Öyleyse sana işe yarar bir şey vermeyeceğimi biliyor muydun? | Open Subtitles | إذاً فقد كنتِ تعلمين أنني لن أعطيكِ شيئاً ذا قيمة |
Neler olduğunu anlatmazsa ona eşyalarını vermeyeceğimi söyledim. Yüzüme bile bakmadı. | Open Subtitles | على أيّ حال، قلتُ لها: "لن أعطيكِ أغراضكِ ما لم تُخبريني ما يجري". |
Çıkana kadar ilişkimizle ilgili karar vermeyeceğimi söylemiştim ama çoktan kararımı verdim. | Open Subtitles | أخبرته أني لن اتخذ قرار حول علاقتنا حتى يخرج لكنّي قد قرّرت |
Oraya gitmene izin vermeyeceğimi biliyorsun. | Open Subtitles | تعلم أني لن أسمح لك بالذهاب إلى هناك، هيا بنا |
Sana seni ne kadar sevdiğimi ve hiçbir yere gitmene izin vermeyeceğimi anlatayım. | Open Subtitles | حتى أستطيع إخبارك مدى حبي، وكيف أني لن أسمح لك بالذهاب أبداً. |
O zaman ben de magazin sorularına cevap vermeyeceğimi söylerim. | Open Subtitles | إذاً سأقول أني لن أجيب على أسئلة جرائد الفضائح. |
Bir daha kimseye sorun vermeyeceğimi garanti etmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريد ضمانة أني لن أصيب أي أُناس أخرون بالاضطرابات |
Ama onları kesip kuzgunlara vermeyeceğimi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. | Open Subtitles | ولكن إذا ظننت أني لن أقطعهم وأطعمهم للغربان فأنت مخطيء |
Bir daha kimsenin ona zarar vermesine izin vermeyeceğimi söyledim. | Open Subtitles | أخبرته أني لن أترك أي أحد يؤذيه ثانياً |
Bitirdim. Ona bir daha ders vermeyeceğimi söyledim. | Open Subtitles | فعلت، أخبرته أني لن أعلمّه بعد الآن |
- Durdum. Ona artık ders vermeyeceğimi söyledim. | Open Subtitles | فعلت، أخبرته أني لن أعلمّه بعد الآن |
Bunun olmasına izin vermeyeceğimi bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | يجب أن فقط تعرفي أني لن أترك ذلك يحدث |