"voight'" - Traduction Turc en Arabe

    • فويت
        
    Burada, onları içeri Voight mu yoksa kız mı içeri aldı göremiyoruz. Open Subtitles الآن لا نستطيع أن نرى هل فويت أو الفتاة سمحوا لهم بالدخول
    Sence Voight'ın o kasada ne kadar parası vardı... yarım milyon? Open Subtitles كم تظن أن فويت يملك في تلك الخزنة حوالي نصف مليون؟
    Voight'in mıntıkasında çalışan bir arkadaşım görgü tanıklarının beyanlarında bir şey olmadığını söyledi. Open Subtitles صديقي الذي يعمل في منطقة فويت قال أن لا شيء جاء في روايات الشهود
    Onlar da Voight'i karşılarına alamayacak olan polisler. Open Subtitles و لكنهم رجال شرطة لا يريدون التورط في عمل ضد فويت
    Voight, oğlunun yediği haltları 15 yaşından beri temizliyor. Open Subtitles فويت كان يسحب إبنه من أشياء كهذه منذ أن كان الولد في الخامسة عشرة من عمره
    Görünüşe göre Dawson'ın kardeşi riskli bir adam diyor ve Voight çok tehlikeli bir şerefsiz. Open Subtitles يبدو , أن أخ دوسون يقول أنها حركة خطيرة و فويت هو إبن عاهرة خطير جداً
    Başçavuşum Detektif Voight davasında yardım edebileceğim bir şey olursa haber verin yeter. Open Subtitles أيها الملازم إن إحتجت أي مساعدة بخصوص موضوع المحقق فويت فقط أعلمني
    Üzgünüm Amir Grogan ama her yerde Voight'un adı çıkıyor. Open Subtitles أنا اّسف أيها الرئيس غورغان إسم فويت مكتوب في كل أنحاء المكان
    Cadılar Bayramı gecesinde Detektif Voight'un yeri ile ilgili tanıklık edebilecek kimse yok. Open Subtitles ليس هناك شهود على أن المحقق فويت كان في مكان غير مكان عمله ليلة عيد القديسين
    Voight da bunu çok iyi biliyor ki saldıranları Voight ile ilişkilendiremezsem, elimiz boş demektir. Open Subtitles لكن إذا لم أستطع ربط المهاجمين بفويت و فويت يعرف هذا أفضل من أي أحد فلن يكون لدينا شيء ضده
    Bu adam Voight'ın mahallesinde oturan ve üzerine kayıt cihazı takabileceğimiz bir çocuğu tanıyor. Open Subtitles أعرف رجلاً يعيش في حي فويت يعرف ولداً يريد أن يشي
    Voight'un oğlunun aleyhine şahitlik yaptıktan sonra bir şeyi ispatlamaktan başka bir şey yapmayacak. Open Subtitles بمجرد شهادته ضد إبن فويت إنه.. إنه لا يستحق أكثر فقط لإثبات نقطة
    Voight bizim elemana dalaşırken burada götün teki gibi hissediyorum. Open Subtitles أتعرفون , أحس أننا نجلس هنا كالجبناء في أثناء ذلك فويت يضايق زميلنا
    Voight'un evini tuvalet kağıdıyla kaplamaktan bahsetmiyorum O. Open Subtitles لأني لا أتحدث عن تغطيتنا بورق الحمام لمنزل فويت
    - Dedektif Voight ile problemi olan Casey sen misin? Open Subtitles أنت من لديه مشاكل مع المحقق فويت , صحيح؟ أجل , هذا صحيح
    Voight biri ona rüşvet vermedikçe kılını bile kıpırdatmaz. Open Subtitles فويت بيفهم بالرفع شخص ما لم تدفع له تحت الطاولة.
    Birisi varmış. Kahve Voight'ın ama çay... Open Subtitles أحدهم كان هنا القهوة لـ فويت , ولكن الشاي
    Voight'un önde ve arkada güvenlik kamerası vardı. Open Subtitles فويت لديه كاميرات عند الباب الأمامي والخلفي
    Komiser Voight, Justin'i hava alanından almamı istedi. Open Subtitles الرقيب فويت أمرني أن أقل جاستون من المطار
    Voight'un ofisine gelirsen dedektif, bu harika olurdu. Open Subtitles في مكتب فويت يا أيها المحقق سيكون ذلك جيدًا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus