Polis ve kocan gelmek üzere burada kalmak daha güvenli. | Open Subtitles | الشرطة وزوجكِ على طريقِهم، وهو فقط أكثر أماناً للبَقاء هنا. |
Sana söyledim kocam ve ben... evet, sen ve kocan, ne oldu? | Open Subtitles | .. أخبرتك أنّي و زوجي تعرضنا أجل، أنتي وزوجكِ تعرضتما لماذا ؟ |
-Onlar burada mı, yani Jared ve kocan? -Emin değilim. | Open Subtitles | هل هما هنا فى الصورة, جاريد وزوجك أنا لست متأكدة |
Eğer sen ve kocan açsanız içerde biraz kızarmış tavuğumuz var. | Open Subtitles | لدينا دجاج مقلي في الكبينة لو كنت أنت وزوجك جائعان ؟ |
Sen ve kocan kredi kartı borcuna batmışsınız. | Open Subtitles | أنتِ و زوجكِ غارقين بالديون الناتجة عن بطاقات الائتمان |
Bıraktım çünkü bu gerekliydi, çünkü Holly'nin de yardıma ihtiyacı vardı, ve sen ve kocan da bunun doğru şey olduğunu biliyordunuz. | Open Subtitles | تركته لأني اضطررت لذلك لأن هولي كانت بحاجتي ولأني و زوجك كنا نعلم أنه الأمر الصائب الذي تحتم علينا فعله |
hatta bu topraktan da fazlası, sen ve kocan için... hayatınızı özgürce yaşama şansı demek... | Open Subtitles | ولكنها أكثر من مجرد أرضٍ ، أنها فرصه لكِ ولزوجكِ للحياه أحراراً |
ve kocan brüksel lahanasına bayılır, değil mi? | Open Subtitles | وزوجكِ إنه يحب براعم البروكسل ،أليس كذلك؟ |
Eğer sen ve kocan bir cinayet soruşturmasını engelliyorsanız, ikiniz de hapse girersiniz. | Open Subtitles | إن كنتِ وزوجكِ تعيقان تحقيق في جريمة قتل, فسيُزجّ كلاكما للسجن |
Sen ve kocan yarışmaları av bölgesi gibi kullanıyordunuz. | Open Subtitles | إذًا، أنتِ وزوجكِ إستعملتم المسابقة كأرض صيد |
Eğer Almanların tarafında olmasaydı, barış içinde yaşayabilir ve kocan şu an hayatta olabilirdi. | Open Subtitles | كنا سنكون بسلام , وزوجكِ كان سيكون على قيد الحياة لو لم يكن بسبب الالمان |
-Çok kisa bir süre sonra sen ve kocan, çevrenin iyi niyetine ihtiyaç duyacaksiniz. | Open Subtitles | -أنتِ وزوجكِ تحتاجون لكل العطف الذي يمكنكم ايجاده |
Sen ve kocan çok iyi insanlara benziyorsunuz. | Open Subtitles | أنتِ وزوجكِ تبدوان أناساً طيبين |
Sen ve kocan sabaha Kanada'da olacaksınız. | Open Subtitles | أنت وزوجك ستكونان خارج الحدود الكندية بحلول صباح الغد |
ve kocan dün akşam büyük bir turta yedi, sadece o? | Open Subtitles | وزوجك أكل فطيرة كبيرة أمس, ولا شي بعدها؟ |
Bu nokta da, sen ve kocan tedaviyi durdurma kararı verdiniz. | Open Subtitles | عند هذه المرحلة قررتي أنتي وزوجك أن توقفوا العلاج |
Yaşlı kadın, sen ve kocan tahsillisiniz, size söyleyeyim. | Open Subtitles | إيتها العجوز,أنتِ وزوجك متعلمين دعوني أخبركم. |
ve kocan böyle şeylerle uğraşmana sesini çıkarmadı öyle mi? | Open Subtitles | وزوجك يسمح لك ان تشغلي نفسك بتلك الامور ؟ |
Sen ve kocan, çocuklarınızı yetiştirmek için çok çaba sarf ettiniz. | Open Subtitles | أنتِ و زوجكِ عملتما كدّاً لتربية طفليكما. |
Sen ve kocan, suç ablama kalsın diye Nolan'a tuzak kurdunuz. | Open Subtitles | أنت و زوجكِ أوقعتوا بـ"نولان" ليقتل ذلك الفتى حتى يُلقى اللوم على أختي. |
Dave Martin ve kocan arasında başka bir bağlantı var mıydı? | Open Subtitles | هل هناك أية علاقات أخرى بين المدعو (دايف مارتن) و زوجكِ ؟ |
Sen ve kocan evinizi sattığınız zaman kendiniz için bir şey ayırdınız mı? | Open Subtitles | عندما انت و زوجك بعتم منزلكم هل ابقيت أي شيء لأنفسكم؟ |
ve kocan yarın şehre geliyor. | Open Subtitles | و زوجك سيعود غداً |
Sonrasında sen ve kocan için neler olacak bakarız. | Open Subtitles | وبعدها سأقرر ماذا سيحدث لكِ ولزوجكِ |