"ve mutlu" - Traduction Turc en Arabe

    • وسعيدة
        
    • وسعيد
        
    • و سعيدة
        
    • و سعيد
        
    • وسعيداً
        
    • والسعادة
        
    • سعيدة و
        
    • و سعداء
        
    • وسعادة
        
    • وسعداء
        
    • وأسعد
        
    • والسعيدة
        
    • وسعيده
        
    • بكل سعادة وهي
        
    • سعيداً و
        
    Uzun ve mutlu bir yaşam istiyorsan, ikisinden de uzak dur. Open Subtitles إذا كنت تريد أن تعيش حياة طويلة وسعيدة أبقى بعيدا عنهم
    Kombine iş yapmaya alışığımdır, zevkle, söyledikleri gibi uzun ve mutlu bir yaşamın sırrıyla. Open Subtitles أَنا قادر على الجَمْع بين العمل و السرور الذي،يُخبرونَني بة،هو السِر إلى حياة طويلة وسعيدة
    Bak Ali, sanırım artık sadece sıradan ve mutlu olacağım. Open Subtitles انظر يا على اريد فقط ان اكون رجل عادى وسعيد
    Ama yine de bu, uzun ve mutlu bir evliliği gözden çıkarmaya değermi? Open Subtitles لكن هل هو حقاً يستحق رمي مدة طويلة و سعيدة من الزواج ؟
    Yatağa evli ve mutlu bir adam olarak girdim ve bir canavar olarak uyandım. Open Subtitles ذهبت إلى السرير و سعيد كأي رجل متزوج و انا استيقضت واصبحت وحش
    Iolaus, ikinizin birlikte uzun ve mutlu bir hayat yaşayacağınızı biliyorum. Open Subtitles يوليوس، أَعرف بأنكما الإثنان سيكون لديكما حياة طويلة وسعيدة معاً
    Lane, eğer seni eve bir daha tok ve mutlu gönderirsem, annen beni öldürecek. Open Subtitles لين, أمك ستقتلني إذا أستمريت بإرسالك إلى المنزل متغذية وسعيدة
    Beni iyi etkileyecek, sağlam ve kaliteli özellikleri olan hayatı, nasıl iyi ve mutlu yaşayacağını anlayan birine ihtiyacım var, senin gibi. Open Subtitles أحتاج تأثيرا إيجابيا، شخص ما بنوعية صلبة وكبيرة شخص ما يبدو يفهم الحياة وكيف يعيشها بطريقة جيدة وسعيدة مثلك
    Hiç kimsenin ailesi tamamıyla normal ve mutlu olamaz. Open Subtitles لا توجد عائلة طبيعية وسعيدة تماما هل رأيت عندما كان يتحدّث عن منزله القديم؟
    Bunların hiçbiri GSYİH istatistiklerinde yok ama sağlıklı ve mutlu bir toplum için her biri temel. TED ولم تتضمن إحصائيات الناتج المحلي الإجمالي أياً من هذه المؤشرات بيد أنها جميعها مؤشرات أساسية لمجتمع صحي وسعيد.
    Bay Gabler'ın bu evden hayatta ayrılmasını istiyorsan onu sağlıklı ve mutlu olduğuna inandırmalısın. Open Subtitles لو تُريدُ السّيدَ جابلر أن يتَرْك هذا البيتِ حيِّ يَجِبُ أَنْ تُقنعَه أنك صحّي وسعيد
    "Bu şekilde sağlıklı ve mutlu bir heteroseksüel olması içten bile değil." Open Subtitles لديه كل الفرص ليصبح معدل من الشذوذ الجنسي وسعيد للغاية
    Ama şunu söyleyebilirim birileri tarafından yasaklanmış şeyleri yaparak haftada 40 saat çalışan mükemmel ve mutlu yaşayan insanlar var. Open Subtitles لكن ما استطيع فعله هو ان اخبرك انني ارى اشخاصاً يعملون أربعين ساعة في الأسبوع ولديهم حياة جيدة و سعيدة
    Bu evde yaşayan ve mutlu bir hayatı olan küçük bir kız vardı. Open Subtitles عرفتُ فتاة كانت تعيش هناك. حياتها كانت طيبة و سعيدة.
    Geçeceğim kapıyı seçme fırsatım olmadığı için sadece sağlıklı ve mutlu bir çocuk olsun diye dua ediyorum. Open Subtitles الباب الذي سأعبره امل فقط انه طفل معافى و سعيد و انه صبي
    Kendini harika ve mutlu hissedeceksin sanıyorsun ama sadece yorgun ve berbat hissediyorsun. Open Subtitles وسعيداً مذهلاً إحساساً سيمنحك بأنه تعتقد والقرف بالتعب تشعر يجعلك ولكنه
    Çocuklarım için en iyisini yapıyor, onları güvende ve mutlu hissettiriyorum. Open Subtitles أبذل قصارى جهدي من اجل أطفالي واحاول أن أشعرهم بالأمان والسعادة
    O kadın kaçık! Hayatım sakin ve mutlu ve neşeli olacak! Open Subtitles تلك المرأة مجنونة , حياتي ستكون هادئة , سعيدة و مرحة
    Ve burada kalabilirdin, ve evlenebilirdik ve kuvvetli bebekler yetiştirirdik ve mutlu olurduk. Open Subtitles و يمكنك البقاء هنا ، و يمكننا الزواج و تربية صغارنا ليكونوا أقوياء و سعداء كما نريد؟
    Eğer o kızıl saçlı sağlıklı ve mutlu kalsın istiyorsan... Open Subtitles إذا كنت ترغب في الأبقاء على الصهباء المعينة بصحة وسعادة
    Sadece onları meşgul et ve mutlu olmalarını sağla. Open Subtitles فقط اجعلهم مشغولين دائماً وسعداء ..
    Ve dünyada benim yaşadığım küçük köşe daha temiz ve mutlu bir yer olacak. Open Subtitles في زاويتي الصغيرة من العالم سيكون مكاناً أرتب وأسعد
    Hayat, bizi üzen ve mutlu eden şeylerin bir karışımdır. Open Subtitles الحياة خليط من اللحظات الحزينة والسعيدة
    Bugün sizlerin önünde başarılı ve mutlu görünüyor olabilirim, ancak bir zamanlar ciddi bir bunalımın verdiği acı içerisinde tamamen çaresiz durumdaydım. TED ربما ابدو ناجحه وسعيده. ان اكون امامكم اليوم، لكني يوماً عانيت من اكتئاب شديد. وكنت في يأس شديد.
    Böylece bir hayatım var sanıyorlar. Eski karım evlendi ve mutlu. Open Subtitles زوجتي السابقة تزوجت بكل سعادة وهي لا تتصل بي أبداً
    En azından gerçek aşkı bulmuş ve mutlu biri olarak ölürüm. Open Subtitles على الأقل سأموت سعيداً و أنا أعلم أني وجدت حب حقيقي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus