Kendini bir katlı otoparktan aşağıya atarsın ve bunu vicdanımda istemem. | Open Subtitles | عليك أن ترمي نفسك من مرآب السيارات و ضميري لا يستطيع تحمل ذلك |
O adamın ölümünü 20 yıldır vicdanımda taşıyorum. Birisi öldü mü? | Open Subtitles | يؤنبني ضميري على مقتل ذلك الرجل منذ عشرين سنة |
O da benim bir hastamdı ve ölümü ellerimde olmadı ama,vicdanımda oldu. | Open Subtitles | كانت ايضاً إحدى مريضاتي و رغم أن وفاتها ليست على يديّ .إلا أنها تؤرق ضميري |
vicdanımda bir ceset istiyormuşum gibi. | Open Subtitles | كما لو كُنت أحتاج إلى تأنيب ضميري فيما يتعلق بجُثة ميتة |
Ve Bay Ross bana, "Ölmek için çok zekisin, ve bunu vicdanımda taşımak istemiyorum, bu nedenle okuldan ayrılıyorum ve seni de yanımda götürüyorum" dedi. | TED | وقال السيد روس "انت اذكى من ان تموت، ولا اريد هذا العبء على ضميري لذا ساغادر هذه المدرسة و ساخذك معي" |
Hayır, vicdanımda yeterince ölü var. | Open Subtitles | كلا، لديَ الكثير منَ الموت يُثقلُ ضميري |
Fakat vicdanımda bununla yaşayamam, ben de gidip babanı buraya getirdim. | Open Subtitles | لا يسعني العيش وهذا يثقل ضميري |
vicdanımda bu yük varken mezara giremem. | Open Subtitles | لا يمكنني الذهاب لقبري و ضميري يؤنبني |
vicdanımda başka bin tane suç daha var. | Open Subtitles | و هنالك آلاف الجرائم الأخرى على ضميري. |
Ellerimde, vicdanımda rahat. | Open Subtitles | ضميري مُرتاح - حسناً إذاً، تراجَع- |
vicdanımda büyük bir yük taşıyorum. | Open Subtitles | ان ضميري يعذبني |
vicdanımda değerlendirdikten sonra, karar verdim... | Open Subtitles | بعد مراجعة ضميري قررت... |