İhtiyacı olanlara arkadaşlık edeceğime ve yardım edeceğim. | Open Subtitles | الصداقة لمن يحتاجها والمساعدة لمن هم في محنة سأعمل بإخلاص وشرف |
Ben yargılamak için değil, dinlemek ve yardım etmek için buradayım. | Open Subtitles | لست هنا للحساب , انا هنا للاستماع والمساعدة |
Bu görevde CIA'den, istihbarat ve yardım alacağız. | Open Subtitles | سيتعين علينا إنتل والمساعدة من وكالة المخابرات المركزية في هذه المهمة |
Şu an ihtiyacım olmayan tek şey sıkıştırılmak. Beni aradın ve yardım istedin. | Open Subtitles | شىء واحد لا أريده , وهو المضايقة أنت من إتصل بى وطلب المساعدة |
Şu an ihtiyacım olmayan tek şey sıkıştırılmak. Beni aradın ve yardım istedin. | Open Subtitles | شىء واحد لا أريده , وهو المضايقة أنت من إتصل بى وطلب المساعدة |
Umarım sözleri ve bu destansı film gerçek hayattaki kahramanlara uyanma ve yardım etme konusunda ilham verir. | Open Subtitles | آمل بأن كلماتهم وهذا الفيلم الملحمي ستلهم بطلاً حقيقياً بأن يقف ويساعد |
Amerikalılar birlikte duracak ve yardım eline uzanacaklar. | Open Subtitles | على الشعب ان يتكاتف ويساعد بعضه بعضا |
Öyleyse köye gider, sığınacak bir yer bulur ve yardım çağırırız. | Open Subtitles | إذا لنتجه نحو القرية، نجد ملجأ لأنفسنا ونطلب النجدة. |
Şuradaki benim kardeşim, ve buraya sizi iyileştirmek ve yardım etmek için geldik. | Open Subtitles | ،وهذا هنا هو أخي ونحن قد وصلنا هنا لعلاج المرضى .والمساعدة بأي طريقة ممكنة |
Yalnızca kendi evine yatırım yapmayıp, aynı zamanda daha geniş bir çevrede aynı koşullardaki çocuklara ulaşmaya ve yardım etmeye çalışmayı öğrendim. | TED | وليس فقط أن تستثمر في بيتك الخاص بل البحث والمساعدة في تربية الأطفال في المجتمع الأوسع . |
Seppo Ilmari Koistinen 16 Mayıs 2005'te Helsinki'de gerçekleşen büyük çaplı hırsızlığa karışmak ve yardım etmek suçlarından iki yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. | Open Subtitles | سيبو إلماري كويستينن سيتم الحكم عليه... بتهمة التحريض والمساعدة في السرقة الكبيرة في هلسنكي بتاريخ مايو 16, 2005 |
- Yerleşim, rutin ve...yardım. - Ya bu şey bu şekilde inşa edilmemişse? | Open Subtitles | -معرفة تصميم السجن وفهم روتينه والمساعدة" " |
Arkadaşlık için değil, güvenlik ve yardım için. | Open Subtitles | ليس للرفقة بل للسلامة والمساعدة. |
Özür dilerim, ama bunun olağanüstü olduğunu düşünüyorum ve yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | حسناً , أنا آسف , لكني أظنه رائع , و أريد المساعدة |
Bunu yalnız yapamam. Yardım gerekiyor ve yardım da burada. | Open Subtitles | لا استطيع فعل ذلك بمفردي احتاج الى المساعدة وهي هنا |
Kazayı gördün, ama ne olduğunu anlayamamıştın, ve yardım içi koştun, hepsi bu. | Open Subtitles | رأيت الحادثة، ولم تدرك مالذي يحدث خرجت مُسرعاً لطلب المساعدة هذا ماتتذكره .. |
Bak, bunu çözmem gerek ve yardım teklif eden sadece o var. | Open Subtitles | أنظري، أحتاج فقط أن أتبين أمر هذا وهو الوحيد من يعرض المساعدة |
Yandaşlarının gizlemesine rehberlik ve yardım eden tek güç o. | Open Subtitles | إنه يوّجه ويساعد أتباعه في إخفاءه. |
Bu köyden ayrılmamız ve yardım almamız gerekiyor. | Open Subtitles | علينا أن نترك هذه القرية ونطلب النجدة |