"ve onların" - Traduction Turc en Arabe

    • وأن
        
    • و هم
        
    • حياتهم
        
    • والتأكد من
        
    • وأحفادنا
        
    • وأريدهم
        
    • ويضعون بعضهم
        
    • وأسرهم
        
    • المرضى وعائلاتهم
        
    • تلك الأعوام الماضية
        
    Diplomasinin beceriyle, sürdürülebilir bir şekilde, liderlere ve onların peşinden gidenlere baskı ve teşviki doğru dozda içerecek şekilde yapılması gerekir. TED ينبغي أن تُجهّز الدبلوماسية بدعومات كافية ومستمرة وأن تقوم بتطبيق خليط مناسب من الحوافز والضغوطات على القادة والأتباع
    Bunlar benim inançlarımı ve zümremi basitleştirmeye çabalayan işletmeler ve idareciler için içgüdüsel karşılıklar. ve onların çarkını yenmenin tek yolu, oyunu farklı kurallara göre oynamak. TED تلك المشاريع ما هي إلا استجابة غريزية ضد الشركات والمحتكرين لتلك المشاريع لتبسيط معتقداتي ومجتمعي، وأن الطريقة الوحيدة للتغلب على سيطرتها هو أن تلعب بقواعد مختلفة.
    ve onların senin sanayi artıklarına gömülmesini seyredeceksin. Open Subtitles و انت هنا ستشاهدهم و هم يغرقون في بركه عميقه الناتجه عن صناعاتك
    Onları alanındaki uzman kişilere incelettim ve onların aktif durumda olmadıklarını söylediler. Open Subtitles و قد قمت بتحليلها بمساعدة أكبر خبراء هذا المجال و هم يقولون أنها تبدو غير نشطة
    Bu onların gerçek yaşamlarında an be an oluyor ve onların zihinleri ve beyinleri, normal gelişimli akranlarında olandan farklı bir şeyde uzmanlaşıyor. TED إنه يحدث لحظة بلحظة في حياتهم الحقيقية, ويتم تكوين عقولهم, وتخصيص أدمغتهم بطريقة مختلفة عن زملائهم الطبيعيين.
    Çocuklarıma odaklanmak zorundayım ve onların iyi olduğundan emin olmalıyım. Open Subtitles لا بد لي من التركيز على أولادي والتأكد من انهم بخير
    "Bu çocuklarımıza ve onların çocuklarına anlatacağımız bir gece" gibi bir şey. Open Subtitles مثل أن هذه الليلة هي التي سنحكي لأولادنا وأحفادنا عنها
    Beni kaybedecekler, ve onların bunun sebebini anlamalarını istiyorum. Open Subtitles فإنهم سيفقدوني وأريدهم أن يتفقهموا لماذا
    Ama dostlar birbirlerine yalan söylemezler ve onların aşağılanmalarına izin vermezler, Jake. Open Subtitles - الأصدقاء لا يكذبون على بعضهم البعض ... ويضعون بعضهم البعض في موقف مهين كذاك يا جاك
    Aynı zamanda diğer anne adayları ve onların aileleriyle topluluk oluşturuyorlar. TED وفي الوقت نفسه، يشكلون مجتمعا مع الأمهات الحوامل الأخرى وأسرهم.
    Ama bugün, yaklaşık 9,000 hastanın ve onların ailelerinin sağlıklı olmak için ihtiyaç duydukları kaynaklara ulaşmaları için çalışan yaklaşık bin kadar üniversite öğrencisi avukatımız var. TED لكن اليوم اصبح لدينا ألف طالب جامعي يسلهمون في العمل من أجل ربط ما يقرب من 9000 من المرضى وعائلاتهم مع الموارد التي يحتاجون إليها للتمتع بالصحة.
    Elizabeth'i güvende tutmak için, yıllar önce benden istediğin gibi, onu bir bebekken kollarıma verdiğin zamanki gibi, ama şimdi kendi bebeği var, ve onların hayatındaki varlığın, onları tehlikeye atıyor. Open Subtitles (للمُحافظة على حياة وأمن (إليزابيث ، كما طلبت مني أن أفعل طوال تلك الأعوام الماضية ، عندما وضعتها لأول مرة بين ذراعيّ كطفلة صغيرة
