| Eylemlerini daha dramatik kılmak için bu videodan bazı kareleri çıkardılar. | TED | لقد أزالوا لقطات من هذا الفيديو لجعل تصرفاته تبدو أكثر عدوانية. |
| videodan anlarsın. Neden gelip sen de şuna bir bakmıyorsun? | Open Subtitles | أنت تعرفين في الفيديو, هلا نظرتي إلي هذا الشريط ؟ |
| Bu videodan elini çekmesi için uğraşıyordum, ama bunu yapmicak. | Open Subtitles | حاولت أن أجعلها تسلّم مقاطع الفيديو خاصتنا لكنها لم تقبل |
| videodan öte, asıl ilgimi çeken altına yazılan yorumlar oldu. | Open Subtitles | لم يكن الفيديو الذي فتنت به، بقدر كما كانت التعليقات. |
| Bu videodan bir görüntü. | TED | وهذه لقطة ثابتة من الفيديو الذي صُور هناك. |
| AD: Ve o pencerenin dışından kaydedilen sessiz videodan kurtarmayı başardığımız ses şöyle. | TED | وهذا ما أمكننا إستعادته من الفيديو الصامت الذي صورناه من الخارج من خلف تلك النافذة |
| Bu videodan elde edilen parayla, sınıfımızdaki öğrencilere, kutulu oyunlarını yapmalarını sağladık. | TED | مع المال المتحصل من الفيديو المنتشر كنا قادرين على السماح للطلاب في الفصول لدينا بأن يصنعوا جميعًا العابهم في صندوق. |
| O kadar değil. videodan daha iyi görünmüyor. | Open Subtitles | لا نستطيع رؤية المزيد الآن أكثر ما شاهدنا فى الفيديو |
| videodan gelen laneti kaldırabilecek bir yol olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أن هناك طريقه لترحل اللعنه من الفيديو |
| Eminim ki, hayatın için savaşırken seni seyretmek beni eğlendirecek videodan sıvışabileceğimden bahsetmedim bile. | Open Subtitles | بالرغم من انه سوف يكون مسلي بمشاهدتك وانت تقاتل لحياتك مع الذكر انني استطيع ان اجمع ثروه من الفيديو |
| Piyasadan çekiliyoruz ama bu videodan hoşlandılar, | Open Subtitles | سنرتحل سنخوض هذا الإنسحاب الغبيّ ويروقهم تسجيل الفيديو ذاك |
| videodan aldığım parmak izi, şu adamın çıktı. | Open Subtitles | المطبوعة تعافيت من الفيديو عادت إلى هذا الرجل. |
| Lütfen, hiçbir şey kanıtlamayan bir videodan başka bir şeyiniz yok. | Open Subtitles | رجاء، لديك بعض أشرطة الفيديو التي لا تثبت شيئاً |
| videodan sonra, iki treni de korumaya aldığımızı biliyordu. | Open Subtitles | بعد هذا الفيديو,لابد أنه يعلم أننا قمنا بتأمين هذان القطاران |
| videodan öğrendiğimiz tek şey kadının kısa kahverengi saçları olduğu. | Open Subtitles | افضل ما حصلنا عليه من الفيديو هو امرأة ذات شعر بنى قصير |
| Bu videodan öğreniyorum işte. | Open Subtitles | أنا أتعلم كيف أفعلها بنفسي أنا أتعلم من هذا الفيديو |
| Morisaki'nin bu videodan öldüğüne dair şüphem kalmadı. | Open Subtitles | أظن أن الذي قتل موريساكي كان هذا الفيديو |
| videodan fırlayan ve kimi zaman öldüren kimi zaman adam kaçıran bir kadın olduğunu varsayarsak Kashiwada böyle bir canavarı nasıl oluşturmuş olabilir? | Open Subtitles | إذا رأيت حقا امرأة تخرج من شاشة الفيديو لماذا كانت تقتل فقط بعض الناس؟ كاشيوادا كيوشي أطلق وحشا |
| Açılışta çocuktan aldığım videodan sana bahsetmiştim, değil mi? | Open Subtitles | لقد قلت لك عن ذلك الفيديو الذي أخذته من ذلك الفتى في الإفتتاح ، صحيح ؟ |
| İnternette kafamı eğmediğimi gösteren videodan mı bahsediyorsunuz? | Open Subtitles | أتقصدين الفيديو الذي يظهرني وأنا لم أحني رأسي؟ |
| videodan alınmış gibi sanki- | Open Subtitles | يبدو أنها مسحوبة من مقطع فيديو أو ما شابه.. |