Ve sabah kahvaltıya güzel bir şekilde ineceksin | Open Subtitles | وفي الصباح, عليك المجيء بكل جمالكِ للفطور |
Kendini daha iyi hissedeceksin, söz veriyorum Ve sabah olduğunda seni polise götürürüz. | Open Subtitles | سوف يجعلكِ تشعرين بالراحة، أعدكِ وفي الصباح سنأخذكِ إلى المأمور |
Ama adam cevap vermemiş Ve sabah hiçbir şey hatırlamamış. | Open Subtitles | ولكنه لم يجبها، وفي الصباح التالي كان قد نسي كل شيء |
Hele de gece boyunca okul müsameresi için kostüm diktiğin için uyuduğun o azıcık uykuya direnip çocuğunu okula yetiştirmeye çalıştırmak Ve sabah da işe gitmek zorunda olduğunda. | Open Subtitles | عندما تحاولين ان توصلي إبنك الى المدرسة و انت تنجين على مقدار قليل من النوم لأنك سهرت الليل بأكمله و انت تحيكين ملابس من أجل مسرحية المدرسة |
Sadece akşam Ve sabah erken saatlerde beslenirler. | Open Subtitles | تتغذى في وقت مبكر المساء والصباح الباكر. |
Ve sabah biz gittiğimiz anda sen de o çocuğu odunluktan çıkartırsın. | Open Subtitles | وفى الصباح سنذهب ستخرج الطفل من السقيفه |
Ve sabah olduğunda anneniz ve Tim burada olacak ve her şey yoluna girecek. Tamam mı? | Open Subtitles | و في الصباح ماما و تيم سيكونون هنا و سيكون كل شيء بخير |
India'yı arar Ve sabah işi ona tekrar yaptırırım.Sonra... | Open Subtitles | سأتصل بإنديا و أجعلها تعيد تصميمه فى الصباح و مِنْ ثِمَ |
Ve sabah saat 6'da buraya gelip seni lanet havaalanına götüreceğim. | Open Subtitles | وسأكون هنا في تمام السادسة صباحاً لأقلكَ يا إلى المطار اللعين |
Bulaşık makinesinden temiz bardakları alıp dolaba sıralamak Ve sabah ailemin onları kullanışını görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أخذ أكواب نظيفة من ماكينة غسيل الصحون ووضعها في خزانة المنزل وفي الصباح التالي أريد مشاهدة زوجتي تشرب منه |
Ofisini topla Ve sabah oraya rapor ver. | Open Subtitles | قومي بتسليم مكتبـُـك وفي الصباح أذهبي لتستلمي الوظيفة الجديدة |
Duyduğuma göre bütün gece uyumadı Ve sabah onu görmeye gelen Afrikalı gruplarla konuştu ve ona tapıyorlardı, o bir Tanrı'ydı. | Open Subtitles | 'وبقي فوق كل ليلة من ما سمعت ، 'وفي الصباح تحدث ل المجموعات الأفريقية الذين كانوا قد حضروا لرؤيته ، 'وأنها أكثر من التبجيل له ، أنه كان إلها. |
Ve sabah, evine uyumaya geleceğim. | Open Subtitles | وفي الصباح سأجيء للنوم في شقتك |
Ve sabah olduğunda, ona saati vermiştim. | Open Subtitles | وفي الصباح لقد قمت بأعطائه الساعه |
Ve sabah, resmi bir soruşturma başlatacağız. | Open Subtitles | وفي الصباح سنبدأ تحقيقًا رسميًا. |
Ve sabah olunca da... sana börek açarım. | Open Subtitles | وفي الصباح... ... سأعد لك المعجنات |
Güzel bir yemek yiyeceğiz, geniş ekran TV izleyeceğiz Ve sabah olunca bir şeyler düşüneceğiz. | Open Subtitles | سأحظى بوجبة لطيفة ...وسأشاهد التلفاز ذات الشاشة الكبيرة وفي الصباح ! سنجد حلـّاً للأمر |
...Ve sabah | Open Subtitles | وفي الصباح |
Hele de gece boyunca okul müsameresi için kostüm diktiğin için uyuduğun o azıcık uykuya direnip çocuğunu okula yetiştirmeye çalıştırmak Ve sabah da işe gitmek zorunda olduğunda. | Open Subtitles | عندما تحاولين ان توصلي إبنك الى المدرسة و انت تنجين على مقدار قليل من النوم لأنك سهرت الليل بأكمله و انت تحيكين ملابس من أجل مسرحية المدرسة |
Gençler Ve sabah uyanmak... İyi bir denklem değildir... | Open Subtitles | المراهقون والصباح , لا يتناسبان مع بعضهما |
Onları bu gece kafeslere koyacağız Ve sabah Hiccup onları adadan gönderecek. | Open Subtitles | سنسجنهم الليلة ، وفى الصباح سيرسل بهم "هيكوب" لخارج الجزيرة |
Ve sabah ateşte yakması için onu aşçıya verdim. | Open Subtitles | و في الصباح أعطيه للطباخ لإشعال نار المطبخ إنه سحر |
Cole bandajı değiştir Ve sabah muayenehaneye gel. | Open Subtitles | اوه كول فقط غير الضماده فى الصباح و تعالى لمقابلتى فى العياده |
Birbirimize şans diliyoruz Ve sabah uyandığımızda güzel haber diye trajedi bekliyoruz. | Open Subtitles | .. ثمّ نأمل أن نكون نحن الذين يوقظونهم في الثانية صباحاً .. |