların... tüm haftasonu içeride olacaksınız. | Open Subtitles | و هذا يعني أنهُ أنت و أصدقائك ستبقون في السجن لنهاية الأسبوع |
Sen ve dostların eşya çalıyormuşsunuz diye duydum. Ama evime bir elbise dahi yollamıyorsun. | Open Subtitles | سمعت أنك أنت و أصدقائك تسرقون البضائع |
Görüyorsun, arkadaşlarım benimle dalga geçmişlerdi ama sen ve dostların beni öldürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | هذا فقط لأن أصدقائي سخروا مني بينما أنت و أصدقاءك تريدون رأسي |
Sen ve dostların hovardalık peşinde koşardınız. Hayır bekle! | Open Subtitles | حيث تحاول التقرب إلى الفتيات أنت وأصدقاؤك |
Sen ve dostların gibi zayıf kişilerle vakit geçirmenin Cara'yı yumuşattığından hiç şüphem yok. | Open Subtitles | لاعجبأنّ(كارا)أصبحترقيقة ، بإصطحابها لرفاق ضعاف ، مثلك و أصدقائك. |
Sen ve dostların mı? | Open Subtitles | ! أنت و أصدقائك |
Kara kaplı defteri bulamadın ve dostların öldü. | Open Subtitles | أنتَ لم تجِد (الكتاب الأسود)، و أصدقاءك ماتوا. |
İstasyon üçteki topraklama çubuklarını ayır, kalkanın çalıştırılmasına yardım et... sen ve dostların buradan zarar görmeden gidebilirsiniz. | Open Subtitles | قم بفصل القضبان الأرضية في المحطة 3 وساعد في إعادة تنشيط الدرع ويمكنك أنت وأصدقاؤك الرحيل عن هنا دون أن يلحق بكم أذى |
Bütün ailen ve dostların yüzlerini kaybetti. | Open Subtitles | كلّ عائلتك وأصدقاؤك فقدت وجوههم |