    Asıl kaygılandıran ise; bizden o kadar çok daha yetkin makineler üreteceğiz ki bizim ve onların amaçları arasındaki en küçük bir fark, bizi ortadan kaldırabilecek. TED المقلق حقاً هو أننا نبني آليات أكثر كفاءة مما نحن عليه وأن أقل اختلاف بين أهدافها وأهدافنا يمكن أن يدمرنا.
    Bir daha cezaevine dönmemem ve onların özgür dünyadaki elçisi olmam umuduyla arzularını ve amaçlarını bana aşıladılar. TED ولقد رسخوا في داخلي كل الهاماتهم وأهدافهم، على أمل ألا أعود إلى السجن مرة أخرى، وأن أكون سفيراً لهم في العالم الحر.
    Belki bu şirkette iblisler vardır ve onların üstünde olduklarını biliyorlar. Open Subtitles حسناً ، ربما هم مشعوذون حقاً في الشركة . و هم يعلمون أنك ستلاحقيهم
    Bununla oraya gidersen ve onların senin çocuğun olduğunu söylersen Japon evlatlıkların soyundan geldiğine inanabilirler. Open Subtitles سايروا هذا فقط و قولوا انهم أطفالكم و هم يمكنهم أن يدعوا
    Onların bilmelerini istiyordum ki, biz onlara şahidiz ve onların yaşamlarında değişiklik yapmak için elimizden geleni yapacağız. TED أردتهم أن يعرفوا أننا سنشهد لهم و أننا سنفعل ما يمكننا فعله لنساعد في صنع فارق في حياتهم.
    Şu anda ABD'de, 115 bin civarında hasta var ve onların organ nakline ihtiyacı var. TED حاليًا في الولايات المتحدة، هناك ما يقرب من 115,000 مريض في حاجة لزراعة الأعضاء لإنقاذ حياتهم.
    Astrid, sen ve diğerleri onları Değişken kanatlar adasına sür ve onların geriye dönmediklerinden emin ol. Open Subtitles - استريد، أنت والآخرين امنعوا تشانجوينج من الوصول للجزيرة والتأكد من انهم لا لن يعودوا لها
    Çocuklarımıza ve onların çocuklarına yaşanabilir bir gezegen bırakabiliriz. Open Subtitles سنتمكن من إيجاد عالم يتمكن أبناؤنا وأحفادنا من العيش فيه
    O zaman buraya getir çünkü borsacılarla arkamdan bir anlaşma yapmış ve onların gitmesini istiyorum. Open Subtitles إذن أحضريه هنا لأنه قام بصفقة جانبية لعينة ما مع هؤلاء المتداولين وأريدهم خارج الأمر
    Ama dostlar birbirlerine yalan söylemezler ve onların aşağılanmalarına izin vermezler, Jake. Open Subtitles - الأصدقاء لا يكذبون على بعضهم البعض ... ويضعون بعضهم البعض في موقف مهين كذاك يا جاك
    Ve ölümcül hastalıkları süresince bu insanlara ve onların ailelerine ne olduğunu gözlemliyordum. TED وكنت أراقب ما يحدث للناس وأسرهم خلال فترة مرضهم اللأخير.
    Ek olarak, insanlarda olduğu gibi, eğer domuzun bir böbreğini alırsak o hala yaşamaya devam edebilir, bu problemlere karşı düşünceliyiz ama bence maksadımız hastaların ve onların ailelerinin henüz görülmemiş ihtiyaçlarını karşılamak. TED بالإضافة إلى ذلك، على غرار التبرع عند البشر، إذا أخذنا كلية واحدة فقط من الخنزير، يمكن أن يبقى الخنزير على قيد الحياة، لذلك نحن ندرك جيدًا المشكلات، ولكني أعتقد أن هدفنا هو مجرد تلبية الاحتياجات الطبية التي لم يتم تلبيتها لأولئك المرضى وعائلاتهم.
    Elizabeth'i güvende tutmak için, yıllar önce benden istediğin gibi, onu bir bebekken kollarıma verdiğin zamanki gibi, ama şimdi kendi bebeği var, ve onların hayatındaki varlığın, onları tehlikeye atıyor. Open Subtitles (للمُحافظة على حياة وأمن (إليزابيث ، كما طلبت مني أن أفعل طوال تلك الأعوام الماضية ، عندما وضعتها لأول مرة بين ذراعيّ كطفلة صغيرة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus