"vermiştir" - Traduction Turc en Arabe

    • أعطاه
        
    • أعطاها
        
    • أعطت
        
    • اعطى
        
    • أعطانا
        
    • أضاء
        
    • قد أعطتك
        
    • أنه أعطاك
        
    Ve onların kendilerine ait bu evin anahtarlarından var ve kim onlara vermiştir dersin? Open Subtitles رغم أن, فنّيًّا, هم دخلوا بتحكّمه من بعد من تعتقد أنّه أعطاه له ؟ بريسكوت ؟
    Umurumda değil.Onu birine vermiştir.Hediye etmiştir. Open Subtitles لا أهتم ، لقد أعطاها لشخص ما على سبيل الهدية
    Dostum, o kız polislere donut dükkanından daha çok hizmet vermiştir. Open Subtitles هذه الفتاة قد أعطت للشرطيين أكثر مما يعطيه محل كعكة محلاة.
    Evet dünyada kötülük var çünkü Tanrı insana özgür irade vermiştir ve kötülük yapmayı da seçebilir, bu gayet basit. Open Subtitles الجواب هو الارادة الحرة نعم، هناك شر في العالم لان الرب اعطى البشر الارادة الحرة وبعض البشر يختار عمل الشر
    Tanrı hepimize özgür irade vermiştir, ve o gün Hilary Faye'in dua çemberinde, sen onu kullanmaktan çekinmedin. Open Subtitles الله أعطانا كلّ الإرادة الحرّة في ذلك اليوم عندما كنا نصلي عند هيلاري فاي لم تخشي شئ.
    Pilotumuz, "kemerlerinizi bağlayın" işaretini vermiştir. Open Subtitles ‫سيداتي سادتي، أضاء الطيّار ‫إشارة حزام الٔامان
    Belki annesinin haberi olmadan babası vermiştir. Open Subtitles حسنا، ربما أبي أعطاه له من وراء ظهر أمي.
    Belki Rufus bunun için adama bir sebep vermiştir. Open Subtitles حسناً , ربما " روفوس " هنا أعطاه سبب لذلك
    - Dün gece gayet güzel kullanmış! Belki buralarda biri ona ders vermiştir. Open Subtitles ربما أعطاه أحد هنا دروس
    O zaman biri ona vermiştir. Open Subtitles حسناً، ربما أعطاها إياها شخص ما.
    - Yoksa, kendisi mi vermiştir, sence? Open Subtitles ـ هل تعتقد بأنه أعطاها له؟
    Evet, Trapper John, onları tuvalet dönüşünde Ron'a vermiştir. Open Subtitles أجل، لابدّ أنّ (تريبر جون) أعطاها لـ(رون) عندما كان يتمّ مرافقته عائداً من الحمام.
    Yıldırım gücü, Zeus'a dünyaya hükmetme gücü vermiştir. Open Subtitles وهو ما يعادل خمسة أضعاف حرارة الشمس أعطت الصواعق لزيوس القدرة على حكم الكون
    Vietnam savaşından beri, helikopterler, savaş alanında teknolojik olarak üstün olan taraflara hep büyük avantaj vermiştir. Open Subtitles منذ حرب فيتنام، أعطت مروحيات القوات المتفوقة تقنيا ميزة كبيرة في ساحة المعركة
    Evet, beş bin dolar ederindeki bir yüzüğü hizmetliye öylesine vermiştir kesin. Open Subtitles صحيح, لقد أعطت الرجل العامل خاتمًا يساوي خمسة آلاف دولار
    Anestezi cerrahlara ameliyat etme özgürlüğü vermiştir. TED حيث اعطى التخدير للجراح حرية العمل دون ان يشعر بالاسف لما قد يعانيه المريض
    Bizim için kendisi gerekli olduğunda bize hayat ve mutluluk vermiştir. Open Subtitles بالنسبة لنا , هو شخص ما اعطى الحياة والسعادة عندما كانت معدومة
    ...ikinci ihtimal, test iki seferde de hatalıydı ya da üçüncü ihtimal, bize başkasının kan örneğini vermiştir. Open Subtitles لأن الفحص كان خطأً مرّتين أو ثالثاً: لأنّه أعطانا دمَ شخصٍ آخر
    Rico inşallah doğru numarayı vermiştir. Open Subtitles آمل أن ريكو أعطانا الرقم الصحيح
    Pilotumuz, "kemerlerinizi bağlayın" işaretini vermiştir. Open Subtitles ‫سيداتي سادتي، أضاء الطيّار ‫إشارة حزام الٔامان
    Kaptan pilotumuz "kemerlerinizi bağlayın" işareti vermiştir. Open Subtitles ‫سيداتي سادتي، أضاء الربان ‫لافتة "ربط أحزمة الٔامان"
    Eminim sana o an için çok görünecek miktarda para vermiştir ama para geçicidir. Open Subtitles أنا متأكد من أنها قد أعطتك مبلغاً هائلاً آنذاك ولكن يتبدد المال وينتهي بك المطاف في مكان كهذا
    Ayrıca eminim daha önce de bazı sakınımlı işaretler vermiştir. Open Subtitles بالإضافة ,أظنه أنه أعطاك أشياء متحفظة في الماضي ليصرح لك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus