Ve her zamanki gibi resmi raporumuz yayınlanacak tam bir soruşturmadan sonra. | Open Subtitles | وكالعادة سوف نطلعكم على تقريرنا الرسمي بعد إجراء تحقيق دقيق |
Artık düşman, susuzluk, açlık, yorgunluk Ve her zamanki gibi yırtıcılar. | Open Subtitles | الآن الأعداء عطشى، جائعون، ومنهكون وكالعادة مفترسون |
O yüzden mektubuma umut Ve her zamanki gibi sevgiyle son veriyorum. | Open Subtitles | لذا أوقع خطابي الآن بالأمل وكالعادة بحبي |
Evet, söyledim. Ve her zamanki gibi beni onda da geçtin. | Open Subtitles | نعم قد فعلت وكالمعتاد لقد إخترت أفضل شخص |
Ben Sarah Morris Ve her zamanki gibi yanımda Wolfbridge Üniversitesi psikoloji bölümü başkanı psikiyatrist Doktor Roger Kane var. | Open Subtitles | أنا "سارة مورس" وكالمعتاد "معنا دكتور " روجر كين الطبيب النفسي بالعيادة واستاذ قسم الطب النفسي |
Geçenlerde bir sabah ayakkabılarımı bulamıyordum Ve her zamanki gibi eşime ayakkabılarımı görüp görmediğini sormak zorunda kaldım. | TED | لم أتمكن من العثور على حذائي في صباح أحد الأيام القليلة الماضية وكالعادة ، توجب علي سؤال زوجتي إن كانت قد رأته . |
Teşekkürler, Lemon, Ve her zamanki gibi işsizlik sana iyi geliyor. | Open Subtitles | شكرا ليمون , وكالعادة البطالة تناسبك |
Ve her zamanki gibi dünya meselelerini konuşuyorduk. | TED | وكالعادة ، كنا نتحدث عن مشاكل العالم . |
Ve her zamanki gibi, Chuck'ın hedefi kıvrımların başını çekmek. | Open Subtitles | وكالعادة "تشاك" يسعى ان يكون في المقدمة |
Ve her zamanki gibi, o haklı. | Open Subtitles | وكالعادة هو محق |
Ve her zamanki gibi saat 6:00'dan beri tartışıyoruz. | Open Subtitles | 00 وكالعادة نتجادل منذ 6: |
Ve her zamanki gibi saat 6:00'dan beri tartışıyoruz. | Open Subtitles | وكالعادة نتجادل منذ السادسة |
Ve her zamanki gibi saat 6:00'dan beri tartışıyoruz. | Open Subtitles | 00 وكالعادة نتجادل منذ 6: 00. |
Öğütlerin bilgece, Algrim. Ve her zamanki gibi, takdire şayan. | Open Subtitles | إستشارتك حكمة يا (ألغريم) وكالعادة أقدر لك هذا. |
Ve her zamanki gibi saça ve yüze dokunulmayacak. | Open Subtitles | وكالعادة... . ممنوع لمس الشعر والوجه... |
Geç olmuştu Ve her zamanki gibi zamanımı ve enerjimi Matty'e endişelenerek geçirmiştim. | Open Subtitles | لقد كان الوقت متأخراً، وكالعادة كنتُ أضيع الوقت والطاقة في القلق على (ماتي). |