Sonra beyefendinin kendisini vurduğunu duyduktan sonra hepsi aklımdan uçup gitti. | Open Subtitles | وبعدها سمعت أن السيد أطلق النار على نفسه وبدا فظيعاً وكل هذا أنساني ذلك |
Öldürücü bir darbe vurduğunu hissetti. Yalnızca arkadaşına değil, kendisine de. | Open Subtitles | لقد شعر و كأنه قد ضرب ضربة مميتة ليس فقط لصديقه |
Yani ben bir penguenin hiç kafasını taşa vurduğunu görmedim. | Open Subtitles | حسناً، أنا لم أر قط طيور البطريق تضرب رأسها بالصخر. |
Sanıkların adamı vurduğunu görmediyseniz... ateş edenlerin onlar olduğunu nereden biliyorsunuz? | Open Subtitles | اذا لم ترى المتهم يطلق النار على الحارس اذآ كيف تعرف انه هو الذى أطلق النار على الحارس؟ |
Hükümet, gerçekten, 77 sefer sayılı uçağın Pentagon'u vurduğunu kanıtlamak istiyorsa, bütün yapması gereken, o kasetlerden birinin yayınlanmasını serbest bırakmak. | Open Subtitles | إذا أرادت الحكومةَ أن تثبت بشكل نهائى بأن الرحلة 77 ضربت وزارة الدفاع الأمريكيةَ كل يجب أن يعرضوا أحد تلك الأشرطة |
Dominguez'in hapishanede olmadığını, dün gece Garza'yı vurduğunu ispatlayabilirim. | Open Subtitles | يمكنني اثبات أن ديمنغيز ليس في السجن, وأنه أردى غارزا البارحة |
Zavallılar onlara neyin vurduğunu bilmiyorlar. | Open Subtitles | لن يعرف الأوغاد المساكين ما أصابهم. صحيح. |
Gövdeye vurduğunu duydunuz. Ve ben...asla burada değildim. | Open Subtitles | لقد سمعته يضرب الهيكل و أنا لم أكن هنا أبداً |
-Ya da teğmenin kendi müfrezesini vurduğunu mu? -Teğmen mi? | Open Subtitles | عن سبيرز حين أطلق النار على السجناء أو الرقيب في فصيلته ؟ |
Taksimi kimin vurduğunu biliyoruz! | Open Subtitles | نعرف مسبقاً من أطلق النار على سيارة أُجرتي |
Hı.Umarım John'u kimin vurduğunu anlayacak kadar zekisindir.Silahlarla gitme. | Open Subtitles | أتمنى أن تكون حذق بقدر كافي لكى تعرف .ذلك أن الذي ضرب جون ولا تذهب بدون بنادق |
Kum torbasına vurduğunu gördüğüm o kadar kişi arasında, buna Sonny Liston da dahil hiç kimse Foreman'ın vurduğu gibi vuramadı. | Open Subtitles | 'من بين جميع الناس رأيت ضرب الحقائب الثقيلة ، بما في ذلك ليستون سوني ، 'لا أحد عصفت به في طريقة فورمان لم'. |
Karına daha sert vurduğunu söyle pis korkak. | Open Subtitles | أرجوك.. أخبرني أنك تضرب زوجتك أقوى من هذه الضربة, أيها الجبان |
Chatman'in kötü adamı vurduğunu gördün mü | Open Subtitles | هل رايت تشاتمان يطلق النار علي الرجل الشرير؟ |
Skinner'a hastanedeki adamı senin vurduğunu söyledim, ama buna ben bile inanmadım. | Open Subtitles | أخبرت سكيننير ضربت الرجل في المستشفى، لكنّي لم أعتقده حقا. |
Bu sabah bir otomobil bayisinde iki kişiyi vurduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أنه أردى قتيلان بمتجر لبيع السيارات هذا الصباح |
Bu yüzden o taktik birlikleri kendilerine neyin vurduğunu fark edemeyecekler. | Open Subtitles | و لهذا هؤلاء الاولاد التقنيين لن يعرفوا ما أصابهم |
Babamın birisine öyle vurduğunu hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق وأن رأيت أبي يضرب أحداً بهذه القوة. |
Kevin'in bir taş aldığını küçük bir taş aldığını ve kadının suratına vurduğunu gördüm. | Open Subtitles | لقد شاهدت كيفين يحمل صخرة صغيرة بكبر راحة اليد و ضربها على وجهها بتلك الصخرة |
Stampson'ın karısı kocasını vuran adamın, silahını ileri geri sallayıp sonra onu tekrar vurduğunu söyledi. | Open Subtitles | زوجة ستامبسون تقول ان الرجل اطلق النار علي زوجها، ثمّ رمي |
Geri dönmeyeceğini bildiğin için köpeğini vurduğunu söylediler. | Open Subtitles | قالوا نك اطلقت النار علي كلبك لانك عرفت انك لن تعود ثانيه |
Bir insanı vurduğunu sanmıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لا تظن بأنك أطلقت النار على شخص حقيقي. أليس كذلك؟ |
Şey, kendisini kimin vurduğunu çok merak ediyor. | Open Subtitles | في الحقيقة إنه فضولي للغاية بخصوص الشخص الذي أصابه |
Bu adam seni acımasızca vurduğunu itiraf etti ve sen kimliğini teşhis etmedin, biz de kelepçelerini açtık. | Open Subtitles | هذا الرجل يعترف بإطلاق النار عليكِ في برود و ترفضين تحديد هويته لذا فاضطررنا لتركه |
Tavus kuşunun vurduğunu gerçekten gördünüz mü? | Open Subtitles | أخبريني يا سيدتي ، هل شاهدتي الطاووس فعلاً يضربك ؟ |