Eşin ve onun göçmen uygunsuz arkadaş takımı bu görüntülerde her yerdeler. | Open Subtitles | زوجك وله فرقة من غير الأسوياء المهاجرين هي في جميع أنحاء لقطات. |
ve onun uzaysal modülasyonu -- bunlar teknik terimler, o yüzden detaya girmeyeceğim ancak işte böyle ışık kaynaklarını veri transferi için uygun hale getirdik. | TED | و هي تعديل خاص هذه فقط العبارات التقنية ,انا لن اخوض في التفاصيل لكن هكذا أستخدمنا مصدر الضوء ذاك لبث البيانات |
O Jessica Simpson' ı yaptı ve onun dudakları 24 saatte paparazilik oldu | Open Subtitles | وقال انه جيسيكا سيمبسون , ولها شفاه وكانت الموارد الأشخاص المصورين جاهزة في غضون 24 ساعة. |
Biz bir Düzen Efendisi ve onun neşeli kötü adamlarıyla kavgaya tutuşuyoruz. | Open Subtitles | نحن نتحدث عن سيد نظام , وعصابته من الأشرار المبتهجين |
Benim tek istediğim sadece onu sevmek ve onun da beni sevmesiydi. | Open Subtitles | كل ما اردته كان لمجرد أحبه ويكون له الحب لي مرة أخرى. |
Bugün, rahatsız edici bir soruyla ve onun aynı şekilde rahatsız edici cevabıyla ilgili konuşmak üzere buradayım. | TED | أنا هنا لأتكلم عن سؤال مزعج وله اجابة تتساوى له بالازعاج. |
Hiccup ve onun küçük ejderha kulübü ejderhamızı elinde tuttuğu sürece bize dinlenmek yok! | Open Subtitles | طالما هيكاب وله القليل بنادي التنانين يكون التنين الخاص بك معه لن يهدأ لنا بال |
Gözlerinde korku , vücudunda ürperti yok, ve onun yumruğunun rakibi yok! | Open Subtitles | ليس هناك خوف فى عينيه ولا رجفة فى جسده وله ضربة قاضية لامثيل لها |
Yani, sen ve ben ve onun aynı şehirde yaşaması çok tuhaf değil mi? | Open Subtitles | حسناً, انتِ, انا و هي نعيش في نفس المدينة, أليس ذلك غريباً؟ |
Ah, bir zamanlar benim ustasıydı. Çok Ve onu. ve onun. | Open Subtitles | أوه ، لقد كان سيدي مرة و هو أيضاً ، و هي |
İlgili kişiler sadece bu sistemin ürünüdür ve onun mantıksal sonucunu kabul etmek zorundadır. | Open Subtitles | الأشخاص المعنيين هم مجرد منتجات من هذا النظام ولها أن تأخذه إلى نهايتها المنطقية. |
Megan, Rebacca'yı aldı ve onun kamyonetin sahibi olan sübyancıyla bir ilişkisi var. | Open Subtitles | (ميجان) خطفت (ريبيكا)، ولها علاقة مع شخص مُـنحرف جنسياً الذي يمتلك تلك السيّارة. |
Ama her şey o çılgın psikopat Vex ve onun tayfasıyla takılmaktan daha iyidir herhalde. | Open Subtitles | ولكن أى شئ سيكون افضل من البقاء مع المريض نفسيا "فيكس " وعصابته |
D'Amico ve onun kahrolası tüm işleri kül olup gömülene dek. | Open Subtitles | ليس قبل أن أدمّر (داميكو) وعصابته تدميراً. |
Kararını vermiş ve onun için en iyisinin ne olduğunu bilmesine izin vermeliyiz. | Open Subtitles | لقد أتخذ قراره وأظن أن علينا أن نسمح له بأن يُميز الأفضل له |
ve onun gezi acentası açılacak! | Open Subtitles | ويفتتح هو وكالته السياحية |
Ne başarabileceğimizi kim bilir, geri kafalı Baron Gruda'ya ve onun eskimiş dünyasına karşı? | Open Subtitles | ومن يدري ماذا يمكننا انجازه ؟ ضد البارون غرودو المتخلف وعالمه القديم |
Garland Clarke ve onun bana yaptığı şey yüzünden tükenmiştim. | Open Subtitles | كنت مستهلة من قبل " قارلند كلارك " وأعماله |
Ya bu bir tuzaksa ve onun hainliğini kanıtlamak istiyorlarsa? | Open Subtitles | ماذا لو كان فخاً, و كانوا ينتظرون إثباتاً لخيانته فحسب؟ |
Deliye dönmüştü ve onun için çok korktum çünkü anlaşmamızı açığa çıkaracak sandım. | Open Subtitles | لقد كان خائفاً جداً وبدأت بالقلق انه سوف يلغي الاتفاق الذي بيني وبينه |
O ve onun adamları, bütün dar ve derin vadileri, bütün kayaları ve bütün uçurumları biliyorlar. | Open Subtitles | هو ورجاله يعلمون كل وادى, كل صخرة, كل منحدر. |
Senin ve onun adını yazıp istediğin zaman getir. | Open Subtitles | اكتب اسمك واسمها وارحل متى تريد. |
ve onun rekabet aradığını da sanmıyorum. | Open Subtitles | ولاأظن انه يسعى الى منافسه |
Sizin ve onun hayatını kurtaracağız, hapse girmemenizi sağlayacağız. | Open Subtitles | سوف ننقذ حياتِك، وحياته وسنبعدك عن السجن |
Filmin konusunu biliyorum ve onun da filmdeki en tatlı şey olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | أعرف أحداث الفيلم وأعرف أنه كان أوسم رجل قد تراه |