"vermekten" - Traduction Turc en Arabe

    • إعطاء
        
    • تسليم
        
    • اعطاء
        
    • بإعطاء
        
    • منح
        
    • الإدلاء
        
    • أعطاء
        
    • التخريب
        
    • إعطائِك
        
    • منحك
        
    • من أتخاذ
        
    • التسبب
        
    • بما هو أكثر من
        
    • رفع الإنذارات
        
    Seth bana Harry Reynard'a Med Patent hisselerinden vermekten söz ediyordu. Open Subtitles سيث كان يحادثنى عن إعطاء أ.ب.و الخاص بميد بيتينت لهارى رينارد
    nafakanı bir garsona bahşiş olarak vermekten daha eğlenceli geliyor. Open Subtitles أكثر متعةً من إعطاء بقشيشاً للخادم من نفقة زوجتك السايقة
    Burada oturup sana form üstüne form vermekten hoşlandığımı mı sanıyorsun? Open Subtitles كنت أعتقد أنني أحب الجلوس هنا، كنت تسليم تشكل بعد شكل؟
    Aynı davada erkek arkadaşına ölümcül dozda eroin vermekten suçlanmış. Open Subtitles نفس القضية. كانت متهمة ايضا بتهمة اعطاء مصل سام لحبيبها
    Bu gece en büyük ödülümüzü Mary Jane'i tam puan alan kızımıza vermekten onur duyuyorum. Open Subtitles أحظى بمتعة عظيمة اليوم بإعطاء شرفنا الكبير المارى جين الى صاحبت الدرجة المثالية
    Ödül vermekten başka bir şey yapmıyorlar. Open Subtitles دعنا ننسى المحادثة لا يفعلون أي شيء سوى منح الجوائز أنا لا أصدق ذلك
    Çünkü senin paran olduğunu ve onu ifade vermekten alıkoymak için sebebin olduğunu biliyorlardı. Open Subtitles لأنهم يعرفون كان لديك المال و دافع لمنعه من الإدلاء بشهادته.
    Bazen kadınlar erkeklere bonbonlu jöle vermekten hoşlanmaz. Open Subtitles أحياناً الناء لا يروق لهم أعطاء الرجال هذه السكاكر.
    O alçağa hak ettiğini vermekten sadece birkaç dakika ötedeydik. Open Subtitles كنا على بُعد دقائق من إعطاء هذا الوغد ما يستحق،
    Elli bin dolar borç vermek beş yüz dolar borç vermekten daha riskli. TED فمن الخطر إعطاء قرض ب50 ألف دولار عوضاً عن اعطاء قرض ب 500 دولار
    Sadece 200 dolar vermekten daha fazlası gerek. TED نحن بحاجة إلى أكثر من مجرد إعطاء 200 دولار.
    Hiç para vermeyiz ama Çin'de isim vermekten vazgeçeriz. Open Subtitles لا مال و ىسوف نوافق على عدم تسليم الاسماء للصيينين
    Durum o kadar kötüleşsin istiyor ki ona usturlabı vermekten başka çaremiz kalmasın ve her şey eski hâline dönsün. Open Subtitles انه يريد أن يجعلها سيئة للغاية و لا يترك لنا أي خيار الا تسليم الأسطرلاب و قلب الأمور مرة أخرى إلى ما كانت عليه
    Çocuğumuzu geri vermekten başka çaremiz kalmamıştı. Open Subtitles لم يكُن لدينا خيار سوى تسليم الطفلة
    İnsanlarla ilişkimi kesmeden önce, onlara bir şans daha vermekten yanayım. Open Subtitles أود أن اعطاء الناس ثقه كبيره قبل أن أنتهي منهم
    Bu artık bilgi vermekten öte bir şey bu bir seyahat. Open Subtitles لم يعد الأمر مُتعلّقاً بإعطاء معلومات, بل بإستشعارهم للرّحلة.
    Size doğaçlama yurttaşlık dersleri vermekten her ne kadar hoşlansam da yapacak işlerim var. Open Subtitles وبقدر ما استمتع بإعطاء دروس ارتجالية مدنية لديّ عمله لأعمله
    Bilmiyorum... Daha önce hiç sperm vermekten vazgeçmemiştim. Open Subtitles لا أعرف , لم أنكث يوما بعهد في منح الحيامن من قبل ؟
    Sırf ruhsat vermekten değil, bakımdan da sorumluyuz. Open Subtitles الآن, نحن المسؤولين عن الصيانة ليس فقط منح التراخيص
    Teselli olacaksa, karın yanlış ifade vermekten kurtulur. Open Subtitles لو هنالك أيّ سلوان، فزوجتكَ مُعفاه من جُرم الإدلاء الكاذب.
    Bir gün kazandığımın yarısını müdürüme vermekten sıkıldım ve ben de bir müdür oldum. Open Subtitles في يوم ما .. تعبت من أعطاء نصف ما أحصل عليه الى الأدارة لذا أصبحت أنا الأدارة
    Vandalizmden tutuklanmış, mülke zarar vermekten iki koruyucu ailenin yanından alınmış. Open Subtitles تم القبض عليها بتهمة التخريب تمت ازالتها من بيتين للرعاية , بسبب تدمير الملكية
    Sana ikinci şans vermekten bıktım. Open Subtitles أعِدُك. تعبتُ من إعطائِك فُرصٌ ثانية.
    Ben hala açım ama. Benim zevkim sana zevk vermekten geçiyor ve senin bütün isteklerine uymaktan. Open Subtitles أنا ما زلت جائعاً متعتي تكمن في منحك المتعة
    İnsanlar sadece kendileri için karar vermekten korktuklarında kurallara uyarlar. Open Subtitles الأشخاص يتبعون القواعد لأنهم يخافون من أتخاذ القرارات بأنفسهم.
    Himayendeki insanlara zarar vermekten yargılanacaksın ve bundan suçlu bulunacaksın. Open Subtitles سوف تحاكم على التسبب بالضرر على أشخاص في رعايتك وسوف تتهم مذنباَ
    Bazıları cevap vermekten fazlasını yapıyor. TED وبعضهم يقوم بما هو أكثر من مجرد رد.
    Yanlış haber vermekten nefret ederim. Open Subtitles شكراً لك. أكره رفع الإنذارات الكاذبة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus